Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın 2 Ekim 2018’de İstanbul’da Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’nda öldürülmesiyle ilgili davada durdurma kararı verildi. Dosya, Adalet Bakanlığı'nın olumlu görüşü üzerine Suudi Arabistan’a devredildi.
Gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin Türkiye’deki yargılama dosyasının kapatılması akıllara Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuyla ilgili değerlendirmelerini getirdi.
23 Ekim 2018 günü TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada Cemal Kaşıkcı cinayetinin ayrıntılarını anlatan ve Türkiye’nin konuyla ilgili tutumunu paylaşan Erdoğan, yargılamanın İstanbul’da yapılmasını istemiş ve “Biz, sınırlarımız içinde işlenen bu cinayeti elbette tüm boyutlarıyla araştıracak, soruşturacak ve gereğini yerine getireceğiz” demişti. İşte dünya medyasının da geniş yer verdiği Erdoğan o günkü konuşmasından satırbaşları:
‘KESİNLİKLE ALIKOYAMAZ’
"Önce bazı şeyleri sormak ve bunun da cevabını aramak zorundayız. Zira bu olay İstanbul'da cereyan ediyor. Sorumluluk makamındayız. Öyleyse sorumluluk makamındakiler olarak bunu sorgulamak hakkımızdır.
Türkiye olarak biz tüm bu süreci devlet ciddiyeti, uluslararası hukuka ve ülkemiz mevzuatına uygun şekilde yürüttük, yönettik. Buna rağmen ülkemizi karalamak, töhmet altında bırakmak, hedef saptırmak için çeşitli medya mecralarında yoğun bir kampanya yürütüldü. Biz bu kampanyaların kimler tarafından ne amaçla yapıldığını gayet iyi biliyoruz. Ülkemizin itibarına yönelik bu suikast girişimleri, bizi gerçekleri arama çabamız dan kesinlikle alıkoyamadı, alıkoyamaz."
‘GEREĞİNİ YERİNE GETİRECEĞİZ’
"Her şeyden önce bu cinayet, Suudi Arabistan toprağı sayılan Konsolosluk binasında işlenmiş olabilir fakat unutulmamalıdır ki burası Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırları içindedir. Ayrıca Viyana Sözleşmesi ve diğer uluslararası hukuk kuralları da böyle vahşi bir cinayetin soruşturulmasının 'diplomatik dokunulmazlık zırhı'nın altına gizlenmesine izin vermez. Biz, sınırlarımız içinde işlenen bu cinayeti elbette tüm boyutlarıyla araştıracak, soruşturacak ve gereğini yerine getireceğiz."
‘TÜRKİYE BU MESELENİN TAKİPÇİSİDİR’
"Diğer taraftan Cemal Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan vatandaşı sıfatı yanında dünya çapında tanınan bir gazeteci olması, bu konuda bize uluslararası bir sorumluluk da yüklüyor. Türkiye, kendi egemenlik hakları yanında uluslararası toplum adına insanlığın ortak vicdanının temsilcisi olarak da bu meselenin takipçisidir. Şu ana kadar ortaya çıkan bilgiler ve deliller, Cemal Kaşıkçı'nın vahşi bir cinayete kurban gittiğini gösteriyor. Böyle bir vahşetin örtbas edilmesi tüm insanlığın vicdanını yaralayacaktır."
‘SORULAR CEVAPLANMADAN MESELE KAPANMAZ’
"Öldürüldüğü resmen kabul edilen bir kişinin cesedi niçin hâlen ortada yok? 'Cesedin yerli iş birlikçiye verildiği' ifadesi şayet doğruysa -çünkü bu açıklamayı yetkili bir ağız yapıyor- şimdi soruyorum, bu yerli iş birlikçi kimdir? Çünkü sıradan birisi bu yerli iş birlikçiden bahsetmiyor, Suudi Arabistan'ın yetkili bir ağzı bunu söylüyor. Öyleyse bu yerli iş birlikçiyi açıklamaya mecbursun, bunu açıklayacaksın. Hiç kimse tüm bu sorular cevaplanmadan meselenin üzerinin kapatılacağını aklından dahi geçirmesin."
‘TARAFSIZ ADLİ BİR HEYET SORUŞTURMALI’
"Böyle bir meseleyi birkaç güvenlik ve istihbarat mensubunun üzerine yıkmak ne bizi ne de uluslararası toplumu tatmin eder. İnsanlığın vicdanı ancak emri verenden uygulayana kadar herkesten hesap sorulması hâlinde mutmain olacaktır. Şahsen Hadimul Haremeyn Şerifeyn Kral Selman Bin Abdulaziz'in samimiyetinden şüphe duymuyorum. Bununla birlikte, böylesine kritik
bir soruşturmanın, cinayet olayıyla en küçük bir irtibat şüphesi olmayan, gerçek manada tarafsız ve adil bir heyet tarafından yapılması çok önemlidir. Bu, bir siyasi cinayet olduğuna göre, şayet varsa, diğer ülkelerdeki suç ortaklarının da soruşturmaya dâhil edilmesi gerekiyor."
‘HUKUNUN GEREĞİ NEYSE…’
"Uluslararası hukukun da İslam hukukunun da inanıyorum ki Suudi Arabistan devletinin hukukunun da gereği budur. Türkiye olarak bu meselenin sonuna kadar takipçisi olacak, kendi hukukumuz, uluslararası hukukun gereği neyse onun yerine getirilmesini sağlayacağız."
‘İSTANBUL’DA YARGILANSINLAR’
"Hatta ben bugün buradan bir çağrı yapıyorum. O çağrı şudur. Bu çağrım Suudi Arabistan Kralı Hadimul Haremeyn Şerifeyn başta olmak üzere üst yönetime dir. Olayın cereyan ettiği yer İstanbul'dur. Dolayısıyla bu 15+3 kişi, 18 tutuklunun yargılanmasının İstanbul'da yapılması teklifimdir. Takdir kendilerinindir ama bu benim teklifimdir, talebimdir çünkü olayın cereyan ettiği yer burası, o bakımdan önemli."