Yargıtay Ceza Genel Kurulu (YCGK), taksi ücretini 3 Lira eksik ödeyen gruba silah çeken, birini silahla kafasına vurarak yaralayan ve silaha karşı kendisini korumak için bıçak çeken kişiyi de göğsünden vurup öldüren taksi şoförüne “meşru müdafaada bulunduğu” gerekçesiyle ceza verilmemesine ilişkin kararı onadı. Milliyet gazetesinden Kemal Göktaş'ın haberine göre, Genel Kurul kararları emsal niteliğinde olduğu için bu kararla birlikte meşru müdafaa sınırları oldukça genişlemiş oldu.
Ankara’da, 2008’de yaşanan olayda, bira içen iki erkek ve bir kadın taksi çağırdı. Taksici Erol Gözen’i daha önce tanıyan gruptakilerden Recep Alkan, taksimetre açmamamıs karşılığında 10 TL’ye ücrette anlaştı. İnecekleri yerde grubun üzerinden 7 TL çıkınca sinirlenen taksici ile müşterileri tartışmaya başladı.
Taksici ruhsatlı silahını çekerek önce havaya ateş etti, ardından da gruptakilerden Ömer Yavuz’un kafasına vurdu. Arkadaşının yaralandığını gören Recep Alkan ise önce şoförün elinden silahını almaya çalıştı, başaramayınca sustalı bıçağıyla şoförün üzerine bir hamle yaptı. Şoför ise aralarında 1.5-2 metre olan Alkan’ın göğsüne ateş ederek öldürdü.
HAYATİ BÖLGEYE ATEŞ
Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada şoför, gasp edilmeye çalışıldığını ileri sürdü ama mahkeme bu iddiaya itibar etmedi. Mahkeme, Gözen’in öldürme eylemini “meşru müdafaa sınırlarını korku ve telaşla aşarak öldürme” suçunu işlediği gerekçesiyle ceza verilmesine yer olmadığına karar verdi.
Mahkeme, Türk Ceza Kanunu’nun 27/2. maddesine göre meşru müdafaa sınırının “mazur görülecek bir korku ve heyecanla aşıldığı” gerekçesiyle sanığa ceza verilemeyeceğini savundu.
Karar Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından da onandı. Ancak Yargıtay Başsavcılığı karara Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nda itiraz etti. Olayda meşru müdafaanın kesinlikle söz konusu olmayacağını savunan Başsavcılığın itiraz başvurusunda, ilk saldırı başlatanın sanık olduğuna dikkat çekildi. İtirazda, şöyle denildi:
KARAR EMSAL NİTELİĞİNDE
“Bir savunmadan söz edilecekse bunun olsa olsa arkadaşının kafasına vuran ve havaya ateş eden sanığa karşı maktul Recep Alkan’ın savunmasından söz edilebilir. Bıçakla hamle yapılmasının sanıkta ne tür bir sonuca ulaşacağı da kuşkuludur. Silahla ateş edilmesi zorunlu değildir. Saldırı savunma ile orantılı değildir.
İlk haksız hareketin ücretin tamamını ödemeyen maktul tarafından gerçekleştiği kabul edilse bile ilk fiili saldırıyı başlatan sanıktır. Olay, haksız tahrik altında kalınarak işlenen öldürme suçudur.”
Başsavcılığın itirazını önceki gün görüşen YCGK, yerel mahkeme kararının onanması ve itirazın reddedilmesine karar verdi. Kurulun kararları bağlayıcı olduğu için 3 TL için öldürme suçunu işleyen sanık ceza almadan kurtulmuş olacak.
BİR HAFTADA İKİNCİ KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, geçen hafta mala karşı işlenen suçlar ve meşru müdafaa sınırları konusunda emsal teşkil edecek bir karara imza attı. 1. Ceza Dairesi, dükkânına giren hırsızlardan birini evinin balkonundan ateş ederek öldüren mal sahibinin beraatine hükmetti. Kararda sanık H.K’nın, aşırıya kaçmadan mallarını koruduğu, maktulün ölümünün de “yasal savunma” sınırları içinde kaldığı belirtildi.