"Çiçekler baharda açar evladım" demişti annem... Oysa 'çiçekler' uygun ortamı bulduklarında açarlardı... Ben bunun böyle olmadığını Bursa'nın komşu illerinden olan Yalova'ya gittiğimde öğrenmiştim (o zamanlar ilçeydi ve 'kim takar Yalova kaymakamını?' tekerlemesi çok modaydı!).
Meteoroloji Ankara'da ısının -18 derece olacağını söylediği gün için sabahın erken saatlerinde randevulaşmıştık... Yaklaşık 5 saate yakın bir süre başta ülke gündemi olmak üzere beraberinde Çankırı'yı da konuştuk...
Söze "Küçük yaşayıp büyük işler yapacağız"la başlamıştı... Ve hız kesmeden ilerliyordu:
- Çankırı'da insanımızı 'yardıma muhtaç olmaktan' çıkartarak, ortaya koyacağımız projelerle ürettiğini harcamanın hazzını yaşatacağız, diyerek beni hafiften silkelemeye de başlıyordu...
Hele hele;
- Çankırı'yı Ankara'ya koşar halden kurtarıp, Ankara'yı Çankırı'ya taşıyabilmenin yollarını hayata geçireceğiz! cümlesinden sonra iyiden iyiye, sabahın köründe onca yolu boşuna katetmediğimin hazzını yaşıyordum.
Gözlerindeki ışıltı, yüzündeki kararlılık ve herşeyden önemlisi ağzından çıkan cümlelerin telafuza dökülmeden önce günlerce hatta yıllarca önce sindirilmiş ve akabinde hazmedilmiş tespitler olduğu su götürmez bir gerçekliği sergiliyordu...
Ya da ben öyle hissediyordum...
AKP'nin 13 yılda ülkeyi getirdiği bugünkü durumla ilgili değerlendirmesi daha da ilginçti:
- Biz bu süreci yaşamalıydık! Yıllardan bu yana Cumhuriyet'le kavgalı olan bir kesim insanımız içindeki irini, cerahati akıtmalıydı ki, geriye kalan bizler yani sosyal demokratlar, cumhuriyetçiler, devrimciler, aleviler, kürtler ve de özgürlükten yana olanlar, hem Atatürk'e hem de Cumhuriyet'e daha bir şevkle sarılma imkanı bulmalıydık!
'Yeter ama! Kiminle konuşuyorsun?' dediğinizi duyar gibi oluyorum...
Haziran 2015'te ülke genelinde gerçekleştirilecek olan 'milletvekili seçimleri'nde CHP'nin Çankırı'dan listeye koyacağını düşündüğüm ve 'aday adaylığını' geçtiğimiz günlerde açıklayan Murat Berat Atalay'la gerçekleştirdiğim görüşmenin bir bölümünü aktarmanın gayretindeyim!
Çankırı'nın sorunlarıyla yaşamasına karşın var olan problem(ler)in çözümü konusunda kendini yetiştirmiş, geçmişte yaşanan birçok olayla günümüzde yaşanılanları kesiştirerek ortaya koyduğu siyasi analizle karşısındakini ikna edebilecek kapasitede bir isim olarak karşımıza çıkıyor Murat Merat Atalay...
Moral bozmak ya da 'demoralize' etmek için söylemiyorum lakin; Çankırı gerçeklerini de gözönüne aldığımda CHP'nin ve de onun adayının bölgede işi bir hayli zor...
Ne demişler 'Erken kalkan yol alır'... Sayın Atalay'a kolaylıklar dilerken, suskun ve de kenarda köşede sessizliğini koruyan, AKP'nin ülkeyi getirdiği darboğazdan kurtulmanın yolunu bulamayıp kendi kabuğu içine çekilen insanımızdan da böylesi isimlere sahip çıkmasını, ona destek vermesini istiyorum...
Çankırı'da umutların yeniden yeşermesi adına...
x x x
Yazı siyasetçi ile başladığına göre aynen devam etsin...
AKP'nin Çankırı 5. Olağan İl Kongresi 31 Ocak'ta gerçekletirilecek. Geride bıraktığımız pazar günü aday adaylarının gazını alma operasyonu anlamına gelebilecek bir temayül yoklaması yapıldı.
Oylar Çankırı'da verildi, sandık AKP Genel Merkezinde açıldı. Kim birinci kim sonuncu henüz bir açıklama yok...
Böyle olunca da iş yine fala kalıyor!
Kanaatimce; Başta Musa Çağlar olmak üzere Erdal Yıldız ve Av. Savaş Yağcı Genel Merkez'de yapılacak olan görüşmeye davet edilirler. Dördüncü ismin daveti bana göre sürpriz olarak değerlendirilmeli.
AKP Genel Merkezi'nde yapılacak ön görüşme sonrası aday sayısı 2'ye düşer!
Başbakan Davutoğlu'nun karşısına iki isim çıkar... Bu iki isimden birisi genel merkezin adayı olarak Çankırı'ya döner!
Ve dananın kuyruğu burada kopar!
Siyasi öngörüm odur ki; Genel Merkez 'Musa Çağlar' demezse, 31 Ocak'ta yapılacak olan AKP 5. Olağan İl Kongresi 2 adaylı olarak gerçekleşir...
Kim mi kazanır?!
Öksürük tuttu beni... Bana müsaade... Kalın sağlıcakla...