CUMHURİYET'in ilan edilişinin bugün 99'uncu yılı. Ekonomik kriz, maden faciaları, sansür yasaları ile geçen gündem buruk olsa da Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluşu coşkuyla kutlanıyor. 99'uncu yıl kutlamalarının ise özel bir anlamı var. Seçim sürecine girilirken AKP ile geçen son Cumhuriyet kutlaması olabilir.
Cumhuriyet'ten Rıfat Kırcı'nın haberine göre; AKP iktidarı muhalefet ve geniş toplumsal kesimler tarafından Cumhuriyet'in değerlerini hedef almakla eleştiriliyor. En çok eleştirinin yapıldığı alanlardan birisi de özelleştirmeler. AKP, Cumhuriyet tarafından inşa edilen halka ait zenginlikleri dur durak bilmeden sattı. Öyle ki AKP iktidara gelir gelmez icraatlarına halkın zenginliklerini satarak başlarken kurulan ilk hükümetin Maliye Bakanı Kemal Unakıtan "Ne komünist ülkeymiş. Sat sat bitmedi" şeklinde pişkin ifadeler kullanmıştı. Aradan geçen yıllara rağmen gerçekten de Unakıtan'ın dediği gibi "Satıp satıp bitiremediler".
AKP iktidara geldiği 2002 yılından 2021 yıl sonuna kadar 273 özelleştirme yapıldı. Yapılan satışlar 63 milyar doları buldu. Biz de AKP iktidarının hem devleti hem de halkı devasa zararlara uğrattığı bazı özelleştirmeleri derledik.
SEKA
KAĞIT KRİZİNİN FAİLLERİ...
Türkiye Selüloz ve Kağıt Fabrikaları AŞ (SEKA) kağıt sanayinde önemli kamu kuruluşuydu. SEKA’nın 8 farklı ilde işletmeleri ve 2 bölgede tersanesi bulunuyordu. SEKA Cumhuriyet'in ilk sanayi kuruluşlarındandı. SEKA fabrikaları birer birer kapatıldı. En tartışmalı özelleştirme ise 2003 yılında gerçekleşti. SEKA’nın Balıkesir fabrikası Albayrak Grubu'na 1,1 milyon dolara satıldı. Yargıtay özelleştirmeyi tutarın düşük olduğu gerekçesiyle iptal etti. Özelleştirilmesi 5 defa iptal edilen SEKA Balıkesir fabrikasının kararı, 9 yıl sonunda yapılan bir yasal düzenlemeyle Bakanlar Kurulu’na bırakıldı. Bakanlar Kurulu fabrikayı Albayraklar’a verdi.
SEKA'nın Giresun fabrikasının özelleştirilmesi can yakıcı oldu. Milda Kağıt Sanayi Tic. A.Ş., 2003 yılında özelleştirme kapsamında Giresun Seka Aksu Kağıt Fabrikası’nı devletten 3.5 milyon dolara satın aldı. Giresun SEKA fabrikasında 66 bin ton odun hamuru, 83 bin ton gazete kağıdı üretiliyordu. Tesis o yıllardaki gazete kağıdı ihtiyacını karşılayabiliyordu. Giresun SEKA tesisleri yerinde şu anda TOKİ konutları yükseliyor.
SEKA 2005 yılında tamamen kapandı. Fabrikaların satılmasında 'Üretim maliyetinden daha ucuza ithalat yaparız' fikri yatıyordu. Ancak bugün döviz kurları nedeniyle tuvalet kağıdı, ambalaj, gazete, kitap fiyatları katlandı.
ALTIN YUMURTLAYAN TÜRK TELEKOM SATILDI
Türk Telekom, ülkenin adeta gururuydu. 2004 yılında 2,2 milyar lira net kâr elde eden kurum aynı zamanda 4 yıl üst üste en çok kurumlar vergisi ödeyen şirketlerden birisiydi. 75 bin çalışanı vardı. Dünyanın en büyük 13'üncü telekomünikasyon şirketiydi.
Ancak altın yumurtlayan Türk Telekom'un yüzde 55'i 2005 yılında Lübnan sermayeli Oger Telecoms Ortak Girişim Grubu'na (OTAŞ) satıldı. Satış bedeli sadece 6,5 milyar dolardı.
Şirket ödemenin yüzde 20'sini peşin yaptı. Kalan ödemeleri geciktirdi. Geciken ödemelerin ardından şirkete kredi sağlandı. Özelleştirme sözleşmesinde pek çok kez değişiklikler yapıldı. Şirketin kurumu satın alması ucuza getirildi. Şirket söz verdiği alt yapı yatırımların hiçbirini gerçekleştirmedi. Ayrıca yüzde 30 olan Kurumlar Vergisi oranı yüzde 20'ye düşürüldü.
Özelleştirmede dikkat çeken detay ise OTAŞ şirketinin büyük patronunun Hariri Ailesi olması. O dönem başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan, eski Başbakan Refik Hariri'nin ölümü üzerine Lübnan'a baş sağlığına gitti. Erdoğan'ın 15-16 Haziran 2005'te Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile yaptığı ziyaret üzerinden çok geçmeden 3 Temmuz 2005'te Türk Telekom özelleştirme ihalesini OTAŞ aldı. Erdoğan'ın Hariri ailesi ile iletişimi devam ediyor. Dün akşam saatlerinde Ankara'da, eski Lübnan Başkabakanı Saad Hariri ile Erdoğan bir kez daha görüştü.
TEKEL: AMERİKALI UCUZA ALDI 3 KATI DAHA PAHALIYA SATTI
TEKEL, köklü bir kuruluştu. Osmanlı döneminin büyük şirketi olan Reji'nin Cumhuriyet'in kurulmasının ardından 1925'te kamulaştırılmasıyla kuruldu. Yüz binlerce tarım üreticisi ve fabrikalarda çalışan işçi için adeta bir sığınaktı. Ülkenin üreticisini de işçisini de ihya ediyordu.
TEKEL'in içki bölümü, 2004 yılında AKP tarafından 292 milyon dolara Nurol Holding ve arkasındaki Amerikalı Konsorsiyum'a satıldı. Satış TEKEL'in kasasında bulunan 348,4 milyon lira ve depolardaki 70 milyon lira değerindeki içkiyle gerçekleşti.
Satışın ardından içler acısı bir durum daha gerçekleşti. Nurol Holding ve Konsorsiyum, işletmenin yüzde 92'lik hissesini Amerikan Teksas Pacific Group'a aldığı bedelin 3 katı fiyatla, 810 milyon dolara sattı.
ASIL 'VATAN HAİNLİĞİ' BU
TEKEL 2008 yılında özelleştirme kapsamına alındı. Bu süreçte TEKEL'in 8 fabrikası satıldı. TEKEL'i 1 milyar 720 milyon dolara Londra merkezli British American Tobacco satın aldı. Şirket 10 bin 818 TEKEL işçisinden 8 bin 247'sinin iş aktini feshetti.
TEKEL işçileri özelleştirmeye karşı Ankara'da 78 gün direniş gösterse de özelleştirme engellenemedi.
110 BİN ÇİFTÇİ İŞİNDEN OLDU
Türkiye’de 2008 yılında 194 bin 282 tütün üreticisi vardı. TEKEL’in sigara fabrikalarının 2008 yılında özelleştirilmesi veya kapatılmasının ardından 2009 yılında tütün üreticisi sayısı 80 bin 766’ya geriledi.
Cumhuriyet'in kamulaştırarak halkın zenginliği haline getirdiği TEKEL'i AKP emperyalist ülkelerin şirketlerine işte böyle sattı.
ÖNCE BÖLDÜLER SONRA SATTILAR
Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş 2004 yılında özelleştirme programına alındı. Dağıtım ve perakende satış hizmeti yürütmek üzere TEDAŞ'a bağlı dağıtım bölgeleri 20 adet dağıtım şirketi şeklinde yeniden yapılandırıldı.
Özelleştirme süreci ise ilk olarak 2009 yılında Başkent Elektrik Dağıtım AŞ'nin tamamının EnerjiSA Elektrik Dağıtım AŞ'ye devredilmesi ile başlatıldı. Aynı yıl 3 elektrik dağıtım şirketi daha tamamen özel sektörün eline geçti.
30 Eylül 2013 tarihinde Toroslar Elektrik Dağıtım AŞ'nin de özel sektöre devri ile TEDAŞ'a bağlı şirketlerinin tamamı özelleştirilmiş oldu. Böylece elektrik dağıtımı tamamen şirketlere devredildi, kamu elektrik dağıtımında elini ayağını çekti.
ŞİRKETLER 5'Lİ ÇETEYE
Özelleştirme sürecinin sonunda 5'li çeteden Cengiz, Limak ve Kolin (CK) ortaklığı 5 farklı elektrik dağıtım şirketinin sahibi oldu. Şirketler İstanbul Anadolu Yakası'nın da elektrik dağıtımını üstlendi. Ayrıca elektrik tüketimi bol, büyük sanayi bölgelerine sahip illerin de elektrik dağıtımı üstelenen CK, 20 milyona yakın nüfusun elektrik dağıtımını üstleniyor.
KÂRINI YÜZDE 110 ARTIRDI
Enerji şirketleri yaptıkları kârlar ve işçi direnişleriyle de dikkat çekiyor. Bunlardan en çok öne çıkanı EnerjiSA. Türk-İş sendikası TES İş'in işçiyi tatmin etmeyen ve ücretlere sadece yüzde 9 zam içeren toplu sözleşmeye imza atması sonucu 2021 yılının temmuz ayında EnerjiSA'nın elektrik dağıtımını üstelendiği Ankara dahil birçok ilde grev gerçekleştirildi. 3 günlük iş bırakma eylemlerinin ardından toplu sözleşme maddeleri değiştirilmese de işçiler sendika değiştirerek DİSK'e bağlı Enerji-Sen'e üye oldu. Daha sonraki süreçte pek çok işçi işten çıkarıldı. Ankara ve İstanbul'da gözaltıların gerçekleştiği birçok eylem yapıldı. Enerji-Sen bu süreçte Çalışma Bakanlığı'ndan yetki belgesi aldı. Gelecek toplu sözleşme bekleniyor.
Öte yandan 14 ilde faaliyet gösteren ve Türkiye nüfusunun 4’te birine elektrik dağıtımı yapan EnerjiSA 2021'de yıllık kârını yüzde 110 artırarak 1 milyar 87 milyon liradan 2 milyar 282 milyon liraya yükseltti.
ŞİRKETLER İÇİN BİZİ KARANLIKTA BIRAKTILAR
Elektrik dağıtımının özel sektörün eline geçmesiyle birlikte tartışmalı uygulamalar da yer aldı. Özelleştirmelerin tamamlandığı yıl elektrik tüketiminde yaz saati uygulaması tasarruf yapılacağı iddia edilerek kaldırılacağı duyuruldu. Karar mahkemelik oldu. Danıştay, yaz saatinin kalıcı hale gelmesi kararını, zarara neden olacağı gerekçesiyle durdurdu. Ancak iktidar kararda ısrarcı oldu. 2016 yılında dönemin Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak yaz saati uygulamasını kaldırdı. Uygulama tasarruf yerine elektrik tüketiminin artmasına neden oldu.
1986'dan beri yapılan özelleştirmelerin yüzde 89'u AKP iktidarında gerçekleşti.