Canan Karatay yine şaşırttı! Çaya tereyağ atın!

Kocaeli Kitap Fuarı'nda konuşan Prof. Dr. Canan Karatay, "Bana 'Çayı şeker koymadan nasıl içelim?' diye soruyorlar. Ben de 'Tereyağı koyun' diyorum. Tereyağı, İngiltere gibi batı ülkelerinde krema olarak çayın içine koyulur" dedi.

Karatay, Kocaeli Büyükşehir Belediyesince Uluslararası Fuar Merkezi’nde düzenlenen 11. Kocaeli Kitap Fuarı kapsamında gerçekleştirilen "Gerçek Tıbbın 10 Şifresi" konulu söyleşiye katıldı. Dinleyicileri zararlı yağlar konusunda uyaran Karatay, tereyağının faydalarından bahsetti.

Tereyağının kilo aldırmayacağını belirten Karatay, bozulmadığı sürece bol bol yenilmesini tavsiye ederek, şunları kaydetti: "Yemekten sonra çay tüketilmemesi, tüketilecekse de tereyağı konulması faydalı olacaktır. ’Yemekten sonra çay içmeyin.’ derim çünkü çay, yemekte yediğimiz demirin emilimini engeller. ’Şeker koymayınca nasıl içelim?’ denildiğinde ’Tereyağı koyun.’ diyorum" İngiltere’de, kuzey ülkelerinde çaya krema diye atılır. Ülkemizde de şeker konmadan önce büyüklerimiz tereyağı koyarlardı. Hala uygulayanlar var, bu adettir, yeni bir şey değil. Yeni yetmeler, yeni bir şey gibi gördüğü için kıyamet koptu. Everest’e çıkan dağcılara yol gösteren Tibetli kılavuzlar enerjilerini nereden alıyor? Tereyağlı çaydan alıyor çünkü tereyağının verdiği enerji süreklidir, sizi dinç ve genç tutar. Bol bol tereyağı yiyebilirsiniz."

"Günde 20 dakika yürümek çok önemli"

Kardiyoloji ve kalp damar sağlığının korunması üzerine yaptığı sunumda damarlarda "yangın" olduğunu, bu yangını söndürmek için de sağlıklı beslenmenin ve fiziksel aktivitelerin önemine dikkati çeken Karatay, şöyle devam etti: "Yangını kim söndürüyor? Sağlıklı sebzeler, doğal zeytinyağı, fındık, fıstık, badem, ceviz... Hem kan yapar hem ısıtır diyorum. Yağlı peynir, yağlı yoğurtlar ve çok az şeker var. Bunlar yangını söndürür, 7’den 70’e. Yangını söndürenler bir de muntazam fiziki aktivitelerdir. Günde 20 dakika yürümek ama her gün yürümek çok önemli. Bir de tabii sigaranın bırakılması lazım. ’İnsülin direncim var ama şeker hastası değilim.’ diyemezsiniz. İnsülin direnci tansiyonu yükseltir, şeker hastalığı yapar. Yağları alt üst eder. İşte ’sistemik inflamasyon’ dediğimiz, sistemik alevlenme dediğimiz olay budur. Bakın burada kolestrol yok çünkü kolesterol de yangını söndürenlerdir."

“GUT HASTALIĞINIZ VARSA…"
Çocukların beslenmesiyle ilgili dikkat çeken sözler söyleyen Karatay tavsiyelerine şöyle devam etti:“Tost yemeyecekler, cips yemeyecekler, kuru ve yaş pasta yemeyecekler, nişasta bazlı şeker yemeyecekler. Yazık bu çocuklarımıza. Bunlar aynı zamanda kanser sebebidir. Meyve suyu da aynı şekilde karaciğeri yağlandırır. Çocuklarımızın alkolüdür. Son çalışmalar da gösterdi ki, ürik asit yüksekliği dediğimiz, gut hastalığı dediğimiz hastalığın sebebi. Şimdiye kadar bilinen, kabul edilmiş olan protein değil, şeker metabolizması bozukluğudur. Gut hastalığınız varsa, gut hastalığınız yokken ürik asit seviyeniz yüksekse bilin ki vücudunuzda şeker zehirlenmesi belirtisidir. Bilin ki vücudunuzda früktoz zehirlenmesi başlamıştır. Çocuklarımıza meyve suyu vermeyeceğiz. Meyve suyunda bir fayda yok. Zarar var.”

MEYVE SUYU UYARISI
Çocukların içtiği meyve sularının şeker hastalığına zemin hazırladığını söyleyen Prof. Dr. Karatay, “C vitamini kaynağı olan o kadar faydalı şeyler var ki. 1 tutam maydanozda 1 bardak portakal suyundan çok daha fazla C vitamini var. Aynı zamanda yanında şeker de yok. Bir hücrenin içerisine C vitamini giriyor. C vitamini hakikaten koruyor. Bir antioksidan olarak yüzde 50 giriyor. Fakat şeker ile aynı ortamda bir C vitamini olduğu zaman, yani meyve suyu gibi, früktoz ve C vitamini var. Früktoz, C vitamininin hücrelere girmesini önlüyor. Onun için C vitamini alıyoruz diye meyve suyu yüklemeyin çocuklara” diye konuştu. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.

Yaşam Haberleri