Siyasetin zirvesinde oturan da, ilk basamağına adım atan da "eleştirilmekten" hiç mi hiç hoşlanmaz!
Başbakan'ın karikatürcülere açtığı davalar henüz hafızalarda yerini korurken, Çankırı örneğinde de benzer olaylara sıkça rastladığımızı, hatta hatta böylesi olayları yaşayan bir kalem sahibi olarak oramızdan buramızdan çekiştirildiğimizi gayet yakından bilmekteyim!
Hoş, "eleştiriye" tahammülsüzlüğü sadece siyasiler mi göstermekte? Tabii ki hayır. Bürokratları da bu "tahammülsüzlük şemsiyesi" altında görmek mümkün.
Örnek verme konusunda hiç de sıkıntı yaşamadığımız bir bölgede olduğumuzu hatırlatmak, sanıyorum konuyu özetleme açısından yeterli!
Hatta hatta "eleştiriye tahammül" konusunu yaşadığımız binadaki apartman yöneticisine kadar indirgemek mümkün!
Sözün kısası; Eleştiri "hak"tır, eleştiriye tahammül "zekat"tır!
Bu söze kimse sahip çıkmasın, külahları değişiriz! İşaret buyurduğum cümlenin tamamı bana aittir... Kullananlardan da telif ücreti isterim!
Aynen dediğim gibi; Eleştiri hak'tır, eleştiriye tahammül zekat'tır! Bu zekat'ı da siyasetçiler fazlasıyla vermelidir!
Tıpkı kazançlarının 40'ta birini fakire fukaraya dağıtmak zorunda olan mal-mülk sahipleri gibi!
Siyasetçi'nin yalanı da boldur, vaadi de! Vaatler ilk kez dile getirildiğinde nasıl ki, siyasetçiyi "kamuoyu" nezdinde uçuruyorsa, tutulmayan sözler, gerçekleşmeyen vaatler ve bu yolda yapılan hatalar da "eleştirilme" hakkını beraberinde getirir. Sonuçta da siyasetçi haksız yere elde ettiği çoğunluğun bir kısmını "geriye döndürmek" mecburiyetinde kalır!
Ama heyhat!
Siyasetçi "alma"yı sevdiği oranda "vermeyi" sevmez!
Kalabalıklardan uzaklaşmak, ya da çevresindeki "tenhalıklar" onu deli eder!
Hatta hatta bunun "rüyası" dahi siyasetçinin delileşmesi için önemli bir sebepdir!
Çevrenize baktığınızda böylesi protitifleri çokça görmeniz mümkündür!
Ancak; Uzun süre eleştiriye tahammülsüzlük gösterenler, seçim sürecinin giderek yaklaştığı şu günlerde, yeri geldiğinde sadece ve sadece "eleştiri" hakkını kullanan kalem sahiplerine karşı 180 derece dönüş yapma sinyalleri vermekteler!
Hem de geçen süre içerisinde hiçbir şey olmamışcasına!
Bugünlerde gayet sakin ve gayet mütevazi haller sergileme yoluna girmekteler!
Doğaldır ki zat-ı muhteremlerdeki bu hal ve davranışlar da beni fazlasıyla güldürmekte!
Nasıl güldürmesin ki! Ancak, böylesi komiklikler beni tatmin etmez... Etmeyecek de...
Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner!
* * *
Son aylarda özellikle hayvancılık konusunda bölgede hızlı gelişmeler yaşanıyor. Hükümetin et ve süt inekçiliği ile ilgili olarak uygulamaya koyduğu teşviklerden faydalanan Çankırılı sayısındaki artış beni fazlasıyla mutlu etmekte. Hazırlanan projelerin büyüklüğü karşısında bu mutluluğum kat be kat artmakta.
Özellikle, Orta, Kızılırmak ve Çerkeş'te hizmete girecek olan projelerin toplamının ilk etapta 5 bin büyükbaş düzeyinde olacağı ve ilerleyen zaman içerisinde bu rakamın 10-20 bin düzeyine çıkması hedefleniyor.
Öte yandan Şabanözü, Orta, Kurşunlu ve Çerkeş ilçelerinde hizmete girecek sanayi tesislerinin önümüzdeki on yıllık süreç içerisinde bölgenin yıllardır yaşadığı göç'ü, tersine çevireceğini ifade etmek herhalde hayalperestlik olmasa gerek!
Ekilebilir arazilerin de planlı ve verimi artıracak şekle dönüştürülerek işlenmesi durumunda, tarım, hayvancılık ve sanayi üçgeni ile bu üçgen arasında oluşacak hizmet sektörünün bölgedeki üniversite ile birleşmesinden sağlanacak sinerjinin Çankırı'yı bugün için bulunduğu yerden kopartarak hangi zirvelere taşıyacağını hayal etmenin bile insanı heyecanlandırması gerektiğini düşünüyorum.
Doğaldır ki, bu hedefler doğrultusunda organize ve sistemli eylem planlarının siyaset'ten ve onun göbek bağı olan "bürokrasi"den kopuk olması düşünülemez!
Hele hele yazılı ve görsel medya, olması gerekenden hayli uzaktayken!
Çankırı, "gelinlik genç kız" misali, bohçasını geleceğe göre bugünden hazırlamalı...
Ufuktaki "halvet" kaçınılmaz!
* * *
Bunu da dillendirmezsem kendimi yerim!
Çankırı Belediyespor ligin ikinci yarısına yine kötü başladı. Düşme potasının önemli adaylarından Akçaabat Sebatspor'a deplasmanda 2-1 yenilen mavi - beyazlılar yaklaşık 3 aydan bu yana galibiyet yüzü göremez durumdalar...
Çarşamba günü ligin zirvelerinde yer tutmuş olan Bugsaşspor ile kendi evinde karşılaşacak olan Çankırı Belediyespor, kaybettiği puanlarla ligin dibine demir atmış durumda.
Çözüm; takımdan ayrılan Hakan Yılmaz'ın bir şekilde yerine getiremediği ancak bugün için acilen yerine gelmesi gereken bir kararlılıkla iki kaleciden birisinin "kadro dışı" bırakılması!
Şayet bu operasyon gerçekleşmezse Çankırı Belediyespor düzlüğe çıkamaz!
Hangi isim mi? Kadro dışı bırakılması gereken ismi mevcut yönetim biliyor! Dedim ve konuyu kapattım...
Sağlıklı ve mutlu bir hafta geçirmeniz dileklerimle...