"Uyuşturucu belası her geçen gün büyüyen bir problem olarak karşımıza çıkıyor. Bugün sadece İstanbul’da 500 bin kişi uyuşturucuya bulaşmış durumda! Aileleriyle birlikte düşünüldüğünde tam 2 milyon kişi bu beladan etkileniyor. Sadece İstanbul’daki bağımlı sayısı ise 200 bini buluyor!
Ayrıca uyuşturucuya bulaşma yaşı da tahminleri zorlayacak rakamlara kadar düştü. Bugün uyuşturucuya bulaşma yaşı 8. Uyuşturucudan ölüm yaşı sadece 14! 15 yaşında yavrularımız tedavi olmak için AMATEM’lere başvuruyor! Uyuşturucudan ölümler, sadece bilinenler bin’i aşmış durumda!
55 bini aşkın kişi uyuşturucudan cezaevinde yatıyor. Bu rakam toplam hükümlü sayısının ortalama 5’te 1’ini oluşturuyor. Maalesef bunlardan 500’den fazlası 18 yaşından küçük!
10 GÜNDE BEYNİN YÜZDE 60’INI YOK EDİYOR
Uyuşturucunun zararları da bilindiği üzere oldukça büyük. Toplumda bonzai olarak bilinen sentetik uyuşturucudan örnek vermek gerekirse Bu illet, tek kullanımda bağımlılık yapıyor. 10 günde beynin yüzde 60’ını yok ediyor. Diyelim ki bir bağımlı, bu zehirden kurtuldu. 105 gün de hiç kullanmadı. Beynin yüzde 15’lik kısmı asla iyileşmiyor.
Bu kısım, önemli bir noktada ise evlatlarımız felç kalabiliyor, şizofren olabiliyor ya da başka başka hastalıklarla hayatlarının geri kalanını geçirmek zorunda kalabiliyor.
ÇOCUĞUNUN ÖLMESİ İÇİN DUA EDEN ANNE VAR!
Peki bu zehir sadece kullananları mı etkiliyor? Derneğimizin çalışmaları esnasında nice dramlara şahit olduk. Çocuğu, başkalarını da uyuşturucuya bulaştırmasın, başka annelerinde yüreği yanmasın diye çocuğunun ölmesi için dua eden anne var…
Çocuğu, uyuşturucu satıcılığı yapmasın diye, evinde yemek satıp oğluna uyuşturucu parası veren anne var.
Uyuşturucu alabilmek için evladını, zehir tacirlerine rehin bırakan baba da var!
SİVİLCE İLACI DİYE KANDIRARAK UYUŞTURUCU SATIYORLAR
Kamuoyunda torbacı olarak bilinen kişilerin pazarlama yöntemleri de dikkat çekiyor. Zehir tacirleri gençlerimizin her türlü zaafından faydalanacak stratejiler geliştirmişler. Örneğin sivilce problemi olan bir evladımıza sivilcelerini geçireceği vaadiyle ya da kilo problemi olan birine zayıflatır diyerek uyuşturucu verebiliyorlar. Eğer ki bu uyuşturucu bonzai ise zaten tek kullanımda bağımlılık yapıyor.
AMATEM KAPASİTELERİ YETERSİZ
Bugün bağımlı birisi tedavi olmak istese 2-3 aydan önce randevu alamıyor. Sadece İstanbul’da 200 bin bağımlı var iken AMATEM’lerin toplam yatak kapasitesi sadece 1062.
Ayrıca, tedavi sonrası uygulanması gereken rehabilitasyon aşaması için gerekli merkezler ülkemizde yok!
AİLELER ÇOCUKLARINA SARILSIN!
Hal böyle iken ailelere bu konuda çok önemli görevler düşüyor. Uyuşturucu kullananların yarısı bunu ilk kez kendi odalarında deniyorlar. Basit ama etkili şeyler ifade edeceklerim.
Aileler, çocuklarıyla iletişimi kesmemeli. Günde en azından akşam yemeklerinde bir araya gelmeliler. Böyle olursa çocuklarında bir değişim olup olmadığını görebilirler.
Anneler çamaşır yıkarken, çocuklarının kıyafetlerinin ceplerini kontrol etsinler.
Yine çocuklarına sarılsınlar. Bu sayede üzerlerinde farklı bir koku olup olmadığını anlayabilirler.
KİMSE 'BENİM ÇOCUĞUM YAPMAZ' DEMESİN
Gençlerimiz için toplum olarak mücadele etmek durumundayız. Bu konu bizim kırmızı çizgimiz olmalı. Kimse “benim çocuğum yapmaz” diyerek kenara çekilme lüksüne sahip değil. Bugün bu yola çıkmazsak yarın çok geç olabilir. Ya birlikte mücadele edeceğiz ya da hepimiz kaybedeceğiz!
TERÖRÜN DE FİNANSMANI
Ayrıca şunu da belirtmek istiyorum uyuşturucu terörün de en büyük finans kaynaklarından biri aynı zamanda!"