Ankara’da Muzaffer Yılmaz, Cumhuriyet Savcılığı’na giderek 3 çocuk annesi olan kızı 30 yaşındaki Hacer Akdoğan’ın kaçırıldığını ve Bitlis’te bir evde zorla tutulduğu iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Savcılık iddalarla ilgili soruşturma başlatırken, Muzaffer Yılmaz son dönemde kızından haber alamadıklarını belirterek yetkililerden yardım istedi.
Muzaffer Yılmaz, suç duyurusu dilekçesinde borç içinde yüzen damadı 44 yaşındaki Hayri Akdoğan’ın, önce böbreğini satmaya kalkıştığı kızını 9 bin 600 liraya başkasına sattığını iddia etti. Yılmaz’ın suç duyurusu dilekçesine göre olaylar şöyle gelişti:.
Bir fabrikada asgari ücretle işçi olarak çalışan Hayri Akdoğan, 2002 yılında, kendisi gibi ilk eşinden boşanmış olan Hacer Akdoğan ile evlendi. Akdoğan çiftinin bu evlilikten şu an 7 yaşında olan ikiz kızları Ebru ve Meltem ile 5 yaşındaki oğulları Furkan dünyaya geldi. Ancak Hayri Akdoğan, çevresine yüksek miktarda borçlandı. Akdoğan, borçlarını ödemekte zorlanınca eşiyle de şiddetli geçimsizlik yaşamaya başladı.
EŞİNİN BÖBREĞİNİ SATMAYA KALKIŞTI
Borçlarını ödemekte zorluk çeken Hayri Akdoğan, bir akşam eve geldiğinde eşi Hacer Akdoğan’a "Borçlardan kurtulmak için senin bir böbreğini 20 bin liraya satmak için anlaştım. Yarın gidip ameliyatla böbreğini alacaklar. Hiçbirşey olmayacak, bir böbrekle de sağlıklı yaşayabiliyorsun. Borçlarımız bitecek. Hiçbir sorun olmaz" dedi. Eşinin bu sözleriyle şoke olan ve sinir krizi geçiren Hacer Akdoğan, babası Muzaffer Yılmaz’ı arayıp, "Ne olur beni kurtarın. Kocam böbreklerimi satmış" diyerek yardım istedi. Bunun üzerine Muzaffer ve Seyran Yılmaz çifti, gidip kızlarıyla 3 torunlarını alıp evlerine götürdü. Hayri Akdoğan ise ortadan kayboldu.
3 AY SONRA İSTANBUL’DA ORTAYA ÇIKTI
Eşini ve 3 çocuğunu bırakarak kaçan Hayri Akdoğan, 3 ay sonra ortaya çıkarak eşinin yanına geldi. İstanbul’a yerleştiğini, orada daha düzgün bir işe girdiğini, artık herşeyin çok daha güzel olacağını söyleyen Hayri Akdoğan, ikna ettiği eşi Hacer Akdoğan’ı ve 3 çocuklarını da yanına alıp İstanbul’a götürdü. Ancak Hacer Akdoğan, İstanbul’a gittikten kısa süre sonra hiçbirşeyin değişmediğini gördü.
KORKUNÇ İDDİA
Borçlarını ödeyemen eşiyle yine sık sık tartışan ancak çocukları için yaşadıklarına katlanan Hacer Akdoğan, bir gün dışarıdan eve geldiğinde eşinin eve yabancı erkeklerle birlikte oturduğunu gördü. Hayri Akdoğan, çocukları başka odaya aldıktan sonra eşine dönerek, "Ben seni bunlara sattım. Artık onların malısın" dedi. Duyduklarına inanamayan Hacer Akdoğan, bu kişiler tarafından çocuklarından ayırılıp kaçırıldı. İddiaya göre Hayri Akdoğan’a 9 bin 600 lira veren bu kişiler, Hacer Akdoğan’ı zorla bir araca bindirip, Bitlis’e götürdü.
ANNE- BABA PERİŞAN
Kızlarını arayan Muzaffer ve Seyran Yılmaz çifti, ondan bir türlü haber alamadı. Birkaç gün sonra torunları, anneanne ve dedelerini arayarak, "Ne olur bizi kurtarın. Annemi birileri götürdü. Babam da bizi ortada bıraktı. Gelin bizi alın" dedi. Bunun üzerine İstanbul’a giden Muzaffer ve Seyran Yılmaz, torunlarını bir evde perişan halde buldu. Torunlarını yanlarına alan Yılmaz çifti, karakola giderek, kızlarının kaçırıldığını ve haber alamadıklarını bildirdi, Hayri Akdoğan’dan şikayetçi oldu. Yılmaz çifti daha sonra 3 torunlarını da yanlarına alıp, Ankara’ya döndü.
KIZLARI; ’BEN BİTLİS’TEYİM BENİ KURTARIN’
Ankara’ya dönen Muzaffer ve Seyran Yılmaz’ı bir ay sonra kızları Hacer Akdoğan aradı. Hacer Akdoğan, "Anne- baba ne olur gelin beni alın. Kocam beni sattı. Beni zorla Bitlis’e getirdiler. Bir fırsatı bulup sizi aradım. Ne olur beni kurtarın" deyip telefonu kapattı. Bitlis’e giden baba Muzaffer Yılmaz, kızını merkeze bağlı Aşağıkaraboy Köyü’nde Şahhüseyinrim adlı kişinin evinde buldu. Kızını almak istediğini söyleyen Muzaffer Yılmaz’a, bu kişi "Biz eşiyle anlaştık. Kızın da ondan boşanacak ve benimle yaşayacak. O artık bizim. Kızını veremeyiz" dedi. İddiaya göre "Eğer dönersen çocuklarını da anne ve babanı da öldürürüz" tehditleri alan Hacer Akdoğan, babasına "Ankara’ya dön" demek zorunda kaldı.
Hacer Akdoğan, daha sonra bu kişiyi "Ankara’ya gidelim. Çocuklarımı göreyim, eşime de boşanma davası açayım. Sonra gelip seninle yaşama devam edeceğim" dedi. Bu kişiyi ikna eden Hacer Akdoğan Ankara’ya geldiğinde gizlice Karşıyaka Polis Merkezi Amirliği’ne giderek şikayet dilekçesi yazdı. Hacer Akdoğan, şikayetinde tehdit edildiğini belirtip, "Benim veya yakınlarımın başına birşey gelirse sorumlusu Şahhüseyinrim adlı kişidir" dedi. Polis araştırma başlatırken, bu kişi boşanma davasını açtığını söyleyen Hacer Akdoğan’ı alıp Tekrar Bitlis’e götürdü.
SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU
Kendisinin de tehdit edildiğini iddia eden baba Muzaffer Yılmaz da Cumhuriyet Savcılığı’na giderek kızının kaçırıldığını ve Bitlis’te zorla tutulduğuna dair suç duyurusunda bulundu.
Baba Muzaffer Yılmaz, kızının nikahlı kocası tarafından satıldığını belirterek, "Hem ben, hem de kızım suç duyurusunda bulunduk. Kızım kocası tarafından satıldı ve şu anda da başka bir yerde zorla tutuluyor. Ama tüm başvurumuza rağmen kimse bişey yapmıyor. Polise başvurduk. Niye birşey yapıl mıyor? Ne olur kızımı kurtarın, yardım edin. 3 torunum burda perişan oldu, kızım orada. Hayatından endişe duyuyoruz" diye konuştu. Savcılık Yılmaz’ın iddalarıyla ilgili soruşturma başlatırken, Muzaffer Yılmaz son dönemde kızından haber alamadıklarını söyledi, yetkililerden yardım istedi.
kaynak: milliyet.com.tr