Geride bıraktığımız haftanın iki önemli olayından birincisi milletvekili Hüseyin Filiz'in yaptığı "Hüseyin Filiz'i bitiremezler" açıklaması ile MHP İl Başkanı Arif Soysal'ın "Bundan böyle şerefsizlerin şerefsizliklerini ortaya dökmeyen şerefsizdir" (!) şeklindeki çıkışı olarak görülebilir!
Öncelikli olarak Çankırı'nın iki milletvekilinden bir tanesi olan ve 'sanayici' kimliği ile bilinen Hüseyin Filiz'in açıklaması, 'hukukçu' kimliği ile ülke gündeminde de önemli bir yer tutan İdris Şahin arasında uzun süredir siyasi çevrelerde varlığı bilinen ancak bugüne kadar deklare edilmeyen 'kavga'yı gün yüzüne çıkarmış olması nedeniyle hayli önem taşımaktadır...
AK Parti'nin Çankırı serüvenini önümüze koyduğumuzda 3 milletvekili ile temsil edildiğinde Prof. Dr. Hikmet Özdemir, işadamı Tevfik Akbak ve İsmail Ericekli arasındaki kutuplaşma yakın siyasi tarihimizde sıcaklığını hala muhafaza etmekte!
Hemen akabinde halen Orman ve Su İşleri Bakan Yardımcılığı koltuğunda oturan Nurettin Akman ile Suat Kınıklıoğlu'nun birlikte Çankırı'yı temsil ettikleri dönem içerisindeki yaşanılanlar da birçoğumuzun hafızalarında daha dün gibi durmakta!
11 Haziran 2011'de seçilen Hüseyin Filiz ile İdris Şahin'in henüz 17 aylık milletvekillikleri dönemini yaşadıkları şu günlerde önümüze koydukları sıcak gündem ile karşı karşıyayız!
On yıl önce 3 milletvekili ile temsil edilen Çankırı, geçtiğimiz dönemle birlikte bu gün 2 milletvekili ile temsil edilmesine karşın yaşanılan sorun hiç değişmemiş!
Gazetelerin ve de internet medyasının arşivleri benzer haberlerden geçilmiyor!
Nedir paylaşılamayan!
Ya da gerçekleşen paylaşımdan elde ettiğiyle yetinmeyen, 'ben daha fazlasını istiyorum' diyen(ler) kimler?
'Her derdin bir ilacı vardır' der büyüklerimiz!
Başka bir söz daha vardır: Derdini söylemeyen derman bulmazmış!
Yaşanmışları geride bıraktığımızı düşünüyorken, 'yaşanılanlar' Çankırı insanını daha da mutsuz ediyor gibime geliyor!
Radikal çıkışlarım bazılarını rahatsız etse de ben bu alışkanlığımı sürdürmeye inatla devam edeceğim!
Bunun sonucu olarak da mevcut duruma yine kendimce radikal bir reçete sunacağım!
Çankırı'nın önümüzdeki genel seçimlerde TEK MİLLETVEKİLİ ile temsil edilmesini öneriyorum!
Çankırı 4 milletvekili ile temsil edildiği dönemden bugün geldiği noktada değişen hiçbir şey yok!
Milletvekilleri dün de birbirinin kuyusunu kazıyordu, bugün de aynı!
Öyleyse, Çankırı önümüzdeki genel seçimlerde 'tek milletvekili' ile temsil edilsin ve milletvekilleri arasında yıllardır yaşanılan kısır çekişme bir çırpıda sona ersin!
Ne dersiniz?!
x x x
Gelelim ikinci açıklamaya!
MHP İl Başkanı Arif Soysal'ın Yakınkent Organize Sanayii Müteşebbis Heyetinin oluşması sonrası gündeme çıkan gelişmelerle ilgili yaptığı açıklamanın dozu biraz ağır oldu gibime geliyor!
Biz gazeteciler 'siyasilerin karşılıklı atışmasını' oldum olası severiz!
Bu yüzden her fırsatta siyasi arenada atışma - çekişme - ve de gerginlik - yazılı ve görsel medyanın arayıp da bulamadığı bir malzemedir!
Ancak, MHP İl Başkanı Soysal'ın gündeme düşen sözlerini kişisel olarak 'amacını aşan' bir düzeyde değerlendirdiğimin bilinmesini isterim. Öyle inanıyorum ki MHP İl Başkanı Soysal da açıklamanın ardından geçen süre içerisinde geldiği nokta benim bulunduğum yerle paralellik arzediyordur!
MHP Büyük Kongresi sonrası, Çankırı teşkilatının mevcut Genel Merkez yönetimi ile ayrı vagonlarda yol aldığını düşündüğümüzde, siyasi çevrelerdeki değerlendirmenin bugünkü il yönetiminin de bulundukları koltuklarda çok fazla kal(a)mayacakları düşüncesinin, Başkan Soysal'ın açıklamasına önemli ölçüde etki yaptığı ağır basmakta.
Şüphesiz ki İl Genel Meclisi'nde hazırlanan listede muhalefet partisi olarak MHP'ye haksızlık yapıldığı su götürmez bir gerçektir. Hele hele İGM Başkanı Osman Canbaz'ın oylanan liste ile ilgili olarak "Vali Beyin listesi" şeklindeki sözümona 'savunma' cümlesi çok talihsiz bir açıklamadır! Ama bütün bunlar MHP İl Başkanlığı koltuğunda oturan ismin basın toplantısında ortaya koyduğu cümleleri sarfetmesi için 'gerekçe' olması sözkonusu olamaz! Olmamalıdır da!
Siyaset 'uzlaşma' sanatıdır! Siyasetçi bu meyanda ne kadar yetenekli ise o düzeyde bulunduğu koltuğu koruyabilir ve de hayatiyetini devam ettirebilir!
Aksi mi?
Bugüne kadar yaşayarak öğrendik ve bundan böyle de yaşayarak öğrenmeye hız kesmeden devam edeceğiz...
x x x
"Çankırı Valiliği koridorlarında kaybolan dilekçe" başlıklı 'özel' haberimiz Çankırı'yı yine fena salladı!
Habere yapılan yorumların bir bölümünde "Pazar günü yapılacak olan Ziraat Mühendisleri Kongresi öncesi Celal Kaman'ı bitirme operasyonunun getirisi" olarak lanse edilme gayretlerini anlamakta zorluk çektim!
Sayfalarımızda yer alan haber için böylesi saçma sapan bir değerlendirme ancak ve ancak tatlısu kurnazlarının öne sürebileceği bir savunma olarak karşımıza çıkabilirdi! Nitekim çıktı da!
Bu tezi ortaya atanlara şu kısa hatırlatmayı yapmadan geçemeyeceğim: On ay önce de Ziraat Mühendisleri'nin genel kurulu vardı! O gün de Celal Kaman başkan adayı idi! Sözcü18 neden on ay önce benzer bir çalışmaya girmedi de bugün tamamen tesadüfi ve de tamamen bizlerin dışında gelişen bir olay karşısında böylesi absürd bir değerlendirmeye tabi tutulduk?
Bu sorunun yanıtı ile birlikte haberimizde yer alan iddialar ve çok daha vahim gelişmeleri önümüzdeki süreçte Sözcü18 sayfalarında bulacağınızdan en ufak bir endişeniz olmasın...
"Çankırı Valiliğinde kaybolan dilekçe ve..." başlıklı haberimizde yeralan iddialar mercek altına alınarak yaşanılanların gerçek boyutları kamuoyuyla paylaşılacak ve konu tüm titizliğiyle incelenerek araştırılacak, ortaya çıkanlar başta Çankırı kamuoyu olmak üzere ulusal boyutuyla bu sayfalarda hakettiği yeri alacaktır.
Sözcü18'in sahip olduğu ilkeler bunun gereğini yerine getirecektir...
Unutulmamalıdır ki; Saçı bitmemiş yetimin hakkını yiyenler hem kamuoyuna hem de Türk adaletine zamanı geldiğinde hesap vermekten kurtulamazlar...
Kalın sağlıcakla...