Daha ne kadar ölecekler?

Kadınların hayatları bir bir çalınırken, akıllarda tek bir soru var: Daha ne kadar ölecekler?

Türkiye'de her gün kadın cinayetleri artarak yaşanmaya devam ediyor. Kimi kadın, devletten yardım beklerken, kimisi de yardım beklediği sırada kocası tarafından katlediliyor.

Kadınların hayatları bir bir çalınırken, akıllarda tek bir soru var: Daha ne kadar ölecekler?

GÖZALTINA ALINIP SERBEST BIRAKILDI!

İstanbul Bayrampaşa'da 1 buçuk yıldır evli olduğu eşi tarafından dövülen 20 yaşındaki Tülay T. komşusuna sığınarak polisleri aradı. Şikayet üzerine gözaltına alınan eşi O.T. ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. İki gün boyunca gözü kanayan genç kadın, dayakçı kocasının serbest bırakılmasına tepki göstererek, "Şu anda ne benim ne ailemin can güvenliği yok. Kendisi dışarıda gezebiliyorsa ben hiç şikayetçi olmayayım. Ölmeyi mi bekleyeyim?" dedi.

Bayrampaşa'da yaşayan 20 yaşındaki Tülay T. iddiasına göre, 1 buçuk yıl önce evlendiği eşinden düğünün hemen ertesi gününden itibaren şiddet görmeye başladı. Genç kadın, geçtiğimiz pazar günü 10 aylık kızını uyutmaya çalışırken telefonunda da video izliyordu. Bu sırada yanına gelen kocası O.T. ekranda bir erkek görüntüsü gördüğü gerekçesiyle yumruk attı. Gözü kanlar içinde kalan genç kadın ancak iki gün sonra eşinin markete gitmek için evden ayrıldığı sırada komşusuna sığınarak polisi aradı.

 

"SEN ADAMLARI MI İZLİYORSUN' DİYEREK TELEFONLA KAFAMA VURDU"

O gün yaşananları anlatan Tülay T., "Çocuğumu uyuturken video izliyordum. Gelmiş, geçmiş farklı insanlarla ilgili bir şeydi. Ne izlediğimi sordu, ben de telefonu ona gösterdim. O arada videoda bir erkek çıktı 'Sen adamları mı izliyorsun?' diyerek telefonla kafama vurdu. Daha sonra kızım uyandı. Ben o ara kızımı korumaya çalışırken bir anda oldu her şey. Gözüme yumruk attı ve kanlar akmaya başladı. Işığı açıp 'oh iyi olmuş, nasıl şişmiş' dedi. Hiçbir pişmanlığı üzüntüsü yoktu" dedi. 

"ÖLMEYİ Mİ BEKLEYEYİM"

Eşinin ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılmasına tepki gösteren genç kadın, "Bu adam şu an serbest. İfade verip dışarı çıktı. Beni bu hale getirip, bu kadar şey yaşatıp şu an kendisinin dışarıda olması inanın ayrı üzücü. Hem şiddet görüyorsunuz hem de kendisi hiçbir ceza almıyor. Kendisinin cezasını çekmesini istiyorum. Şu anda ne benim ne ailemin can güvenliği yok. Kendisi dışarıda gezebiliyorsa ben hiç şikayetçi olmayayım. Ölmeyi mi bekleyeyim? Aracılar yoluyla şikayetimi de geri almamı istiyor. Şikayetimi asla geri almayacağım. Uzaklaştırma kararını da aldırdım" diye konuştu.

"ÇOCUK AĞLADIĞINDA 'ŞU ÇOCUĞU DUVARA FIRLATACAĞIM' DİYORDU"

Yaşadığı olayın ilk olmadığını eşinin daha önce de bıçakla saldırarak dövdüğünü söyleyen Tülay T. korktuğu için şikayetçi olmadığını bu yüzden 1 buçuk yıl boyunca sürekli şiddete maruz kaldığını dile getirdi. 

Tülay T., "Daha önce de bıçakla tekme tokat dövmüştü. Elini ittim, o sıra kızım uyandı. Kızım uyanınca kurtuldum. O anda kızım uyanmasaydı belki de bıçaklamıştı. Uyuşturucu madde kullandığını gördüm, buna tepki gösterdiğim için bile dayak yedim. En ufak sebepten dövüyordu. Çocuk ağladığında 'şu çocuğu duvara fırlatacağım' diyordu. Hep şiddete meyilliydi" ifadelerini kullandı.

"BOĞUŞMA SIRASINDA SİLAHLA VURULDU"

Antalya'da kaybolduktan 13 gün sonra toprağa gömülü cesedi bulunan Duygu Çelikten'in (30) katil zanlısı Veli Ünder'in ise yargılanmasına bugün devam edildi. İlk kez duruşmada ifade veren cinayet sanığı Ünder, Adli Tıp'ın ölüm nedeni olarak belirlediği 'kesici alet' raporunu kabul etmedi. Ünder, “Duygu boğuşma sırasında silahla vuruldu. Ona sarıldım. Onu son kez öptüm. Saçlarını toparladım ve oradan ayrıldım" dedi.

Muratpaşa ilçesinde yaşayan 2 çocuk annesi Duygu Çelikten, geçen yıl 6 Eylül günü, fatura ödemek için evden çıktı. Kent merkezine gelen Çelikten, sevgilisi Veli Ünder'in otomobiline bindi. Ancak Çelikten ve Ünder'den bir daha haber alınamadı. 7 Eylül günü, sonradan Veli Ünder olduğu öğrenilen kişi 112'yi arayarak, "Kardeşim acil yetişin. Varsak'tan geçiyordum. Bir adam orada karıya sıktı. Karı düştü kaldı. Yetişin, ormanın içinde. Varsak'ın üstünde" dedikten sonra telefonu kapattı.

13 GÜN SONRA CESEDİ BULUNDU

Antalya Emniyet Müdürlüğü ekipleri, iz takip köpekleri ve dronlar ile ormanlık alanda geniş çaplı arama yaptı. 19 Eylül günü saat 11.00 sıralarında, üzeri kısmen taşla kapanmış, Duygu Çelikten'in gömülmüş cesedi bulundu. Sırtı ve göğsünden bıçaklandığı, başına sert cisimle vurulduğu belirlenen cesedin, geçen sürede çürüdüğü, başının da vücudundan ayrıldığı görüldü.

Kan örneği alınarak yapılan DNA incelemesinde, ölen kişinin Duygu Çelikten olduğu belirlendi. Çelikten'in annesi ve kardeşi, cesedi, üzerinde bulunan kıyafet, küpe ve kolyeden de teşhis etti. Polis, kadının son olarak birlikte görüldüğü Veli Ünder'i yakalamak için çalışma başlattı.

FETHİYE'DE YAKALANDI

Katil zanlısı Veli Ünder, 29 Eylül akşamı Muğla'nın Fethiye ilçesindeki ormanlık alanda, kulübede saklanırken yakalandı. Gözaltına alınan Ünder, ilk sorgusunda cinayeti işlediğini itiraf etti. Bir gün sonra da adliyeye sevk edilen Veli Ünder, tutuklandı.

PARA KARŞILIĞI CESEDİ GÖMDÜRMÜŞ

Soruşturmayı genişleten polis, Veli Ünder'in, Duygu Çelikten'in cansız bedenini, arkadaşı Mahsun Demiralp ile Serhat ve Doğukan Özcan kardeşlere 50 bin lira karşılığı gömdürdüğünü belirledi. Polis, Mahsun Demiralp ile Serhat ve Doğukan Özcan kardeşleri yakalayıp, gözaltına aldı. Evlerinde yapılan aramada bir miktar uyuşturucu ile hassas terazi ele geçirilen Özcan kardeşler ile Demiralp de tutuklandı.

Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada, Veli Ünder hakkında 'kasten insan öldürme' suçundan ömür boyu, diğer sanıklar Mahsun Demiralp, Serhat ve Doğukan Özcan hakkında da 'gerçeğin ortaya çıkmasını engellemek amacı ile gerçeği yok etme, gizleme veya değiştirme' suçundan 5'er yıl hapis talep edildi.

İKİNCİ DURUŞMAYA KATILDI

Davanın ikinci duruşması dün yapıldı. Güvenlik nedeniyle Afyonkarahisar Cezaevi'nde bulunan ve SEGBİS bağlantısı yapılamadığı için ilk duruşmaya katılamayan sanık Veli Ünder, ikinci duruşmaya SEGBİS bağlantısı ile katıldı. Sanıklar Mahsun Demiralp, Serhat ve Doğukan Özcan kardeşler ile maktul Duygu Çelikten'in ailesi ve taraf avukatları duruşmada hazır bulundu.

Sanık Veli Ünder savunmasında yaşananlardan dolayı üzgün olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

“Duygu ile 2 yıldır tanışıyoruz. Ailesi de bu ilişkiyi biliyordu. Olay günü eşimi ve çocuklarımı kaynanamın evine Fethiye'ye götürecektim. Duygu da bizimle gelmek istedi. Kendisi için de bir değişiklik olacağını, gezeceğini söyledi. Fethiye'ye birlikte gittik. Ertesi gün Duygu ile gezmeye çıktık. Eşim ve çocuklar Fethiye'de kaldı. Bir süre gezdikten sonra Antalya'ya dönmek üzere yola çıktık. Aramızda herhangi bir sorun yoktu. Antalya'ya yaklaştığımız sırada Duygu bana durduk yere 'Bindiğin araba kaç para?' diye sordu. Ben de 440 bin TL olduğunu söyledim. Sonrasında bana 'Neden bu kadar pahalı arabaya biniyorsun? Hani bana ev alacaktın? Neden ev almıyorsun? Beni oyalıyorsun' dedi. Ben de arabayı satıp ona ev alacağımı söyledim. Duygu çok çabuk sinirlenen bir kişilikti. Ayrıca sakinleştirici hap kullanıyordu. O gün de sinirlendi. Onu sakinleştirmek için elimden geleni yaptım. Sinir krizine girmesin diye susturdum. Sonra çantasından ikinci bir telefon çıkardı ve biriyle mesajlaşmaya başladı. Mesajlaştığı kişinin erkek olduğunu öğrendim. Ona neden bunu yaptığını sorduğumda bana, 'Bana karışamazsın. Sen kim oluyorsun? Sen adam bile değilsin. Sen p…sin. Bunu herkese söyleyeceğim. Kimsenin yüzüne bakamayacaksın' dedikten sonra cinsel anlamda gururumu kıracak sözler sarf etti. Bana boynuz taktığını söyledi. Bu sözleri sinirli olduğu için söylediğini düşündüm ve yine alttan aldım."

"İNTİHARI DÜŞÜNDÜM"

Duygu Çelikten'in duran araçtan indiğini ve hızla uzaklaşmaya başladığını sözlerine ekleyen Veli Ünder, savunmasını şöyle sürdürdü:

“Giderken beni terk ettiğini ve peşinden gitmemem gerektiğini söyledi. Ben arkasından giderken birden durdu ve çantasından rahmetli eşine ait olduğunu bildiğim tabancayı çıkardı. Bana doğrulttu. Sol elimle sağ elindeki silahı aşağıya indirdim. Bana sol eliyle vurdu. Boğuştuk. Bu sırada tabanca patladı. Rahmetli kanlar içerisinde kaldı. 112'yi aradım. Adresi veremeden şarjım bitti. Şok içindeydim. Yardım etmek istedim. Etrafta kimse yoktu. Rahmetli çok kan kaybetti ve öldü. 1 saat boyunca yanında kaldım. Ona sarıldım. Onu son kez öptüm. Saçlarını toparladım ve oradan ayrıldım. Sonrasında arkadaşım Mahsun Demiralp'in yanına gittim. Ertesi gün olayı anlattım. Mahsun bana, 'Keşke cesedi gömseydin. Bir mezarı olurdu. Şimdi kurtlar, kuşlar cesedi yiyecek' dedi. Ben de rahmetlinin mezarı olsun diye Mahsun'un tanıdığı ve ilk kez gördüğüm Serhat ve Doğukan Özcan kardeşler ile olayın olduğu yere Mahsun'un arabası ile gittik. Onlar Duygu'ya orada mezar yapacaklardı. Onları orada bırakıp aracı Mahsun'a geri verdim. Sonrasında ne oldu bilmiyorum. Yaşadıklarımdan dolayı intihar etmeyi düşündüm. Uçurumun ucuna gittim. Kendimi atacaktım ama gözümün önüne çocuklarım gelince vazgeçtim."

Mahkeme başkanının 'Adli Tıp raporunda ölümün mermiden değil, kesici alet, yani bıçaktan kaynaklandığı belirtiliyor' şeklindeki sözlerine sanık Veli Ünder, “Olay yerinde bıçak yoktu. Duygu tabanca ile vuruldu. Olayın iyi araştırılmasını istiyorum" yanıtını verdi.

Duygu Çelikten'in annesi Leyla Çelikten ise kızının uyuşturucu kuryeliğini kabul etmediği için öldürüldüğünü öne sürerek, “Ben kızımı bulaşık yıkayarak büyüttüm. Sanık benim kızımı canice öldürdü. Kızımı ormanda parçaladı. Babasından hatıra kalan parmağındaki yüzünü bile almışlar. Başımdaki bu kara yazma adalet yerini bulana kadar çıkmayacak. Sanık 2,5 ve 14 yaşında iki çocuğu yetim bıraktı. Artık anneler, babalar ağlamasın. Kadın cinayetleri son bulsun" dedi.

Anıl Çelikten (27) ise sanığın ablasını ölümle tehdit ettiğini iddia ederek, tüm sanıkların en ağır cezayı almalarını istedi.

Çelikten ailesinin avukatı Semih Gökpınar da sanığın düzmece bir senaryo ile cezasını hafifletmeyi düşündüğünü söyledi. Avukat Gökpınar sanığın 112'yi ararken şarjının bittiğini söylediğini, ancak 112'den sonra başka yerleri de aradığının tespit edildiğini sözlerine ekledi.

Mahkeme, eksiklerin giderilmesi için ertelendi.

PİŞMAN DEĞİLMİŞ!

Öte yandan, Manisa'nın Salihli ilçesinde, eski sevgilisi Semiha Peker'i (33) pompalı tüfekle vurarak öldürüp, olay yerinden kaçan cinayet şüphelisi Yalçın K. (43), olaydan 2 gün sonra Kula'da yakalandı. Yalçın K., emniyetten çıkartılırken gazetecilerin 'Neden öldürdünüz?' sorusuna, Semiha Peker'in kendisini 4 defa yakın arkadaşları ile aldattığını, pişman olmadığı cevabını verdi.

Olay, geçen salı günü saat 07.00 sıralarında Şehitler Mahallesi'nde meydana geldi. Salihli ilçesinde yaşayan ve Turgutlu ilçesindeki bir tavuk fabrikasında çalışan 1 çocuk annesi Semiha Peker, sabah servise bineceği Şehitler Mahallesi'ndeki alışveriş merkezinin önüne geldi. Peker'in arkadaşlarıyla servisi beklediği sırada hafif ticari araçla gelen Yalçın K., genç kadına pompalı tüfekle 3 el ateş açtı. Saldırgan, geldiği hafif ticari araçla kaçarken, kanlar içinde yığılan Semiha Peker ise ihbar üzerine gelen sağlık ekiplerince yakındaki özel hastaneye kaldırıldı ancak doktorların müdahalesine rağmen kurtarılamadı. Polis ekipleri Yalçın K.'yı yakalamak için çalışmalarını sürdürüken Semiha Peker'in daha önce şüpheli hakkında koruma kararı aldırdığı belirlendi.

KULA'DA YAKALANDI

Polis ekipleri, Yalçın K.'nın olaydan sonra önce Alaşehir'e, ardından da Kula'ya gittiğini tespit etti. Ekiplerin takibi sonucu, Zaferiye Mahallesi 4 Eylül Caddesi üzerinde barınmak için yer aradığı tespit edilen Yalçın K., yakalanarak gözaltına alındı. Sağlık raporu için İlçe Emniyet Müdürlüğü'nden Kula Devlet Hastanesi'ne götürülen Yalçın K., gazetecilerin 'Neden öldürdünüz?' sorusuna, eski sevgilisi Semiha Peker'in kendisini 4 defa yakın arkadaşları ile aldattığını öne sürerek pişman olmadığı cevabını verdi. Yalçın K.'nın, Kula'daki işlemlerinin ardından Salihli İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerine teslim edileceği öğrenildi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.

Yaşam Haberleri