Millete küfür eden Mehmet Cengiz ile dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar arasındaki konuşmada Bayraktar Cengiz'i imar konusunda 'Sağda solda konuşma' diye uyarıyor.
Üstü örtülen 25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasının ek klasörlerinden dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ile soruşturmanın şüphelilerinden “Milletin a... koyacağız” sözleriyle kamuoyunun büyük tepkisini çeken işadamı Mehmet Cengiz arasındaki dinleme kaydı çıktı. Dinleme kaydında Mehmet Cengiz, Erdoğan Bayraktar’a “Hüseyin Avni Paşa Korusu’na 10 tane ev yapacağım” diyor. Dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar da Cengiz’i “Yav kardeşim sağa sola gidiyorsun diyorsun ki ‘İmar gelecek, sağda solda konuşma ya’” diye uyarıyor.
Cumhuriyet'in haberine göre, 25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması ek klasörlerinde yer alan telefon görüşmesi dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ile soruşturma şüphelisi Cengiz İnşaat’ın sahibi Mehmet Cengiz arasında geçiyor. 5 Kasım 2013’teki görüşmenin kayıtlarına göre Bayraktar kentsel dönüşüm kapsamında Fikirtepe’deki yenilemenin Kadir Topbaş yüzünden kilitlendiğini belirtiyor.
‘SEN BUTİK OTEL YAPARSIN'
Tarihi Hüseyin Avni Paşa Köşkü’nü alan Cengiz İnşaat’ın sahibi Mehmet Cengiz, “Hüseyin Avni Paşa Korusu’na 10 tane ev yapacağını” söylüyor. Cengiz, Bayraktar’a “Anlamam ordayken söyle yani. Bundan sonra ‘Yok yetişmedi. Bilmem ne anlamam bak. Otel motel istemiyorum. 10 tane ev yapacam 85 dönüm’” diyor. Bayraktar’ın “Sen 10 tane butik otel yaparsın ev olarak” sözü üzerine de “Ya 10 tane ev istiyorum otel motel istemiyorum” diyor. Cumhuriyet gazetesi konuyu kamuoyunun gündemine getirdiğinde Cengiz İnşaat’tan yapılan açıklamada “Satın alınan yer Hüseyin Avni Paşa Korusu’dur. İçinde bir adet tarihi köşk mevcut. Restore edilerek kullanıma açılacaktır” denilmişti.
‘SAĞDA SOLDA KONUŞMA'
Ses kayıtlarında Bayraktar, Cengiz’i, “Yav kardeşim sağa sola gidiyorsun diyorsun ki imar gelecek, sağda solda konuşma ya” diye uyarıyor. Bu söz üzerine Cengiz de bir tek “Hüseyin” diye bir şahsa söylediğini ifade ediyor. Ardından Bayraktar, Cengiz’e “patron” diye tanımladığı kişiye “Hüseyin’i söylemesini salık veriyor. Cengiz de patronun Hüseyin’i belediye başkanı yapma ihtimali olduğunu söylüyor.”
‘HEY ALLAH'IM DİLİNİ YERİM...'
Ses kaydında yer alan diğer bir konu ise Cengiz’in kumarı bıraktıktan sonra Çanakkale Geyikli’ye belediye başkanı olan komşusu. Cengiz, komşusunun artık partide istenmediğini belirterek Bayraktar’dan yardım istiyor.
Bayraktar, bu konuşmanın ardından, korunun imara açılmasıyla ilgili Cengiz’in tek konuştuğu kişi olarak tanımladığı “Hüseyin” adlı kişinin belediye başkanı yapılması için konuşmasını, seçilmesi için 20 bin lira teklif etmesini istiyor. Cengiz de bunun üstüne sevincini “Hey Allahım dilini yerim ben senin” şeklinde gösteriyor.
DİNLEME KAYDININ TAM METNİ
Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ve Mehmet Cengiz arasında 5 Kasım 2013 günü saat 08.20’de gerçekleşen konuşma 5 dakika 27 saniye sürüyor.
Erdoğan Bayraktar: Hacı efendi selamunaleyküm.
Mehmet Cengiz: Aleyna aleykümselam sayın bakanım, günün hayırlı olsun.
E.B.: Sağol senin de. Akşam aradın ama akşam ben yoruldum muştum, ben uyudum. Ben bir daha şey yapamadım,
M.C.: Ben de uyudum öyle sabah kalktım şimdi Trabzon’a geldim. Artvin’e gidiyorum,
E.B.: He iyi ben Başbakan’a arz ettim Başbakan’ın he kafası karıştı epey.
M.C.: He.
E.B.: Bi de Taner epey sıkıştırmış onu eee geleyim de konuşalım bir daha dedi yani biraz yumuşadı.
M.C.: Anladım iyi de beni görmek istemiyor, akşam ben de konuştum, onunla geldikten sonra görüşecez onu yav bu şeye sayın bakanım şantiye yatıyor ya ne yapayım ya?
E.B.: Halledecez onu inşallah ya dur bakalım.
M.C.: Allah razı olsun senden ya resimleri gösterdin mi ona?
E.B.: Gösterdim.
M.C.: Valla helal olsun sana ya.
E.B.: Dedim dedim bu adam almış bunun durumu farklı yani bunun dedim ki kedi vardı daha dedim daha önceden falan eee bir bir konuşalım dedi bana...
M.C.: Tamamdır o zaman, ya şeyi şantiyenin şeyi yaptığımı mukaveleleri falan gösterdin...
E.B.: O kadarını bakmadı da böyle bir şey yaptım yani.
M.C.: He detaylı bakmadım.
E.B.: He öyle birçok tabii olmuyor benim de dün sunum vardı çok 2-2.5 saat yaptım sunum yaptım yeni imar kanunu, yeni yapı denetim kanunu sundum eee bu kardeşin nasıl sunum yaptı bir gelsen görsen yani.
M.C.: Ya sen büyük adamsın ya Allah razı olsun.
E.B.: Estağfirullah.
M.C.: Yani o şimdi o Kadıköy madıköy hep her taraf yenileniyor ya abi enteresan bir şey ya bunları nasıl başarıyorsunuz ya...
E.B.: Ya o Fikirtepe’yi falan kilitledi senin Kadir Topbaş. Onu bu kardeşin açtı. Şimdi ruhsat alıyorlar devam edecekler yani...
M.C.: Bak ben koruya 10 tane ev yapacam ya... Anlamam ordayken söyle yani bundan sonra yok yetişmedi bilmem ne anlamam bak otel motel istemiyorum 10 tane ev yapacam 85 dönüm.
E.B.: Sen 10 tane butik otel yaparsın ev olarak.
M.C.: Ya 10 tane ev istiyorum otel motel istemiyorum... Abi...
E.B.: He.
M.C.: Ama ihtiyarlığımıza oraya da bize de otel lazım diyorsan.
E.B.: Yav yav kardeşim kardeşim sağa sola gidiyorsun ki diyorsun ki imar gelecek imar gelecek sağda solda konuşma ya.
M.C.: Yav hiçbir yere bak Allah canımı alsın.
E.B.: 50 kişiye söylemişsin ya.
M.C.: Ya sen kafayı mı yedin ya.
E.B.: Ha aynen öyle işte.
M.C.: Ben bir tek Hüseyin ile konuşuyorum ya.
E.B.: Ya ne alakası var ya.
M.C.: Aynen alakası var bana şimdi bak ma ma yapma.
E.B.: Yaa.
M.C.: Hüseyin konuşmuş. Hüseyin da Hüseyin benim kardeşim da o benim işimi takip eder.
E.B.: Hüseyin’e biraz ilgilen Hüseyin ile ya.
M.C.: Onlara büyük jest yaptım duydun mu?
E.B.: Ne yaptın?
M.C.: Ya Turgut ibnelik yaptı onlara ben çağırdım eee yardım ettim onlara ya.
E.B.: İyi yaptın Allah razı olsun ha bi de onu şeye söyle de alsın onu partiye ya patrona.
M.C.: Patron ile şimdi konuştum dedi ki ee şey bana gelmiyor musun ben gelmiyorum dedim ya Finlandiya’ya gidecem toplantım var herhalde pazar veya cumartesi dönüyor, pazar veya pazartesi görüşecem onunla ya.
E.B.: Hüseyin’i söyle ona Hüseyin’i
M.C.: Söyleyecem da ama Hüseyin’i belediye başkanı yapar yani benim tahminim ya.
E.B.: Yapsın onu oo onun Ahmet gibi bin bin bin tane değer ya bin tane bi de işine yar...
M.C.: Yav Erdoğan abi bizim
E.B.: He
M.C.: Bak dün Hayati Bey’le konuştum da o benim eee bir tane komşum var. Çanakkale Belediye Başkanı olmuş bu adam. İstanbul’da müteahhitlik yapıyordu kumarcıydı. Kumarı bırakmış gitmiş Akparti’den belediye bakmış olmuş Geyikli’de Çanakkale Geyikli’de.
E.B.: Geyikli’de benim teyzem var. O belediye başkanını tanıyorum ben Geyikli’de teyzem var teyzem.
M.C.: Allah allah.
E.B.: Tabii orda teyzem var o şeyde eee dayım askerlik sırasında gitmişti oraya 1940 yıllarda 1941’de 42 ondan sonra gitti yerleşti oraya kız kardeşini de getirdi oraya. M.C.: Şimdi bu adam oraya kendini çok kabul ettirdi ula dedim ona sen gittin İstanbul’dan bu hayatı bıraktın bu düzgün bir hayata girdin. Zaten şu anda belediye başkanı.
E.B.: Şimdi ama istemiyorlar onu şimdi benim bildiğim.
M.C.: Ya he işte istemiyorlar diye bir şey yok onun için oraya tabii büyüttü bunu şimdi yemek istiyorlar bak ben bunu yedirmeyecem sana da gelmişler herhalde.
E.B.: He.
M.C.: Bu benim komşum.
E.B.: He.
M.C.: Burda ben senden yardım istiyorum.
E.B.: He tamam.
M.C.: Hayati Bey’le konuştum ben.
E.B.: Tamam.
M.C.: Dediki bir de beyefendide konuş dedi beyefendi ile konuşacam ulan bu adam hakkaten enteresan ya.
E.B.: Gitsin Trabzon’dan olsun Çaykara’dan olsun belediye başkanı ne işi var Geyikli’ye ya.
M.C.: Ula bu adam İstanbul’da bıraktı bu hayatı gitti oraya gel de Akparti’den belediye başkanı oldu oraya o kadar büyüttü şimdi burası oldu kıymetli burda yardım istiyorum senden ha.
E.B.: Tamam tamam iyi görüşürüz haydi selametle hayırlı günler.
M.C.: Şu Hüseyin’i nereye yapmak istiyorsun abi?
E.B.: Çekmeköy’e yap onu da yap bir bir.
M.C.: Tamam.
E.B.: Yani kuvvetli bir partiye yardım et Hüseyin’i de partiye al deki bu Hüseyin’i belediye başkanı yaparsanız benden size 20 kâğıt para.
M.C.: Hey Allahım dilini yerim ben senin.
E.B.: Ney 20 bin lira verirsen ne olur ya?
M.C.: 20 bin lira onun olur.
E.B.: Ver 20 bin lira ver bu herifi alsınlar onu partiye yapsınlar belediye başkanı ya.
M.C.: Bu çiçekçiyle konuşacam onu pazar pazartesi konuşacam o zaman başlayayım mı şantiyeye.
E.B.: Yok başlama başlama başlarsan duyan duyan olur sonra şey yapar bizi ya.
M.C.: Tamam tamam, peki, tamam abi tamam abi.
E.B.: Haydi haydi güle güle.
M.C.: Allah’a emanet ol.
E.B.: Güle güle.
M.C.: Haydi.