Bütün bunlar 'Türbanlı'nın başına gelseydi?!

Adı R.T. İki çocuk annesi. Kağıthane Asayiş Amirliği’nde Emekli polis M.Ç. ile iki resmi polis tarafından personelin gözü önünde tecavüze uğradı.

 

İnternethaber'de yer alan habere göre, 1.5 yıl sonra aynı polis ile birlikte bir başka kişi tarafından kaçırılıp ikinci kez tecavüze uğradı ve bu tecavüzden hamile kaldı. T. mahkeme kararıyla bugün o tecavüz çocuğunu aldıracak. Ancak bu yaşadıklarını unutturacak bir çare yok. R.T. ilk kez yaşadığı olayları ayrıntıları ile aktardı.

 

Okuduğunuzda tüyleriniz ürperecek ve 'emniyette' yaşanan insanlık dışı olayın sarsıntısını yaşarken; "Şu olay sıradan bir türbanlının başına gelseydi neler olurdu?" diye sormaktan da kendinizi alamayacaksınız.

 

R.T araba alım satımı yaparken yanına eleman olarak aldığı emekli polis M.Ç. bir süre sonra tehditlerle kızını özel okula göndermesini ve arabalardan birini kendisine vermesini ister. Red yanıtı alınca arabayı çalar. Evli ve çocukları olan R.T bunun üzerine suç duyurusunda bulunur. M.Ç. da akrabasının emniyet müdürü olduğu Kağıthane Emniyet'inde dolandırıcılık şikayetinde bulunarak misilleme yapar. R.T'i emniyete çağırırlar ve işte orda dehşeti yaşatırlar.

 

İşte R.T'in ağzından emniyette yaşananlar; "Kağıthane Asayiş Büro Amirliğine çağrıldım ve 30 Ağustos 2012 tarihinde elimde makbuzlarla karakola gittim. İki buçuk saat kamerası olmayan bir çalışma odasında bekletildim. 2.5 saatin sonunda Mehmet Çakır yanıma gelerek, ‘Birazdan yaşayacaklarını ömür boyu unutmayacaksın. Aklın hayalin almayacak’ diyerek odadan çıktı.

 

Aradan 5 dakika geçmedi ki yanında iki resmi polisle birlikte geri geldi. Soyunmamı istediler, kabul etmeyince ve bağırmaya başlayınca Ç. yüzüme gaz sıktı, o anda üzerime çullandılar. Önce M.Ç. sonra diğer iki resmi polis tecavüz etti. Beni darp ederek arka dişimi kırdılar. En kötüsü ben ağlayıp imdat diye bağırırken odanın kapısı açıktı ve hemen hemen tüm personel yaşananlara şahit oldu. Bunların aralarında sivil kadın polisler olmasına rağmen hiçbir tepki göstermediler, izlemekle yetindiler.

 

Sonra tecavüzün izini bırakmamak için beni lavabonun yanına götürüp musluğa takılı yarım hortumla temizlediler. Birkaç saat sonra çantamı ve telefonumu verdiler. Avukat çağırdığımda bana, ‘Kime söylersen söyle sana kimse inanmaz ki, sen dolandırıcısın’ dediler. Daha sonra amir gelip gülerek polislere, ‘Bunu ne biçim hor kullanmışınız, başınızı belaya mı sokacaksınız oğlum’ diyerek resmen dalga geçti. Amire hepsini şikayet edeceğimi söyleyince, ‘Senin ne mal olduğun ortada, şimdi benim tepemin tasını attırma, bütün emniyeti üzerinden geçirtirim’ dedi.

 

Yaşananlardan sonra 7 ay boyunca hastanede psikolojik tedavi gören genç kadın eşine dahi 'inanmaz' diye düşünerek olayı anlatamadı. Bu olay sonrasında Çağlayan adliyesine giderek kendisine tecavüz eden hakkında suç duyurusunda bulunduğunu aktaran T., “Benimle Cumhuriyet savcısı ilgilendi. Ona polislerin bana yaptığı tecavüzü anlattığımda, ‘Onlar bu konularda antrenmanlılar. Keşke olay sonrası gelebilseydin’ diyerek polisin iç yüzünü bildiğini ima etti” dedi.

 

Aradan geçen 1 yıl zarfınca bu soruşturmadan bir sonuç çıkmadı. Tecavüzcülerin bir teki bile ifadeye çağrılmadı. Genç kadın olanları unutmak için var gücüyle çabalarken 'hamile' kalacağı ikinci tecavüzü yaşadı.

 

27 Temmuz 2013 akşamı çocuklarıyla gittiği Maltepe Sedef adasından dönüşte, sahilde arkadaşlarıyla buluşmayı beklerken K. ve Ç.’nin bulunduğu bir araba ile kaçırılarak tecavüze uğrar.

 

Tecavüz sonrası hamile kaldığını öğrenen T., kürtaj olmadan önce Ç. ile K. hakkında suç duyurusunda bulunmak ve tecavüzü ispatlamak için cenin test yapılması talebiyle önce Levent Karakoluna, oradan da Çağlayan Adliyesinde başvurur. İfadesini alan savcı tecavüzcüler hakkında bir şey yapmadığı gibi 'sen doğur devlet bakar' yanıtını veriyor. Genç kadın bunun üzerine dosyanın savcıdan alınması için 5 kez başvuru yapıyor ama ona da yanıt alamıyor.

 

Tecavüz olaylarından sonra kabus görmediği bir gece olmadığını, çocuklarına bakamaz olduğunu, eşiyle arasının bozulduğunu vurgulayan T., “o kadar şikayette bulunamama rağmen 1 yıldır tek bir dava dahi açılmadı. Tehdit edildiğimi, can güvenliğim olmadığını beyan etmeme ve yargıya bu konuda başvurmama rağmen, herkes suskun” dedi.

 

9 hafta 8 günlük hamile olan R.T., bugün kürtaj olmaya hazırlanıyor.

 

T., bir yıl öncesine kadar çok neşeli ve hayat dolu olduğunu, eşiyle sürekli mutlu planlar yaptıklarını vurgulayan T. şöyle konuştu: “Artık benim bir planım dahi yok, bir konumum bile yok. Ben artık çocuklarıma annelik yapamıyorum. Çünkü bana insanlığımı, anneliğimi kaybettirdiler. Artık kimseye insan gözüyle bakamıyorum. Bir insan her gece rüyasında kabus görür mü? O kadar korkuyorum ki anlatamam. Ne olur bu gece kabus görmeyeyim diye Allah'a yalvarıyorum. Doktorlara ne olur beni hep uyutun diyorum. Unutturacak bir şey yok mu diyorum. Çünkü olmuyor geri dönüş yok. Benim bir hayatım kalmadı. Eğer bana bir şey olursa bundan tüm toplum sorumlu olacak.”

 

R.T.'in yaşadıkları 'tecavüz' bebeğini aldırmak isteyince kamuoyuna yansıdı. Gazetelerde çıkan haberler sonrasında genç kadına 'tecavüz bebeğini aldırmak için kürtaj' izni çıktı. Tecavüzcü emekli polis M.Ç. hakkında ise hala bir işlem yapılmış değil. Aynı şekilde olayın geçtiği Kağıthane Emniyeti ve o tecavüze izleyici olarak iştirak edenler de suskun. İnsanlık dışı bu olay için Ankara'da bir siyasi de devreye girmedi. R.T elini kolunu sallayarak dışarda gezen o tecavüzcü karşısında şu anda korumasız.

 

Tecavüzcülerin hayatında bu olay kamuoyuna yansımış olmasına rağmen bir değişiklik olmazken olan yine R.'ye oldu. Eşi boşanma davası açtı, çocuklarını subay lojmanlarındaki komşuları sözle taciz etmeye başladı.