Sendika63.org'da yer alan habere göre; HDP milletvekili Filiz Kerestecioğlu kendilerine gönderilen ve cezaevlerindeki kötü koşulların, çeteleşmenin anlatıldığı mektup üzerine iddiaların araştırılması için Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ün cevaplaması istemiyle Meclis'e soru önergesi sundu
HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu bir erkek mahpusun kendilerine yazdığı mektup üzerine cezaevlerindeki kötü koşullar ve çeteleşmenin araştırılması talebiyle Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün cevaplaması için Meclis’e soru önergesi sundu. Kerestecioğlu’na mektup ile ulaşan mahpus kalmış olduğu 4 farklı hapishanede yaşadığı ve tanık olduğu sorunları paylaşıp, bunlara acilen müdahale edilmesini talep etti.
Cezaevlerinin kantinlerin dışarıya göre çok pahalı olduğunu aktaran mahpus ayrıca kantinlerde çoğu ihtiyacın temin edilemediğini belirtti.
Cezaevinde “domuz bağı” işkencesi
Mahpus, Eskişehir H Tipi Erkek Hapishanesi’nde kaldığı sürede (2017) pek çok mahpusa keyfi bir şekilde cezalandırma gerekçesiyle “domuz bağı” diye tabir edilen işkence yönteminin uygulandığını, kişilerin saatlerce bu şekilde bekletildiğine tanık olduğunu aktardı.
“Cezaevi memurları çeteleşmeden para kazanıyorlar”
Mahpus mektubunda Çankırı E Tipi Kapalı Cezaevi’nde, baş memurların koğuşlarda çeteleşmeye göz yumduklarını ve hatta buradan gelir elde ettiklerini ifade etti. Hapishanenin dört baş memurundan (gardiyanından) üçünün, yani Ahmet Gürün, İsmail Menge ve Yüksel Çotur’un koğuşları zenginlere sattığını ve koğuşların idaresini “satın alan” mahpuslara devrettiklerini, öyle ki yeni gelen birini koğuşta istemezlerse bu mahpusun sırtında yatak, koğuş koğuş gezerek kendisine kalacak yer aradığını anlattı.
“Bazen yerde bazen de iki yatakta 3 kişi kalıyoruz”
Cezaevlerinin koşullarından kaynaklı genel sorunlardan da bahseden mahpus, kaldığı hapishanelerin hemen hepsinde nüfusun kalabalık olması nedeniyle kimi zaman yerlerde yatmak zorunda kaldıklarını, yatak yetmediği için iki yatağı birleştirerek üç kişi yattıklarını, kötü hijyen koşullarının hastalıklara neden olduğunu ve hapishanelerde ekonomik statü, etnik aidiyet, siyasi görüş gibi farklılıklar temelinde sistematik bir ayrımcılık rejiminin hüküm sürdüğünü belirtti.
Kerestecioğlu'nun soru önergesinde yer alan sorular ise şöyle:
- Eskişehir H Tipinde mahpuslara işkence iddialarıyla ilgili bir soruşturma başlatacak mısınız?
- Hapishanelerde önemli bir kontrol ve denetim aracı olarak kullanılan kamera sistemleriyle alınan görüntü kayıtları ne süreyle saklanmaktadır? Yukarıda aktardığımız işkence, kötü muamele ve ayrımcılık iddialarını araştırmak için kayıtları tarayacak mısınız?
- Çankırı E Tipinde koğuşların yönetimini para karşılığı bazı mahpuslara devrettiği iddia edilen üç başmemur hakkında idari bir işlem başlatıp bu iddiaları soruşturacak mısınız?
- Çankırı E tipinde son 3 yıl içinde mahpuslar kaç kez ve hangi gerekçelerle koğuş değiştirme talebinde bulunmuştur? Bu taleplerden kaçı kabul edilmiştir?
- Kelepçeli muayene bir insan hakkı ihlali olmasına rağmen rutin bir uygulamaya dönüşmüş durumdadır. Bu konuda bir önlem almak üzere bir girişiminiz olacak mı?
- Mevcut hapishanelerdeki insan onuruna yaraşır bir yaşam ve ilişki biçiminin tesis edilmesi için hapishanelerin fiziksel koşullarını iyileştirme ve personelin insan haklarını temel alan bir yaklaşımı benimsemesi amacıyla 2020 yılında hangi çalışmaları yapmayı planlamaktasınız ve bunlara ayrılan bütçe kalemleri ne kadar tutmaktadır?
- Hapishane kantinlerinde satılan ürünlerin fiyatları hangi mevzuata göre, hangi birim tarafından belirlenmektedir? Fiyatların pahalı olduğu iddiasıyla ilgili bir denetim yapacak mısınız?