İstanbul - Feshane'de gerçekleştirilen "Çankırı Tanıtım Günleri" fırtınası (yaygarası da diyebiliriz) nihayet son buldu!
Son 8 yılda Çankırı adına eşine ve de benzerine rastlamadığım böylesi bir etkinliğe imza atan Vali Vahdettin Özcan'ı kutlamak boynumuzun borcu...
Bu organizasyonla birlikte şurası kesinleşti ki; Çankırı için çok fazla söze hacet yok! "Adımız Hıdır, elimizden gelen budur" (!) gerçeği kendisini öylesine belirgin olarak ortaya koydu ki, ne bir adım öne ne de bir adım geriye gitmemize gerek kalmadı!
Hani derler ya; "Konu Çankırı ise, gerisi teferruattır". Feshane etkinlikleri çerçevesinde Çankırı insanının göstermiş olduğu gayreti de fazlaca eleştirmenin anlamı yok! İşin içinde 'Çankırılı' var ise, o işte 'eksiklik' de olacaktır 'sorumsuzluk' da!
Neden mi?!
Çünkü; Çankırılı henüz 'öğrenme' evresinde!
Tıpkı "kara tahta başındaki" ilkokul öğrencisi gibi!
Belki de; anne-babası tarafından önüne "lego" konulan çocuk gibi! Yapa boza önündeki resmi gerçekleştirme gayretindedir Çankırılı!
Sakın ola; sözlerimi "alay" mahiyetinde algılayıp da olur olmaz cümlelerle saldırmayınız!
Duygularım samimi ve halisane!
Hem atalar dememişler mi; Öğrenmenin yaşı yoktur!
Sen öğrenmenin gayretinde ol, günün birinde önündeki "lego"yu tamamlayacaksın Çankırılım!
Kim tutar seni!
x x x
Vali Özcan'a "Feshane Etkinlikleri" ile ilgili iki konuda eleştirim var! Birincisi "sanatsal faaliyetlerin" PKK terörü nedeniyle programdan çıkartılması...
Başta Turgay Başyayla ve Neşe Dilekçioğlu olmak üzere Sami Yalçın ve Sevgi Petek konserleri "ülkedeki terör nedeniyle verilen şehitler" adına iptal edilmişti!
Ancak 4 günlük etkinlik süresince gördük ki; Feshane'de zurnalar da öttü, şarkılar da söylendi... Ve de şakır şakır göbekler atıldı!
Hani "Çankırılı" şehitlerin verildiği bu günlerde göbek atmaz, zurna çalmazdı!
Bir anlamda 'yasak' bazılarınca delindi! Ve kafalar karıştı...
Madem ki, sazlar çalınacak türküler söylenecekti, neden bu işin erbablarına "dur" denildi?!
Olmadı sayın Vali olmadı!
x x x
Gelelim ikinci eleştirime!
"Çankırı Tanıtım Günleri"nin mali bilançosu (elde ettiğim bilgilere göre) yaklaşık 300 bin tl dolayında!
Hem de kasada "olmayan" 300 bin tl!
Organizasyonun tamamlanması ile birlikte Çankırı Valiliği'nce başta KUZKA olmak üzere, Başbakanlık Tanıtma Fonu, Kültür Bakanlığı ve diğer kurumlarla yapılacak yazışmalarla "Çankırı Tanıtım Günleri" için talep edilecek paralarla yapılan harcamaların büyük bir bölümü karşılanacak!
Çankırı Ticaret ve Sanayi Odası da harcamalara 40-45 bin tl dolayında katkı sağlayacak... Vakıf ve de ÇANDEF'in katkısının hangi düzeyde olduğunu yazıyı kaleme aldığım saatlere kadar öğrenemedim...
Anlayacağınız "Çankırı Tanıtım Günleri" olmayan bütçe ile gerçekleştirildi!
Dört günlük organizasyon ile Çankırı ne elde etti?
Temennim odur ki; atılan taş ürkütülen kurbağaya değer!
x x x
"Mer'a ihalesinde ben de varım!" başlıklı yazıma gelen destekler için yürekten teşekkür ederim...
Verdiğiniz destek ile bu ihaleye girmemem için hiçbir neden yok!
Ancak ne hikmetse Çerkeş Kaymakamlığı "ihale" ile ilgili henüz bir duyuru yap(a)madı...
Benim son çıkışımdan çekindiklerini hiç mi hiç düşünmüyorum!
Öyleyse Kiremitçi köyündeki mer'a ihalesi neden takvime gir(e)medi?!
Merakla beklemedeyim sayın Çerkeş Kaymakamım...
Bu arada Ankara'daki 'çakma federasyon'un geçtiğimiz ay yine masa başında kongre yaptığı bilgisi masama ulaştı!
Sonbahar'da yapraklar dökülürken, "çakma federasyon"un gövdesine öyle bir çakacağım ki başındaki de kuyruğundaki de dahil olmak üzere cümle alem şaşıracak!
Demedi demeyin ve de kendinize iyi davranın...