İSTANBUL'da yaşayan Çankırılılar'ın oluşturduğu derneklerin üst birliği olarak hizmet veren Çankırı Dernekler Birliği (ÇANDEF) Başkanı Zeynettin Aydın'ın AK Parti 1. Bölge'den milletvekili aday adayı oluşu ile başlayan süreç, dün AK Parti listelerinin açıklanmasıyla birlikte 'vuslat başka bahara kaldı' değerlendirmesiyle sonuçlandı! Zeynettin Aydın AK Parti 1. Bölge listesinde 24'üncü sırada yer bulabildi.
Federasyon Başkanlığı'na oturduğu ilk günden bu yana 'siyasi kimliğini' yani 'AK Partili'liğini ilk sıraya koyan, Çankırı insanının beklentilerinden ziyade kendi kişisel beklentilerinin mücadelesini veren Zeynettin Aydın, 14 Mayıs seçimlerine gidilen süreçte yine "Önce ben" dedi ve İstanbul'da 'sözde' başkanlığını yaptığı Federasyon'un gücünü sadece ve sadece 'kişisel emelleri ve hedefleri' doğrultusunda kullanarak diğer siyasi kimliğe sahip insanını görmezden gelmeye hız kesmeden devam etti!
Zeynettin Aydın'ın ÇANDEF Başkanlığı koltuğuna oturduğu güne kadar, o koltukta oturma onuru ve şerefine nail olmuş insanların da şüphesiz 'siyasi' kimlikleri vardı! Ancak o isimlerin hiç biri 'bir yandan koltukta otururken, öbür yandan kişisel siyasi ikballerinin çalışmalarını' sürdürmediler. Ne zaman ki ÇANDEF koltuğuna bu 'zottiri' (*) oturdu, İstanbul'daki Çankırılılar için 'kâbus' başladı!
Bu 'zottiri'nin ÇANDEF Başkanı olduktan sonra 'aday adayı' olmadığı tek seçim yok! Her seçimde ya 'belediye başkan aday adayı' ya 'milletvekili aday adayı'... 2019 Yerel seçimlerinde İstanbul/Maltepe'den 'belediye başkan aday adayı' (!) olmaktan geri durmadı! Sonuç?! Mensubu olduğu AK Parti'den 'belediye meclis üyeliği'... Zaten perde arkasındaki 'asıl hedef' de oydu! Daha doğrusu uzanabileceği 'ciğer' en fazla 'belediye meclis üyeliğiydi' ve 'ciğercinin kedisi' (!) de kendi çizdiği yolda hedefine ulaşmıştı!
ÇANDEF Başkanlık koltuğu bu kadar 'ucuz' olmamalı! Bu koltuğa oturan 'kişi' de oturduğu koltuğu böylesi 'kişisel egosu'na yönelik olarak kullanmamalı!
Bu ikazlar bugüne kadar zat-ı muhtereme yapılmadığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz! Çankırı'nın 'akil insanları' tarafından kendisine defalarca kez yapılan uyarılara karşın bu 'zottiri' sürekli olarak "Herkes kendi işine baksın! Ben bildiğimi yaparım" (!) demekten geri durmadı. Ve kendi aklınca (!) İstanbul'da yaşayan yaklaşık 180 bin dolayındaki Çankırılı'yı 'AK Parti'nin peşine takma gayretkeşliğine soyundu!
Ama artık 'yeter'...
Bu 'zottiri'ye birilerinin 'dur' deme zamanı geldi de geçti...
En 'halisane AK Partili' Çankırılılar dahi "Bu şahsiyet hem bize hem de Çankırı'ya zarar veriyor!" demenin ötesinde söylemleri ardı ardına sıralamakta beis görmüyor...
Bu 'kötü' gidişata son vermek İstanbul'da yaşayan her bir Çankırılı'nın öncelikli işi olmalı... Sürekli ortada 'ben... ben' diye dolaşan bu 'zottiri'nin defteri dürülmeli, kendisi layık olduğu çöplüğe taşınmalı...
Çankırı insanı da İstanbul'da hakettiği yere bir an önce ulaşmalı...
Dedik ve bu defteri 'şimdilik' kaydıyla kapattık...
Vedat Beki / Editör
(*) zottiri: İşe yaramaz, serkeş (serkeş= dik başlı, kafa tutan)