"Taş düşebülüüür... Ayı çıkabülüüür.." dedik ve Ilgaz'da mevcut futbol sahasının iyileştirme çalışmalarının hız kazanmasına destek olduk...
'Yiğidi öldür hakkını yeme' derler ya; Mehmet Sevdiyar kardeşimin konuyla ilgili sosyal paylaşım sitesi Facebook'ta kaleme aldığı yazıyı da yabana atmayalım... O da dilinin döndüğünce gündemi değerlendirdi ve özellikle 'Ilgazlı' siyasetçilere sevgilerini (!) sununca 'musluklar' aniden açılıverdi!
'Nush ile uslanmayı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir' diye karşımıza çıkan söz öbeği yaşanılanların kısa özeti olsa gerek...
Neden böyledir ki?
Demeyeceğim ve tüm bu olanların altında yatan gerçeğin; İster siyasetçi olsun ister bürokrat, kendisini herşeyin üzerinde görmesinden kaynaklandığını söyleyeceğim...
Aynen böyle!
Hele hele; Zat-ı muhterem orasını burasını oynata oynata kaymakamlık vazifesini icra ediyorsa... Hele hele şahsı şahaneleri hasbelkader 'valilik' koltuğuna oturmuşsa...
Ortaya çıkan sonuç aynen Ilgaz ilçe stadı onarım-bakım sürecinde yaşandığı gibi sırıtıyor!
Bazılarınızın 'ne varmış ya!' şeklinde alaycı alaycı iç geçirdiğinizi fazlasıyla tahmin ediyorum...
Ne mi var?
Hani derler ya; 'Yedisinde ne ise yetmişinde de odur'...
Tam da bunu anlatmak istiyorum...
x x x
30 Mart yerel seçim sonuçlarıyla birlikte Kurşunlu Belediye Başkanlığı koltuğuna oturan Dt. Şakir Kaymak, ilçenin makus talihini değiştirebilecek projeleri hayata geçirmenin gayreti içerisinde...
Kurşunlu insanının yıllardır içinde bulunduğu 'hizmete susamışlığa' çare olabilmenin yollarını zorlayan çiçeği burnunda belediye başkanı Kaymak, iktidar partisinin üyesi olmanın da şansını kullanabilme çabasında...
Kendisinden aldığım son bilgiler ışığında; Kurşunlu İlçe stadının revizyonu ile ilgili önemli mesafeler katettiğini, stad ihalesinin sıcak günlerde gerçekleşeceğini öğrendim...
Lakin bana göre ortada bir sorun var! Başkan Kaymak'ın sözünü ettiği ilçe stadı diğer ilçelerde olduğu gibi 'sentetik saha' olarak düzenlenecekmiş...
Bu bilgi notu beni deli etti! Yaklaşık 850 bin TL dolayında bir rakama malolacak olan yeni proje, Şabanözü, Yapraklı ve Çerkeş örneklerinde olduğu gibi 'sentetik zemin' olmamalı...
Mevcut projeye ilaveten bulunabilecek bir 2 milyon TL ile, 'Taşyakası' denilen bölgede örnek bir 'çim sahalı' ve de tribün kapasitesi mevcut normlara uygun stad yapılmalı...
Başta Taşyakası olmak üzere, Çankırı'nın halen onarımda olan Atatürk Stadı'nın alternatifi olabilecek düzeyde bir ikinci stada ihtiyacı gün gibi aşikar...
Karşıma çıkıp da 'Çankırı'da kaç takım var da, sen Kurşunlu'ya çim saha stad istiyorsun?' demesin!
Bu köşeden başta bu toprakların TBMM'deki temsilcileri olan İdris Şahin ve Hüseyin Filiz olmak üzere; AKP İl Başkanı Salim Çivitcioğlu'na, İl Genel Meclisi Başkanı Ruhi Şeker'e, Kurşunlu Belediye Başkanı Şakir Kaymak'a ve son olarak da valilik makamında bulunan Vahdettin Özcan'a sesleniyorum: Taşyakası'na yakışan çim saha stadı yapmanın gayretinde olunuz!
Aksi durum, halen uygulanacak olan proje için ayrılan, içinde saçı bitmemiş yetimin de hakkı olan yaklaşık 850 bin TL'nin sokağa atılmasına neden olacaksınız!
Yok öyle; 'Çankırı, Cumhurbaşkanı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan'a en fazla oyu veren 6. il oldu' söylemi ile ortada dolaşmak!
Görelim bakalım; Çankırılı'nın oyu Çankırı'ya kaç kuş düşürürmüş?!
x x x
Geride kalan günlerin en sıcak saatleri; Çankırıspor Kulübü Başkanı Sevda Karaali'nin Twitter üzerinden bölgenin iki milletvekiline karşı açtığı ve bana göre 'zamanlama' hatasına düşülen polemik oldu...
Sevda Karaali ile ilgili ne düşündüğümü, yazılarımı takip edenler iyi bilir... Lakin son çıkışını hiç mi hiç tasvip etmedim!
Diyebilir ki; 'Ben de etten kemiktenim! Benim de bir tahammül ve de dayanma gücüm var'...
Doğrudur... Başkan Karaali'nin Çankırıspor mecrası içerisinde bugüne kadar yaşadıkları hiç de öyle sıradan olaylar olmadı... Kulübün bugünkü aşamaya geliş süreci, Türk Futbol Tarihinde eşine az rastlanır türden yaşanmış ve de tam anlamıyla 'ibretlik' olaylardır...
Bütün bunlar yaşanırken sn Karaali'nin de bilerek ya da bilmeyerek hatalı icraatleri de olmuştur... Bunları da doğal karşılıyorum...
Ancak çok net ve kamuoyunca sırıtan kendisine yönelik özeleştiriyi de bu satırlardan yapma ihtiyacı duyuyorum. O da; Başkan Karaali'nin tamamen kendi politikasının getirisi olan 'Ben merkezli' yönetim anlayışından 'hiç değilse' bundan böyle vazgeçmesini salık vereceğim...
Şurası bir gerçektir ki; Savaşlar sadece 'general' ile kazanılmıyor! Çankırıspor'un verdiği mücadele cephesinde albay'ından teğmenine, çavuş'undan er'ine kadar onlarca, hatta yüzlerce insan var... Ve bu cephede görev almış her birey, sadece ve sadece 'Çankırıspor' için Sevda Karaali'nin verdiği çabaya - gayrete destek amacıyla onun saflarında...
Ve bu albaylar, teğmenler, çavuşlar, onbaşılar ve erler 'zafer kazanma' adına çıktıkları yolda 'komutan' olarak gördükleri Sevda Karaali'nin, 'ben merkezli' icraatleri karşısında, 'mücadele' azimlerinin kırılganlık gösterebileceklerini düşünüyorum...
Nacizane önerim; 'Ben' yerine 'biz'i koyarak Çankırıspor denizinin okyanuslara dönüşmesidir...
Bu arada tartışmanın göbeğinde oturan vekillere de sözüm yok sanılmasın!
Ricam odur ki; Sizler de böylesi 'maraza' çıkartacak durumlara meydan vermeyin! Şunu bilin ki; Çankırıspor'a yaptığınız her damla katkı, sizlere yol, su ve elektrik olarak geri dönecektir...
Sağlıklı, mutlu yarınlar diliyorum...