Çankırı kültürüne ilgi var...

Bahattin AYHAN

Acedemia.edu adlı bilimsel sitede bazı kitaplarım PDF formatında yayınlanmaktadır. Sitede kimlerin, nereden, hangi konuları okuduğu, kopyaladığı gibi bilgiler yanında siteye gönderilen ve ismimin geçtiği her hangi bir kaynak bulunduğunda bilgi verilmekte. Alıntı yapıp, kaynakçada, dip notta belirtilen çalışmaları görebilmekteyim. Kitaplarımdan birisinin toplam okunma sayısı 16 bin. 2 Bin adet basılan kitap sanal ortamda 16 bin kişi tarafından okunmuş. Ayrıca hangi memleketten, şehirden ve hatta bilgisayardan okunduğu, indirildiği bilgileri de var. Diyeceksiniz ki bunda ne var? Evet okuma ve yazma alışkanlığınız yoksa haklısınız. Ayrıca bir boşluk var. Çankırı üzerine bitirme, master, doktora tezi alanlar sanal ortamdan bana ulaşıyorlar. Alıntı yapacaklarsa izin isterken, yardım da istiyorlar. Her şey güzel de yardım isteyenler Çankırı Karatekin Üniversitesi'nden değil. Çok ilginç geldi bana. Başka üniversitelerde tez konuları Çankırı iken Çankırı Karatekin Üniversitesi'nin tez konusu ne üzerinedir dersiniz? En son kapsamlı kitabımı 2007'de yayınladım, iki sene sonra 2'nci baskısı yapıldı. Toplamda 6 bin kitap okuyucuya ulaştı. "Çankırı Tarih Coğrafya Ekonomi" adlı kitabıma yeni basım için talep var. Bu talebi kim yerine getirir bilmem ama her halde Çankırı’da yerleşik bir kurum ve kuruluş buna talip olmaz. Önemli değil, güncelleyerek genişletilmiş 3. baskıyı okuyucuya ilk fırsatta ulaştıracağım.

Yasa ve ahlak gereği her hangi bir eserden kopya yaparak alıntı yapılmışsa kimden, hangi eserinden olduğu belirtilir. Etik olan da budur. Bir çok sitede, yayında kitaplarımdan alıntılar yapıldığı halde belirtmeyen hırsızlar var. Sessiz kaldım. Yeter ki Çankırı kültürü okunsun, bilinsin diyerek ses çıkarmadım. Sanırım bunu yapanlar utanırlar. Utanırlar mı dersiniz? Bana ait bir çalışmayı kendi çalışmaları gibi lanse edenler kopyayı bıraksınlar. Eğer yapabiliyorlarsa kendilerine özgü çalışmalar ortaya koysunlar.

Bu arada ara sırada olsa olumlu tepkiler almam işin ayrı bir tarafı. Son gelen birkaç anı ve mesajdan isim belirtmeden  bir iki cümle aktarayım.

* * *

… Çankırı tarihi, kültürü ya da turizmi konularında kafa yoran, entelektüel çaba harcayan bi kaç isimden biri olmanız hasebiyle sizi ve saygıdeğer isminizi anmadan geçemezdim. Bu vesileyle  selam sevgi ve dostluk duygularımın kabulünü arz ederim efendim… (Yüksek lisans tezinin giriş bölümünde)

* * *

Çankırı'da öğretmenlik mesleği ile uğraşmaktayım. Kitabımızda bazı bölümlerde kullanmak üzere sizin kitaplarınızdan, tezlerinizden yararlanmak istiyoruz. Bu konuda sizin yazılı izninize ihtiyacımız var. Bize bu konuda yardımcı olursanız çok memnun olacağız…

* * *

Ben Prof. Dr……. Eldivanlıyım... ABD’de yaşıyorum. Memleketimi ziyarete geldim. Çankırı hakkında bilgi edinmek için Çankırı’da kitap aradım bulamadım. Bir akrabam bana ‘’Çankırı Tarihi’’ adlı çalışmanızın fotokopisini temin etti.

Sizi tebrik ediyorum…

Bir iki anımı da belirtmeden geçemeyeceğim:

Çankırı’da tarihi camiler ve kutsal değerler üzerine yaptığım çalışma sırasında İl Müftülüğüne başvurdum. İl müftüsü muhatap olmadı, yardımcısına gönderdi. Konu, müftülüğün belgeleri ile tespit ettiğim camilerin yapım yılları ve bazı özelliklerini teyit etmekti. Müftü yardımcısı 'Bizim elimizde yok sizde varsa bize verin' dedi ve memura yönlendirdi. Memura iş çıktığı için, kızgın. 'Nereden geldin?' der gibi yüzüme baktı. 'Ne istiyorsun?' sorusunu yöneltti. Anlattım. Bir defter çıkardı. 'Önce siz neler tespit ettiniz onu göreyim' dedi. Neyse uzatmayalım bir iki bilgi verdi 'Bendekiler bu kadar' dedi. Bilgili ve ilgili olmadığını anlatmaya gerek yok. Diyeceksiniz ki hangi makamın var?

* * *

Başka bir anım da bir telefon görüşmesi. 'Alo, ben ilçesi müftüsüyüm.' 'Buyurun sayın müftüm.' 'Sen camilerle ilgili bir kitap yayınlamışsın, hemen bana bir tane gönder' dedi. Emir veriyor şu hale bakın! Verdiğim yanıt adabı muaşeret kuralları içinde oldu. 'Çankırı Kütüphanesinde var oradan ödünç alabilirsiniz. Teşekkür ederim' dedim telefonu kapattım.

* * *

İlçelerimizin birinde görev yapan kaymakam aradı. Özetle size ihtiyacım var, görüşmek istiyorum dedi. Konu ilçemiz hakkında bilgi edinmek diyerek özetledi. Arabama atladım ver elini Çankırı. Saat 10 suları. Kaymakamlığa çıktım. Kaymakamla görüşmek istediğimi söyledim. İsmimi ve kaymakamın talebi üzerine geldiğimi anlattım. Beklemeye başladım. Biraz bekledim ve sıkılmaya başladım. Memura "Hem talep edilecek, hem bu kadar bekletilecek" diye serzenişte bulundum. Memur tekrar içeri girdi, biraz sonra çıktı. Arkasından kaymakam çıktı. "Acil işim var bir başka zaman görüşelim" dedi ve bulunduğum yeri terk etti. Nahoş, nahoş olduğu kadar kaba, görgüsüz insanların böyle görevlere getirilmesi Çankırı’nın büyük şanssızlığı.

* * *
Bir vesile ile İstanbul’a gittim. Tanıştığım bir hemşehrim ısrarla evine çaya götürdü. Başkalarını rahatsız etmeyi hiç sevmem ama ısrarına dayanamayarak gittim. Yolda konumuz sürekli Çankırı idi. Eve girdik, salonda bir kütüphane. Ne göreyim yayınlanmış Çankırı konulu kitaplarımın hepsini en üst sırada görünce hayret ve hayranlığımı gizleyemedim…

Diğer anı ve izlenimlerimi ilerde sizlerle paylaşmak üzere…

Yorum Yap
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.