Çankırı ile ilgili olarak bugünlerde yönünüzü ne tarafa çevirirseniz çevirin, toz-duman içinde kalmanız işten değil!
Tıpkı çocukluk dönemimizde oynadığımız 'önüm-arkam' sobeden de öte; sağımız-solumuz da sobelenmiş durumda...
Sözcü18 sayfalarında yer alan haberlerin muhataplarında yükselen 'şeker' Çankırı'da insulin tüketimini olabildiğince artırırken, önümüzdeki süreçte yaşanabilecek bazı olası olayların çaresinin neler olabileceğini de merak etmiyorum dersem yalan olur!
Sıcak gündemin ilk sırasını Çankırı'ya yapılacak olan yeni hükümet konağının konuşlanacak adresi üzerinde, son günlerde giderek tırmanan 'gecikmiş' tartışmalar alırken, yüzümde beliren tebessümün 'atı alan Üsküdar'ı geçmiş' anlamında olduğunu hala anlamayanlara sözüm olmaz.
Neden mi? Valilik Konağı projeleri çizilmiş ve Bayındırlık Müdürlüğü tarafından gerekli düzeltmeleri yapılmış. Proje onaylanmak üzere İçişleri Bakanlığı yolunu tutmuş! Ve Çankırı'da iki milletvekili arasında yaşanan gerginlikten dolayı ateşin altına yeni odunlar hızla atılmaya başlanmış!
Bu güne kadar 'dilin mi bağlıydı' da 'Ben yeni hükümet konağının Kırkevler'e yapılmasına karşıyım' cümlesini sarfedemedin?
Zat-ı muhterem(ler)e sormadan edemeyeceğim:
- Neyin peşindesin(iz)?
Muhatab(lar)ının; bu soruya yanıt verebileceğini düşünmüyorum...
Mevcut durumla ilgili olarak ataların zamanında söylediği sözü günümüz aklıevvel Çankırılı'sına uyarlayalım ve:
- Çankırılı'nın aklı ya kaçarken gelir ya da sı.arken, diyelim...
Ricamız odur ki; hiç değilse bunu da burnumuzun dibinde yapmayın!
x x x
Çankırı gündeminin zirvesinde; İrfan Dinç'in AK Parti tarafından yeniden aday gösterilip gösterilmeyeceği tartışması bulunmakta...
Ancak bu soruyu vatandaştan çok, halen başkanlık koltuğunda oturan isim yani İrfan Dinç soruyor!
Günün 22 saati kendi kendine! Geriye kalan iki saatte de karşı karşıya geldiği muhataplarına:
- Parti beni aday gösterir mi?
Nedendir bilmem ama; Başkan Dinç bugüne kadar bir tek bana sormadı bu soruyu!
Ve bu duruma acayip bozuğum...
Oysa; telefonu kaldırıp önce soruyu sorup sonra da cevabımı dinlese öylesine rahatlayacak, yaşadığı sıkıntıdan bir çırpıda kurtulacak ki anlatamam...
Bazen; 'Yap bir güzellik başkana da şunu kaleme dök' haline bürünüyorum ama anında vazgeçiyorum!
Şeytan azapta gerek...
Yazarsam iki olayım!
x x x
Çankırı'da MHP tabanındaki kaynamanın boyutlarını ölçüp biçmeye kalkarsanız, ilk yapacağınız iş Sözcü18 sayfalarında parti ile ilgili yeralan haberlerdeki 'okuyucu yorumları'na göz gezdirmenizi tavsiye ederim!
Ve o yorumlardaki ifadelere bakarak partinin mevcut durumunu değerlendirdiğimde karşıma ürkütücü bir tablo çıkıyor...
İster istemez; MHP'nin bu hali ile Çankırı'da yüzde 62'lere ulaşmış AK Parti karşısında yerel seçim sonuçlarına yapabileceği etkiyi hesaplamaya çalışıyorum...
Ama nafile!
Galiba boş yere kafa yoruyorum...
Şimdilik MHP'nin Çankırı'daki mevcut durumunu özetleyebilecek cümlem; Yağmur yağacak, seller akacak, Arap kızı camdan bakacak...
x x x
Haftanın son değerlendirmesi Valilik Basın Bürosu ile ilgili olsun...
Bilindiği gibi İl Basın ve Halkla İlişkiler Müdüresi Kezban Gür uzun yıllardır bu görevi bir şekilde yerine getiriyordu...
Masama düşen bilgilere göre bugünlerde yıllık izin kullanıyor. İzin biterse geride kalan yılların iznini de kullanacak... Sonrasında da 'emekli'ye ayrılacak...
Ne kadar katılırsınız bilmem ama; Vali Özcan önce 'özel kalem'i şimdi de Basın ve Halkla İlişkiler Müdüresini bir şekilde düşürdü!
Şimdilik bu kadar yeter diyelim ve sağlıklı, bereketli bir hafta geçirmenizi dileyelim...