Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında konuştu. Erdoğan, Kabataş görüntülerinin yayınlanması sonrası başlayan tartışmalara değinerek, "Eğer o kadın başörtülü olmasaydı bu linç olur muydu?" dedi.
İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Dün Maltepe’de polis memurlarımıza menfur bir saldırı gerçekleştirildi. Bir polisimiz şehit oldu, bir polisimiz yaralandı. Yine Taksim’de bir binada meydana gelen patlama nedeniyle yaralanan altı vatandaşımıza da geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, acil şifalar diliyorum.
HATTIN EN ÖNEMLİ YAPISI
Marmaray’daki kazılar sayesinde İstanbul’un bilinen tarihi 8 bin 500 yıl öncesine kadar belirlenmiş oldu. Tarihi dokunun zarar görmemesi için titreşim ve özel ray bağlantıları yapıldı. Hattın en önemli yapısı Haliç üzerine inşa ettiğimiz köprü oldu. Bu köprü İstanbul turizmine de büyük katkı sağlayacak.
BELEDİYECİLİK NEDİR BİLMEYEN
Belediyecilik nedir bilmeyen birileri de bu köprüyle ilgili İstanbul’un siluetini bozuyor gibi yakıştırmalar yapıyor. Hiç de böyle alakasız bir yaklaşım, yakıştırma. Yetişemedikleri üzüme koruk diyorlar, olay bu. Ve gerek trenle üzerinden geçerken, gerekse seyir terasından Haliç’i seyretmek gerçekten bir başka insana mutluluk veriyor. İnanıyorum ki turistler için o farklı bir imkan sağlayacak.
SARIGÜL'E BALIKLI GÖNDERME
Birileri de balık tutuyor köprü üzerinde. (CHP İstanbul Büyükşehir adayı Mustafa Sarıgül, geçtiğimiz günlerde Galata Köprüsü'nde oltayla balık tutmuş ve isavrit avlamıştı) Ben belediye başkanı olduğum zaman bırakın oradan balık tutmayı, kara parçalarından geçilmiyordu. Şimdi balık tutuyorsanız onun sebebi biziz biz. CHP’den İstanbul’u aldığımız zaman kokudan geçilmiyordu. Haliç’te mikro biyolojik noktada temizlik diye bir şey yoktu. Tamamen haliç tükenmişti. Sizin çevrecilikle ne alakanız var ya? Şimdi orada balık avlıyorsunuz, buraya nasıl geldik, bunları nasıl tutuyoruz bunun farkında değilsiniz.
YAYGARA KOPARANLAR VAR
Önümüzdeki aylar itibariyle geniş bant internete sahip okul sayımız 50 bine ulaşacak. 11 yıl önce okullarımızda bilgisayar ve internet yok denecek kadar azdı. Şu anda bir milyon bilgisayar var. Şimdi bir kısım medyada, şurada burada, hükümet interneti yasaklıyor, sansür getiriyor diye afedersiniz yaygara koparanlar var. Milletim kimin ne yaptığını yaşayarak görüyor.
İŞİN ASLI FARKLI...
Bakın biz laf üretmiyoruz, biz icraat üretiyoruz. Dün 100 bin çocuğumuz evlerine ellerinde tablet bilgisayarlarla gitti. Yaklaşık 163 bin öğrencimiz etkileşimli tahtayla internetle eğitim görüyor. Bu iktidara nasıl olur da internete karşısınız yaftası yapıştırılması çalışıyor. Bu medyanın plazalarda attığı manşetlerle, Anadolu'da Trakya'da milletin gördüğünü birbirini tutmuyor. Size dünyanın her yerinde gülerler. Ama maalesef dünyada da belli odaklar haberler yapıyorlar. İşin aslı farklı, haberler farklı.
YANİ 20 BİN NİRE?
Geniş bant internet aboneliği sayısı biz göreve geldiğimizde 20 bin idi. Şu anda geniş bant internet sayısı bugün 34 milyona ulaşmıştır. Yani 20 bin nire, 34 milyon nire? Bunu göremeyecek kadar gözler körelmiş. Siz yasakçı kadroya diktatör diye çamur atarsanız o çamur dönen, bu çamuru atanların yüzüne çarpar. Ancak burada bir çizgiyi net olarak ortaya koyacağız. Dün tablet dağıtım töreninde çocuklarımıza da tavsiyede bulundum. İnternet ve bilgisayar uygun şekilde kullanılmazsa, denetim altında olmazsa, yararlı bir araç olmaktan, eğitim aracı olmaktan çıkıyor çok acı sonuçları olan bir tehlikeye dönüşebiliyor.
ARKADAŞIMIZIN ÇOCUKLARININ BAŞINA GELENİ ANLATMAK İSTİYORUM
ABD’de bu tehdidi önlemene dönük çok sıkı tedbirler var. Avrupa’da düzenlemeler var. burada internetin nasıl bir tehdit olduğu görülmesi açısından bir çalışma arkadaşımızın çocuklarının başına geleni anlatmak istiyorum. 12-13 yaşlarındaki iki çocuk, internette gezinirken, karşılarına bir ekran görüntüsü çıkıyor. Ekran görüntüsünde çocuklardan birinin resmi var. Bilgisayarın kamerasından çekilmiş. Bilgisayara girmiş, kamerasını kontrol altına almış evin içindeki görüntüyü çekmiş. Sonra bir sayfaya yerleştiriyor. Sizi tanıyoruz, sizi biliyoruz, adresiniz elimizde, bir polisiz jandarmayız diyerek jandarmanın MİT’in logolarını sayfaya yerleştirerek, hesaba para yatırmaları isteniyor. İnanın bir çok çocuk, korkuyla kendilerine ekrandan emredileni yapıyorlar. Bizim arkadaşımızın çocukları korkuyla ağlayarak babalarını arıyorlar. İşte bu internette yapılan belki de en basit dolandırıcılık şeklidir.
AHLAKSIZLIĞA KARŞI TEDBİR ALINIYOR
İnternete sansür gelmiyor, özgürlük kısıtlanmıyor. Sadece ahlaksızlığa şantaja karşı tedbir alınıyor. Neşter doktorun elinde hayat kurtarır, ama katilin elinde can alır. Bu ayrıcalığı iyi tefrik etmemiz lazım. En fazla kaset saldırısına uğrayan tehdit edilen dizayn edilen CHP ve MHP’dir. Biz diğer partileri de alçakça tehditler karşısında koruma altına alıyoruz. CHP’de MHP’de içten içe bu düzenlemeyi savunuyorlar.
O GÖRÜNTÜLERİ DE YAYINLAYIN
CHP genel başkanı ses sistemi kurdurmuş. Yasak olan ses kayıtlarını dinletiyor. Bu dinlemeler hukuk çiğnenmek suretiyle dosyalara konulmuştur. Kamuoyuna sızdırılmıştır. Ortada bırakın hukuku çiğnemeyi, bırakın suç işlemeyi, çok açık ve net şekilde ihanet vardır. Madem öyle, madem kuralsızlık bu boyutlara ulaştı. CHP’ye çağrı yapıyorum. Bugün de arkanızdaki perdeden CHP eski genel başkanıyla ilgili internete verilen bizim engellediğimiz o görüntüleri de yayınlayın. Aynı şekilde yine genel başkan yardımcı mı bilemiyorum, onunla ilgili de yayınlar yapıldı. Onu da engelledik, onu da yayınlayın. Madem bu kadar ahlakı ayaklar altına alındınız, bugün de rüşvet pazarlıklarını, yamyam itiraflarını da yayınlayın. Eğer cesaretiniz varsa bugün de patronunuz ananaslı tespihli uganda’lı ses kayıtlarını yayınlayın. Açın o beddua görüntülerini, hocanız beddua etsin, siz de CHP’liler olarak hep birlikte amin deyin.
ŞÖYLE BİR KARİKATÜR VAR BİR YERDE
Bugün baktım bir tane şöyle karikatür var bir yerde. Malum medya diyeceğiz artık. İşe alınmada veya memur alımında jüri, karşısında imtihana girecek olan güya üç tane önünde AK Parti kendilerine göre parti koymuşlar. Üç tane AK Partili dolayısıyla onları devlete alıyor. Bunları siz yaptınız siz. Siz paralel devleti oluştururken sizin düşüncenizde olmayan kimseyi devlete almak istemediniz.
KORKAKLAR ZAFER ANITI DİKEMEZLER
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. İşiniz de bundan sonra sadece bedduaya kaldı. Biz milletin duasıyla yürüyoruz. Bizim arkamızda mazlumun duası var. bizim arkamızda ellerini havaya açarak, rabbe açarak feryat eden, bize hayır duaları eden o tertemiz samimi, Suriyeli annelerin duaları var. bir kez daha açık açık diyorum, kimin elinde ne varsa, hiç çekinmesin ortalığa döksün. CHP’nin MHP’nin siyaset yapmak için zaten kırıntılara ihtiyacı var. buyursunlar CHP’nin MHP’nin önüne o yemleri atsınlar. Bir kez daha söylüyorum. Korkaklar zafer anıtı dikemezler.
CEZA ALDIĞIMDA MUHTAR BİLE...
Bizim içimizde korkaklar vardı, zor zamanda dik duramayanlar vardı. Bu partinin içinde korkaklara yer yoktur. Şunu da lütfen unutmayın. Biz bu makamlara medyanın üfürmesiyle değil, sermayenin desteğiyle değil milletin mührüyle geldik. Üstelik buraya medyaya rağmen geldik. 28 Şubat döneminde işte bu medya bize en alçakça saldırıları yaptı. Ceza aldığımda muhtar bile olamaz diyerek adeta zil takıp oynadılar. Alay ettiklerini bu millet, başbakanlık makamına yükseltti.
HANGİ MANŞETİ ATARSA ATSINLAR...
Çok daha enterasanı 411 el kaosa kalktı diyerek milli iradeyi aşağılayanlara AK Parti’nin kapatılması için ellerinden geleni yapmalarına rağmen biz bugün buradayız. O malum medya hep bir ağızdan bize saldırıyor. 28 Şubat’ta yaptılar milletten cevabını aldılar. Başörtüsü oylamasında yaptılar cevabını aldılar. Hiç endişe etmeyin işte bu medya 30 Mart’ta da gereken cevabı milletten alacak. Bunlar hangi manşeti atarsa atsınlar, son manşeti sandıkta millet atacak.
EN ALÇAKÇA LİNÇ GİRİŞİMİ YAPILIYOR
Son günlerde medya tarihinin en alçakça linç girişimi yapılıyor. Bir kadıncağız, açık söyleyeceğim. Bizim Bahçelievler belediye başkanımızın gelini bu. Kabataş’ta linç girişimine maruz kalıyor. Bunu ifade vererek izah ediyor. Yetmedi adli tıp raporuyla, kendisinin ve bebeğin vücudundaki darp izlerini belgeliyor. Haziran’daki linç girişimi yetmezmiş gibi 8 ay sonra medya yeniden linç girişimine başlıyor. Malum gazeteler, televizyonlar, aynı yerden emir ve talimat alarak, genç bir kadın üzerinden linç kampanyası başlatıyor. Sizin insanlığınız öldü mü be? sizin vicdanınız bu kadar mı karardı? Çocuklarınızın eşinizin yüzüne nasıl bakabiliyorsunuz be? Sizin çocuklarınızın başına gelseydi böyle mi davranırdınız?
HANGİ YÜZLE KADIN HAKLARINDAN BAHSEDECEKSİNİZ
Hangi yüzle kadın haklarından bahsedeceksiniz. Bundan sonra her tecavüze uğrayan kadın bunları ikna etmek için elinde görüntü kaydıyla mı dolaşacak? Kocasından şiddet gören kadın elinde kayıtla mı gelecek? Sokakta kurşunlanarak öldürülen kadın cesedinin yanına görüntü kaydı mı kalacak?
BAŞÖRTÜSÜ DÜŞMANLIĞINI SÜRDÜRÜYORLAR
İfade tutanağı, darp edilmiş bebek var, bunlar çıkmışlar olayın nasıl olmadığını anlatıyorlar. Vicdan, vicdan, vicdan. Bunu şuradan açık açık ifade edeceğim. Eğer o kadın başörtülü olmasaydı bu linç olur muydu? Başörtüsü düşmanlığını sürdürüyorlar. Bunu yapanların ilkeleri yok. Sınırları yok. Bunlar için helal yok haram yok. Bunlar her işi meşru görüyor. Çünkü anlayış şu. İlke şu, amaca ulaşmak için her yol meşrudur. Gerektiğinde hazreti peygamberi kamyona bindiriyorlar. Ama ben diğerlerine sormak istiyorum. Siz bunların arkasına niye takıldınız? Cevabı çok basit. Gezicilerle paralel örgütün patronu bir. Bunlar zaten ezelden kardeştirler. Şimdi de dayanışma içinde millete karşı operasyon yürütüyorlar.
BİZ BUNLARI MANŞETLERİNDEN DE TANIRIZ
Biz bunları 28 Şubat’taki manşetlerinden ihanetlerinden de tanırız. Bakın atıyorum o başlıklardan bir tanesini “Beceremediniz artık bırakın” manşetini bu millet unutmayacak. O ihaneti o hançeri 28 Şubatçılarla yapılan o işbirlikçi tavrı bu millet unutmadı. Unutmayın manşetlerin dediği değil Allah’ın dediği olur. Bu alçaklığın ihanetin hesabı da bu hainlerden sorulur. Bir an bile olsun rehavet içinde olmayacağız. Boş bulunmayacağız. 17 Aralık darbe girişimi tam anlamıyla çökmüştür. Geri tepmiştir. Ekonomiye milli kurumlara yönelik saldırı tamamen püskürtülmüştür. Şu anda kısa sürede 4 milyar dolar yaklaşık Türkiye’ye döndü. Bu onları rahatsız ediyor tabi. Şu anda paralel yapının başını çektiği ittifakın iki hedefi kaldı, biri 30 mart seçimleri, diğeri de çözüm sürecidir.
BUNU EVLERDE DE ANLATACAĞIZ
Bu darbe girişimini meydanlarda evlerde anlatacağız. CHP MHP ve BDP bir kez daha genel kurul salonunu terörize ettiler. Sonuçta çıka çıka 28 tane ret oyu çıktı. Siz samimiyseniz bu samimiyetinizi Meclis’te niye ortaya koymuyorsunuz? 28 tane ret oyu. Yaptıkları şey ne? Şiddet, terörize etmek. Karşılığını da bulunca feryat ediyorlar. Bunların ciddiyeti bu. Arkadaşlarımı tebrik ediyorum. Bu mücadeleyi böyle verelim bu millet hep bizim arkamızda olacaktır.
Bu çetede tarihe karıştığında inanın demokrasinin önünde hiçbir engel kalmayacak. Ekonomiye saldırdılar güçlü ekonomiyi yıkamadılar, istikrarı bozamadılar. Demokrasiye saldırıyorlar demokrasiyi de yıpratamayacaklar. Demokrasi buradan da güçlenerek çıkacak. Bu operasyon düpedüz bir casusluk operasyonudur. Kimlerin kimlere talimat verdiği ortaya çıktığında ihanetin derecesi net olarak görülecek.
MALUM TSK'NIN O NEZİH YAPISI...
Malum TSK’nın o nezih yapısı farklı ama oraya da bunlar bu sızmalarını yapmış durumda. İşte onun için dik duracağız. Biz 17 Aralık’tan itibaren ortaya atılan tüm iftiralara tek tek cevap vereceğiz. Cevabı olmayan hiçbir soru yok. Bu hainlerin bu paralel yapının Türkiye’deki gündemi belirlemesine, esir almasına da izin vermeyeceğiz. Bu paralel yapı CHP’nin MHP’nin önüne yem atıyor. Ama AK Parti’yi böyle yapay gündemler esir alamaz. Gezi olayları sırasında Vandallar sokakları ateşe verirken yakarken yıkarken, Türkiye’nin her yerinde huzuru bozarken, inançlı kesime karşı alçakça hakaret
PALALI MİLİTANIN PEŞİNE TAKILDI
Bu medya bir palalı militanın peşine takıldı. Günlerce manşetten bunu gördü. Haftalar sonra tuzağa kendileri düştüler. Bu palalının CHP organizasyonu olduğunu CHP’liler itiraf ettiler. Kendi attıkları manşetler dönecek dolaşacak ve kendilerini vuracaktır. Biz eğer bu iftiraların peşinde takılırsak ülkemize milletimize hizmet üretemeyiz. Vakti zamanı geldiğinde her hadise aydınlanacak. Her meselede şaşmaz terazi olacak.