Gündoğan sahilindeki plajda 2. Abdülhamit döneminde yaptırıldığı öğrenilen Yalı Camisi, denize yakınlığıyla dikkati çekiyor. Bir tarafta vatandaşlar namazlarını kılıp ibadetlerini yaparken diğer tarafta turistler ve tatilciler denize girip sahilde güneşlenerek güzel havanın keyfini çıkarıyor. Tatil için Ankara'dan Bodrum'a gelen Abdullah Uluçam, cami ve plajın yan yana bulunmasını normal karşıladığını söyledi.
Bu durumun insanlık tarihinin gelişiminin normal bir seyri olduğunu belirten Uluçam, “Hatta takdir bile ediyorum bunu. Dileyen istediğini yaşatıyor. Buranın insanları bu konuda çok hoşgörülü. Birbirini kırma, incitme, yan gözle bakma, birbirini tedirgin etme diye bir şey yok. Eski medeniyet kendisini buraya kadar taşımış getirmiş. Bu hoşgörüyü insanlara vermiş” dedi. Tatilcilerden Pınar Sipahi ise cami ve plajı yan yana gördüğünde önce çok şaşırdığını ifade etti. Benzer bir durumun İstanbul Ortaköy'de olduğunu kaydeden Sipahi, “Ama Ortaköy'deki caminin yanında plaj yok. Plaja bu kadar yakın bir cami görmemiştim” diye konuştu.
Bir haftadır caminin yanındaki bir otelde kaldığını ve caminin önünde güneşlendiğini belirten Hülya Bayramoğlu ise bu durumdan rahatsızlık hissetmediğini ifade etti.
Kimsenin birbirinin rahatsız etmediğini, isteyenin namaz kıldığını, isteyenin denize girdiğini ifade eden Bayramoğlu, ramazan ayında böyle bir durumun yaşanabildiğini kaydetti. Tatilini Gündoğan'da geçiren Alman Daniel Wegmann ise Almanya'da çok sayıda cami bulunduğunu ifade ederek, “Buradaki durumu çok güzel bir sentez olarak görüyorum. İlginç görünebilir ama ben normal karşılıyorum. Bir tezat yok ortada” dedi.
ÖNCE İBADET SONRA DENİZ
Yalı Camisi'nin imamı Bahtiyar Eskici, caminin sahile çok yakın olduğunu ve bunun Türkiye'de başka bir örneği olmadığını zannettiğini söyledi. Cemaat ile tatilciler arasında sıkıntı yaşanmadığına işaret eden Eskici, “Denizden çıkıp camiye girmek isteyen girebiliyor. Yabancılar da bu duruma gayet saygılı. Hatta ezan okununca toplanıyorlar. Ramazanda teravihleri kıldığımızda bizi saygıyla izliyorlar. Gıpta ediyorlar bizim yaptığımız ibadetlere. Cuma günü cemaat bazen kumsala kadar iniyor” diye konuştu.
Bodrum Müftüsü Mehmet Yiğit, 2. Abdülhamit zamanında yaptırılan caminin o zamanın şartlarına göre sahilde inşa edildiğini belirtti. Caminin denize çok yakın olduğunu, sahilde güzel bir kum bulunduğunu ifade eden Yiğit, şöyle konuştu:
“Cami bir müddet kapalı kaldı. Geçen yıllarda bir kardeşimiz restorasyonunu yapmaya yardımcı oldu ve orasının ibadete açılması için müftülüğe talepler geldi. Sonra biz de Diyanet İşleri Başkanlığımıza yazarak din görevlisi istedik. Camimizi şu anda ibadete açtık. İbadete açılalı 2 yıl oldu. Orada da ezanlar okunuyor, namazlar kılınıyor. Şu anda kadrolu bir görevlimiz geldi. Camide insanlarımız ibadetlerini yapıyor. Allah Kur'an-ı Kerim'de diyor ki 'Kimse kimsenin günahını yüklenemez. Herkes kendi günahından sorumludur.'
Şüphesiz biz orada ibadet yapmak için gelen insanlara ibadet yaptırıyoruz. Yani herkes yaşantısında özgürdür. Kimse kimsenin yaşantısına karışmıyor. Biz günahların neler olduğunu insanlara anlatıyoruz. Bunun karşılığında Allah'tan gelecek cezaları da anlatıyoruz. Sevapları da anlatıyoruz ama kimseye karşı bir zorunluluk olamaz. Çünkü Müslümanlıkta böyle bir şey yok. Din insanlara anlatılır, tebliğ edilir, isteyen yaşar isteyen yaşamaz, biz oraya karışamayız.” (AA)