Sözcü18 yazı ailesinin güçlü kalemlerinden araştırmacı-yazar Metin Yılmaz'ın 'Çankırı'nın yakın tarihi' ile ilgili olarak kaleme aldığı yazılarının uyandırdığı yoğun ilgi ortada. Yılmaz'ın son yazısı "Çankırı Sanat Enstitüsü'nün efsane öğretmeni: Mehmet Pekder" başlıklı yazısı sonrası yaşanan gelişme bizlere böylesi bir haber yapmaya teşvik etti.
Yılmaz'ın yazısına dün merhum öğretmen Mehmet Pekder'in halen hayatta olan 92 yaşındaki eşi Sevim Pekder "Metin Yılmaz oğlum. Selamını aldım. Her şey için çok teşekkür ederim. Yaşım 90 oldu. Beni 1961 yılına tekrar döndürdün. O yılları tekrar yaşadım. Allah sana sağlıklı ömürler versin. Eşimin adını Çankırı 'da bir sokak veya okulda adını ölmeden görmek beni ayrıca duygulandırır. Her şeyi Çankırı ve TÜRKİYE için yaptık. Eşim Mehmet Pekder YURT DIŞINDAN çok teklifler aldı. Hiç birini kabul etmedi. Hep Çankırı kalkınsın, iyi öğrenciler yetişsin dedi. Bunu da başardı. Kalın sağlıcakla... Hakkınızı helal edin. Bizim de var ise helal olsun..." şeklinde bir yorum gönderdi.
Halen hayatta olan ve kendisine bu sayfalardan 'uzun ömürler' dilediğimiz Sevim Pekder hanımefendinin "... Eşimin adını Çankırı 'da bir sokak veya okulda adını ölmeden görmek beni ayrıca duygulandırır. Her şeyi Çankırı ve TÜRKİYE için yaptık." cümlelerinden etkilenmemek mümkün değildi. Ve tarafımıza gelen mesajı Çankırı Belediye Başkanı İsmail Hakkı Esen ile de paylaştık. Başkan Esen'in ilk tepkisi "İnşallah" oldu...
METİN YILMAZ: ÇOK YERİNDE BİR TALEP
Sevim Pekder'in yorumuna araştırmacı-yazar Metin Yılmaz ise; "Sevim hanımın dileği bana göre çok yerinde bir talep. Umarım başta Çankırı Belediye Meclis Üyeleri olmak üzere sayın Belediye Başkanı da bu çağrıya olumlu yanıt olarak uygun bir sokağa hayatının önemli bir bölümünü Çankırı'ya adamış, Çankırı sevdalısı öğretmenimiz Mehmet Pekder'in adını verirler." dedikten sonra sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çankırı'da merhum öğretmenimiz Mehmet Pekder gibi, nice isimler bu şehre gerek yaşamlarıyla gerekse ortaya koydukları hayat felsefeleriyle hizmet etmişlerdir. İlk etapta aklıma gelen isimler arasında Dobi Ahmet Altıner, kaledci Selçuk Çakmaklı, çemenci Hacer Teyze, sucu Koca Ali, müftü Seyfullah Kotanoğlu, doktor-ressam İsa Ruhi Koray ile gazeteci Şakir Palancıoğlu aklıma geliyor."