"Ülkemiz, gerek bulunduğu jeopolitik ve hassas konumu itibariyle gerekse zengin yer altı ve yer üstü kaynaklarına sahip olması nedeniyle sürekli olarak düşman ülkelerin hedefi konumundadır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin, dünya üzerinde yaşayan İslam devletlerinin sancaktarı konumunda bulunması da ülkemizi, bu düşman ülkelerin açık hedefi haline getirmektedir. Bu ülkeler doğrudan ya da kurup destekledikleri terör örgütleri marifetiyle devletimizin bekasına ve milletimizin hürriyetine kast etmektedirler. Bunun en son örneği, Türk milleti için 2. Kurtuluş Savaşı diyebileceğimiz 15 Temmuz darbe ve işgal girişimini önleme amacıyla halkımızın tek vücut olarak verdiği mücadeledir. Emperyalist üst aklın ülkemizde örgütlemiş olduğu, din kisvesi altında ama kesinlikle İslam inancıyla ilgisi olmayan Fetullahçı Terör Örgütü yapılanmasının 15 Temmuz gecesi devletimizin bekasına karşı başlattığı bu yıkım hareketi; Türk halkının, soy, ırk, mezhep ayrımı gözetmeden liderinin etrafında kenetlenip meydanlara inerek, işgalcilerin bulunduğu her yere müdahale edip, kontrol altına alması neticesinde geri püskürtülmüştür. Bu bir bağımsızlık mücadelesi olup kazanılan zafer, devletine ve istiklaline sahip çıkan ve bu uğurda canlarını seve seve feda etmekten çekinmeyen aziz şehitlerimiz ve kahraman gazilerimiz sayesinde kazanılmıştır. Dost, düşman tüm dünyaya, Türk halkının, Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle ve diğer tüm unsurları ile yekvücut ve bir olduğu çok net bir şekilde gösterilmiştir. Devletimiz, tüm organları ile bu terör yapılanmasının nüfuz ettiği her alandan sökülmesi için hukuk içerisinde yoğun bir mesai yürütmektedir ve bu yapının kökü kurutulana kadar da çalışmalarına devam edecektir.
Burada dikkat edilmesi gereken husus, terör örgütlerinin bir taşeron yapılanma olduğudur. Fetullahçı Terör Örgütü, PKK, DHKPC, DAEŞ ve daha nice karanlık şer odakları aynı merkezden emir almakta ve aynı emperyalist üst akla hizmet etmektedirler. Darbe girişimi esnasında saldırılarına ara veren PKK, DHKPC ve DAEŞ gibi terör örgütleri darbe başarısız olunca aldıkları emirle saldırılarına hız vermişlerdir. Son bir hafta içerisinde terör örgütlerince Elazığ, Bitlis ve Van illerimizde kalleşçe yapılan terör saldırılarında güvenlik güçlerimizden şehitler verilmiş; halkımızdan da hayatını kaybeden vatandaşlarımız olmuştur.
Bu da tümünün, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin istiklali karşısında ortak olduklarının ve tek yerden yönetildiklerinin delilidir.
Türk halkı; bu durumu son yaşanan olaylarla daha iyi idrak etmiş olup, özellikle doğu illerimizde Kürt kökenli vatandaşlarımız başta olmak üzere insanımız PKK ve diğer örgütlerin ve bunların siyasi uzantılarının kendilerini temsil etmediğini belirterek, alanlarda protesto gösterileri yapmış; birlik ve beraberliğimizi tüm dünyaya deklare etmişlerdir.
Aziz halkımız şunu bilmeli ki; tüm ülke bir ve beraber olduğumuz sürece, gerek düşman ülkeler gerekse bunların kurup yönettiği terör örgütleri ile bunlara destek veren işbirlikçileri ve sempatizanları bedbaht olmaya ve yenilmeye mahkûmdurlar.
Bu düşüncelerle terör örgütlerini lanetlerken devletimizin bekası için canlarını seve seve feda eden şehitlerimizi ise rahmet ve minnetle anıyorum."