Anıtına çelenk konulması sırasında yaşananlar, "Ne olacak bu eğitimin hali?" toplantıları düzenleyenlerin aslında "Ne olacak bu bürokrasinin hali?" toplantıları düzenlemesinin aciliyetini ortaya koydu.
İsterseniz gelin önce 20 Mayıs 2010 tarihli Karatekin gazetesinde yer alan haberi okuyalım ve daha sonra kendi düşüncelerimizi sizlerle paylaşalım:
"19 Mayıs Atatürk’ü anma ve Gençlik ve Spor Bayramı etkinlikleri çerçevesinde anıt alanında yapılan törende en ilginç kare bir tarafta ıslanan öğrenciler ve hemen yanında naylon poşetle koruma altına alınmış ses sistemleri oldu.
Program nedeniyle öğrencilerin, daire amirlerinin ve askeri erkanın hazır bulunduğu alanda şemsiyeli ve şemsiyesizler diye iki grup vardı. Yağan yağmur nedeniyle ıslanan öğrenciler ve kendilerini şemsiyeleri ile koruyan tören protokolü fotoğraf karelerine farklı bir şekilde yansıdı.
Bazı öğretmenlerin bayrak tutan öğrencilerini yağmurdan korumak için kendi şemsiyesini öğrencisine tuttuğu tören alanında en ilginç kare ise, bir tarafta ıslanan öğrenciler ve hemen yanında naylon poşetle koruma altına alınmış ses sistemleri oldu." (20 Mayıs 2010 - Karatekin gazetesi)
NE OLACAK BU BÜROKRASİNİN HALİ?
Dün, Çankırı Atatürk anıtında böylesi karelerin yaşanmasından sonra, Valilik makamında başta Vali Şemsettin Uzun ve İl Milli Eğitim Müdürü Cemal Akbıyık'ın da bulunduğu geniş katılımlı bir "Ne olacak bu eğitimin hali?" mealinden bir toplantı düzenlenmiş!
Bize göre "Valilik makamında" toplanan "zevat" çok değil daha kısa bir süre önce Anıt alanında gerçekleştirilen törene damgasını vuran fotoğraf karelerini tartışmış olsaydı, öyle düşünüyoruz ki değil eğitimde "Çankırı'da" sorun kalmazdı!
"19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı" (!) Öyle mi?
Gençlerin bayramı!
Öyle diyoruz! Çünkü öyle öğrettiler!
"Bu bayramı Atatürk Gençlere armağan etti" (!)
Bu karelere gerekçe saymakla bitmez!
-Gençler üşümez!
-Gençler ıslanmaz! Islansa da onlara bişey olmaz!
-Biz ne dersek gençler onu yapmalı!
-Gençlik demek, "büyükleri" dinlemek demek!
-Gençlik demek "Ata'nın izinde" değil, "bürokrasinin izinde" gitmek demek!
Saymakla bitmez "gençlerle" ilgili düşündüklerimiz!
Bu ve benzer cümleleri sabahtan akşama kadar sıralar dururuz!
Ve sonuçta 19 Mayıs'a geliriz!
Tören alanını tanzim eder, gençleri oraya toplarız!
Yağmur yağar, korumalarımız "şemsiyeleri" açar!
Gençler sıra sıra dizilmiş, tamamı Ata'nın huzurunda!
Ata ve gençler karşı karşıya!
Gençler "mağrur" ve "gururlu" !
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk onlara sesleniyor:
-Siz siz olun, sakın ola bugün Çankırı'yı yöneten bürokratlara benzemeyin!
Bu sözleri bizler duyduk... Var mı başka duyan...