Çankırı'da sokakta yürüyen vatandaşa "Çankırı'nın halk şairi var mı?" diye sorsanız alacağınız ilk yanıt "Varsa da ben bilmiyorum" olacaktır.
Hoş, sadece vatandaş mı bilmiyor! Çankırı Kültür Turizim İl Müdürlüğüne gitseniz, 'Kayıtlarınızda Çankırı'nın halk şairi var mı?' diye sorsanız onlar da 'Yok' diyecektir.
Alacağınız 'yok' yanıtlarına karşın bizler size bu sorunun cevabını okuduğunuz haberle verelim: T.C. Turizm ve Kültür Bakanlığı kayıtlarında Çankırı'nın yaşayan tek halk şairi olarak Dursun Demiray ismi bulunmakta...
ÇEKİÇ MEMED'İN 3 ÇOCUĞUNDAN İLKİ OLARAK DÜNYAYA GELDİ...
1959 yılında "Kara erikler yenirkine / Harman kalkar iken" dünyaya gelmiştir Yapraklı'nın Aşağı Ayva köyünde... Aslında annesinin doğum yaptığı ev, köye 4 km uzaklıkta orman içerisinde, dere kenarında derme çatma bir kulübedir onun dünyaya geldiği yer...
Boyu 1.50 m olduğu için Aşağı Ayva'da yaşayanlar 'Çekiç Memed' demiştir Mehmed Demiray'a... 55 yaşında 5'inci evliliğini yapan Çekiç Memed uzun yıllar sonra ikinci kez baba olmuştur Dursun'un dünyaya gelmesiyle...
Çobanlık başta olmak üzere her iş gelir Çekiç Memed'in elinden... Oğlu Dursun da babasının yeteneklerinden olsa gerek; daha okula gitmeden sökmüştür okumayı-yazmayı... Bir de üstüne üstlük 4 işlem matematik yapmayı...
Köy muhtarının babasına yaptığı baskıyla 9 yaşında kayıt yaptırabilmiş ilkokula... Okula giderken de nüfus kağıdına kavuşmuş Dursun Demiray... 1959 yılı doğumlu olmasına karşın 01.01.1961 yazıvermişler çıkardıkları nüfus kağıdına...
Tıpkı babası gibi çobanlık yaparken elde ettiği Karacaoğlan, Tahir ile Zühre, Dadaloğlu kitapları ile dünyaya açılmış yüreği...
Dursun Demiray "1971 yılı sonrasında köyümüze tayin olan Diyarbakır-Erganili öğretmenimin sazı ile birlikte söylediği deyişleri, türküleri dinledikçe şiir yazmaya başladım" diyor, bugün geldiği noktanın başlangıç serüvenini anlatırken... İlk mısralarını dağda bayırda sivri taşlarla düz taşlara aktarıyor Demiray...
VE ANKARA'YA GÖÇ...
Hayat şartlarının zorluğu ve ekmeğin zor bulunur olması aileyi Ankara'ya göçe zorluyor... Dursun askerliğini yapıp geldikten sonra üzerine binen sorumluluklarla birlikte daha bir eziliyor yaşam savaşında... Ancak ezildikçe daha bir sarılıyor yaşama... Günümüzün Halk şairi Demiray; İnşaatlarda kalıpçılık yaparken şiirlerini çimento torbasının kağıtlarına aktarıyor bu kez...
1987 yılına kadar kaleme aldığı, derlediği yaklaşık 500 şiirin yer aldığı ajandası oradan oraya göç ederken kaybolup gidiyor...
OYUNCAK MÜHENDİSİ OĞLU 'SİTE' YAPINCA!
Ankara'daki yaşamının büyük bölümü inşaatlarda çalışmakla geçen Dursun Demiray'ın çileli yaşamı ile biriktirdiği dizeleri, bilgisayar mühendisi oğlunun "Baba gel sana bir site yapayım" şeklindeki teklifiyle bir anda değişiveriyor.
"Nereden bileyim ben siteyi! Bana oğlum 'site' deyince, biz inşaatlarda çalıştığımız için büyük apartman yapacak düşüncesiyle 'Site kim sen kim' cümlesini dahi kurduk. Ancak işin aslını sonradan öğrendik. Çalışkan ve zekalı bir çocuktu. Ben ona 'oyuncak mühendisi' diye takılırdım. Ama bugün onun bana açtığı yolda yani internette radyoculuk dahi yapıyoruz. Teknoloji çok ilerledi çoook."
2012'de Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın açtığı sınava 'gönülsüz' olarak giren Dursun Demiray, 800 kişi içerisinde 'Halk Şairi' ünvanını alan 15 kişiden birisi olarak karşımda duruyordu...
Öylesine mütevazi öylesine samimi cümleleler sarfediyordu ki, geldiği toprakları hiç mi hiç inkar etmiyordu...
ERKEN YAŞTA EVLENDİM
"Babamın ekonomik olarak güçsüz olması benim çocuk yaşta evlenmeme neden oldu. Evleneceğimden bile haberim yoktu. Düğün günü öğrendim evleneceğimi" derken hala o şaşkınlığı yaşıyordu...
Demiray "17 yaşında evlendim. 'Elin içinde gelin olacağına bizim evde olsun' diyerek benden 3 yaş büyük olan halamın kızıyla evlendirdiler. Hani derler ya 'Kızların kocasını seçme hakkı yoktur' diye! Bizim zamanımızda bırakın kızları, erkeklerin de 'seçme' hakkı yoktu." diyerek vakti zamanında yaşanılan gerçekleri de dile getiriyordu...
"ŞİİRLERİMDE SİYASET YER ALMAZ"
Hayatının büyük bir bölümü acı ve keder ile yoğrulmuş olan Dursun Demiray, kaleme aldığı dizelerinde ne derece 'politik' olduğunu sorduğumda "Benim mısralarımda politika bulamazsınız. Güncel dizelerle hatırlanmak istemiyorum. Bana ait mısralarda aşk vardır, sevgi vardır, hüzün vardır. Ben insan oğlunun olmazlarını dizelerime taşımanın gayretindeyim" dedi.
ÇANKIRI'YA ÜLKENİN HALK ŞAİRLERİNİ GETİREBİLİRİZ
Koyulaşan sohbetimizi sonlandırma zamanı gelmişti. 'Çankırı ile ilgili düşüncelerin?' diye sorduğumda "Hayat kavgası bizleri Çankırı'dan uzaklaştırdı. Başkent'ten Çankırı'ya, köyüme baktığımda sadece güzellikleri hatırlamak istiyorum. Bundan böyle daha sık gitmenin gayretinde olacağım. En büyük hayalim Çankırı'ya ülkenin dört bir yanından halk şairlerini getirebileceğimiz bir organizasyon gerçekleştirmek. Umarım böylesi bir geceyi Çankırı'da yaşama şansı bulurum. Hayalimi dile getirirken dahi içim ürperiyor... Heyecan duyuyorum... Böylesi bir gece Çankırı için de unutulmaz olacaktır." (Söyleşi: Vedat Beki, 16 Aralık 2013, Ankara)