Çerkeş 'Tayyareci' ağıdı...

Metin YILMAZ

Çankırı Çerkeş'in halk türküleri birbirinden güzeldir. Gerek sözleri, gerekse ezgileri duygulu ve özgündür.

"Tayyareci" türküsünün öyküsü ise oldukça acıklıdır. Hacer, Çerkeşli güzel bir kızdır. Çerkeş'ten çok sevdiği bir delikanlı ile evlenir. Evlendikten uzunca bir süre çocukları olmaz. Gerek Hacer, gerekse kocası bir çocuk özlemi ile yanıp tutuşurlar…

İstekleri ancak evliliklerinin 5. yılında gerçekleşir. Artık Hacer ve kocasının sevinçleri sonsuzdur. Çocuklarına Mehmet adını koyarlar. Karı-koca olanca sevgi ile Mehmet'e bağlıdırlar, ikisi de üzerine titremektedirler. Mehmet, çok zeki bir çocuktur. Okula başladığı yıl babası trafik kazası geçirir ve ölür. Artık Hacer kocasının sevgisini de oğlu Mehmet'e vererek, oldukça zor şartlar altında onu yetiştirmek için elinden geleni yapar...

Mehmet'in gökyüzünde kuş gibi süzülen uçaklara karşı aşırı bir ilgisi ve hayranlığı vardır. Ne zaman bir uçak geçse, onu gözden kayboluncaya kadar izler. Zamanla bir pilot olabilme isteği, önüne geçilemez bir tutku haline gelir. Bunu, annesine de söyler. Annesi, bu mesleğin tehlikelerle dolu olduğunu bildiğinden; karşı çıkarsa da oğlunun ısrarına dayanamaz ve pilot olmasına razı olur. Sınavı kazanan Mehmet artık Çerkeş'in ilk pilotu olmaya namzettir. Ankara Havacılık Okulu'nu yüksek derece ile bitirir ve bir kaç yıl sonra da pilot olur.

Çerkeşliler bu olaya çok sevinir ve annesi de oğlunu gururla göğsüne basar. Mehmet'in küçükten beri sevdiği Ayşe isminde bir kız arkadaşı vardır. Annesinden kızı istemesi için ricada bulunur. Annesi kızı ister, zaten Ayşe de Mehmet'i çok sevdiğinden, aile razı olur ve evlenirler. Mehmet ile Ayşe mutlu bir hayat sürmeye başlarlar. Nur topu gibi 3 oğulları olur. Bu arada Mehmet, pilot üsteğmen olmuştur.

Evliliklerinin 5. yıl dönümünde Üsteğmen Mehmet bir sefer uçuşuna çıkar. Uçak havalandıktan sonra arızalanır ve düşer... Mehmet, şehit olmuştur...

Ölüm haberi ailesine ve Çerkeş'e ulaşır herkes yasa boğulur. Hele annesi Hacer; kocasından sonra, sevgili oğlunu da kaybedince büsbütün yıkılır.

Ana, gelin günlerce gözyaşları içerisinde ağıt yakarlar. İşte bu ağıtlardan birisi; yıllar sonra bir halk türküsü ezgisiyle Çerkeşliler tarafından benimsenip söylenmeye başlar...

Tayyareler harlıyor
Üstü gümüş parlıyor
Üstteğmenin annesi
Yavrum diye ağlıyor.

Trene bindirdiler
Şehire indirdiler
Hastanenin önünde
Kefeni giydirdiler.

Tayyareler yan gider
Kâh eğlenir, kâh gider
Ölmedim anneciğim
Üç oğlun sana yeter.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.