Hani Valilik binasının koridorlarında kaybolan dilekçe vardı da, Sözcü18 sayfalarında yer alan haber sonrası 'kayıplığı' birdenbire ortadan kalkıvermişti ya!
Dilekçenin bulunması ile birlikte Vali Vahdettin Özcan'ın açtığı soruşturma ile 'dilekçenin gereği' yerine getirilmeye çalışılıyordu ya!
Vali Özcan tarafından görevlendirilen "memur" işin aslını feslini soruşturma aşamasında!
Buraya kadar yaşanılan olayın tuhaflıklar yetmezmişcesine şimdi de Vali Özcan tarafından görevlendirilen "görevli"nin davranışları mevcudun üzerine tuz-biber olmaya başladı...
Soruşturma halen devam ettiği için çok fazla gıdıklamayacağım!
Soruşturmada cevabını arayan sorular - TIKLA
Sadece sürecin takipçisi olduğumu hatırlatma adına haftalık yazıma girizgah yapma ihtiyacı hissettim!
Ve konunun İl Tarım Müdürlüğü ayağındaki hareketlilikten de notlar düşmek istiyorum...
Müdürlüğün çiçeği burnundaki müdürü de "soruşturma izni" açtı. Bakanlıktan müfettişin gelmesi an meselesi...
Ancak; Başta Müdürlük çalışanı Ali Koç olmak üzere çok sayıda vatandaş bu soruşturmanın daha doğrusu şu saate kadar "soruşturulmama"nın önünde büyük engel teşkil ediyor!
Bir de işin daha doğrusu olayın birinci derecedeki muhatabı Celal Kaman var! Gayet normaldir ki yaşanan gelişmeler karşısında zat-ı muhteremin uykuları kaçtığından dolayı boş durması mümkün değil!
O da üzerine düşeni yapıyor!
Tarım İl Müdürlüğü'ne gidiyor ve ilgili şubede çalışanlara (iddialara göre) "Ben yanarsam sizleri de yakarım" (!) türünden söylemlerden geri kalmıyormuş!
Yaşanan gelişmeler karşısında olabilecekleri şimdiden hayal etmeye başladım bile...
Ama bugün için bunları yazmayı uygun görmüyorum...
Ve buradan Vali Özcan'a sesleniyorum:
- Sayın Vali; Şahsınızın ve Tarım İl Müdürü'nün açtığı soruşturma sonuçlanıncaya kadar Tarım İl Müdürlüğü'nde başta Ali Koç olmak üzere ilgili birimde çalışanları görevden uzaklaştırınız...
Bunu yapmadığınız sürece bu soruşturmanın selameti pek hayra görülmediği gibi "tarafsızlık" ilkesi de fena halde ihlal edilmiş olmakta...
Dedim ve de plağı değiştirdim...
x x x
Aslında değiştirmedim... Daha doğrusu değiştiremem...
Celal Kaman'la devam ediyorum...
Çankırıspor Kulübü Başkanı Sevda Karaali'nin başı bugünlerde yine fazlasıyla ağrımakta!
Neden mi?
Tabii ki Celal Kaman'ın kulübe başkanlık yaptığı dönemle ilgili olarak ortaya çıkan sorunlardan!
Ne oldu diye sormayın ve yazıyı okumaya devam edin...
Maliye tarafından yapılan inceleme sonucu Çankırıspor'un 2005, 2006, 2007, 2008 ve 2009 yılları Stopaj Beyannameleri verilmemiş. Ayrıca 2006 yılı KDV beyannamesi de!
Ve dosya Maliye Bakanlığı'nın takib süreci sonrası iş döndü dolaştı Çankırı Defterdarlığı'na kadar geldi...
Çankırıspor Kulübüne sadece 1996 yılı KDV beyannamesini vermediğinden dolayı yaklaşık 700 bin lira dolayında bir ceza reva görüldü. Ortaya çıkan rakam Çankırı Defterdarlığı ile kulübü karşı karşıya getirdi ve uzlaşmaya oturuldu....
Geçtiğimiz cuma günü Çankırı'da gerçekleştirilen "uzlaşma" toplantısı sonrasında kulübe 134.000 (yüz otuz dört bin) TL. vergi cezası tahakkuk ettirildi!
Hem de bu yok zamanda!
Böylesine bir rakamı bugünkü şartlarda Çankırıspor Kulübü'nün ödemesi imkansız!
Sonuç ne mi olur?
Adres belli! Bu cezayı Başak Ticaret yani Celal Kaman öder gibime geliyor...
Ödemez mi?
Bence öder! Çankırı sevdalısı olarak bildiğimiz Celal Kaman bu kadarcık bir rakamın lafını bile etmez...
Hem bu ne ki?
Daha gerisi var! Stopaj beyannamelerinin faturası da kesilsin!
Onu da öder!
Öder (mi)?!
Bu arada Belediye Başkanı İrfan Dinç Çankırı'dan İstanbul'a giderken "Belediye Başkanlığı koltuğu"nun vekaletini Belediye Meclis üyesi olan Celal Kaman'a bırakmış!
Çankırı'da traji-komedi bitmek tükenmek bilmiyor vesselam...
x x x
Çankırı'nın kültür elçisi "yaren" Sözcü18 sayfalarında Ömer Sağlam'ın gündeme düşen yazı serisi ile yeni bir tartışma zemini yarattı...
Ömer Sağlam'ın yazılarının yayımlandığı süreçte Çankırı'da yarenler kendi aralarında yaşadıkları sorunlar nedeniyle 2 iken 3 oldular!
"Yaren" konusunda bugüne kadar tek kelime etmedim... Yine de etmeyeceğim... Ancak şu öneriyi yapmaktan da kendimi alamıyorum:
- Sevgili Yaren Ağaları; Çok değil yakın bir zamanda 'yaren çalıştayı' yaptığınızı bildiğim halde yeniden bir çalıştay yapmanızı istiyorum! Bu kez yapılacak olan çalıştay'a Sözcü18'in yazarlarından İbrahim Zencirci ve Ömer Sağlam'ı da çağırmalısınız....
Üç'e çıktığını öğrendiğim 'yaren' grubundan üç'er temsilci ve üniversiteden de 3 temsilci olmak üzere toplam 14 kişilik bir grup; tespit edilen gündem üzerine cumartesi-pazar günü toplanarak konuları masaya yatırmalı ve bugüne kadar tartışılan konuları ama sert ama yumuşak bir şekilde tartışarak bir karara bağlamalı.
Bunu gerçekleştirdikten sonra da 3 (üç) başağa 1 (bir)'e düşürülerek Çankırı yareni tek çatı altında toplanmalı!
Bu gerçekleşmediği takdirde "Çankırı yareni" giderek daha fazla tartışılacak daha fazla sürtüşmeler yaşanacak...
Aklın yolu bir'dir diyor ve yaşanacak haftanın bereketi üzerinize olsun diyorum...