İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli için kullandığı "Saray'ın memuru konumunda" ve "eylemsiz doçent" ifadelerinin ardından yeni bir tartışma başladı.
Akşener’e yanıt MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’dan geldi. Yalçın yazılı açıklamasında "Okyanus ötesinin projesi olan Müdire Hanım, daha ilk makul eleştiride tahammülsüzlüğünü ve hoşgörüsüzlüğünü ortaya koymuştur. Cümbüş ittifakını duyunca aklına geleni sayan İplilerin bu etkisiz elemanı, ağzını bozmak için aradığı fırsatı bulmuş gibi hücuma geçmiştir” dedi.
MHP’li Yalçın açıklamasını “Pensilvanya Kardinalinin sözcüsü ve memuru şayet 'cümbüş ittifakı' yakıştırmasını beğenmediyse kendisine 'darbe ittifakı', 'FETÖ muhipleri ittifakı' veya 'yurtta sulh ittifakı' gibi alternatif isimleri de tavsiye edebiliriz. Cumhur İttifakı, FETÖ başta olmak üzere bilumum terör örgütlerine karşı milli mutabakat ihtiyacının bir sonucudur. Bu gelişmeden rahatsız olan İP'in siyasi baş terzisi, demek ki makarasındaki FETÖ ipini zımnen kabullenmiştir” diye sürdürdü.
“ERTELENEMEZ BİR GÖREVDİR”
MHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın’ın yazılı açıklamasına yanıt ise, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve ülkücü hareketin önemli isimlerinden Müsavat Dervişoğlu’ndan geldi. Dervişoğlu yazılı açıklamasında “Bildiğiniz üzere, Ankara-Balgat’ta mukim, edep yoksunu bir Genel Başkan Yardımcısı, İYİ Parti’nin Sayın Genel Başkanı’nın siyasi tespitleri üzerine, muhtemel ki internetin başına geçip ‘Google-lamış’ ve özlü sözler sıraladığı bir açıklama yayınlamıştır. Özlü sözler, kültürel zenginliğimizin bize emanetleridir, onlara itirazımız olamaz. Ancak, muhterem Genel Başkanımız ile ilgili saygısızlıklarına, hak ettiği üslupla yanıt vermek, ertelenemez bir görevdir” dedi.
“CUMHUR DEĞİL, CUKKA İTTİFAKIDIR”
Dervişoğlu açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Semih Yalçın adlı bu zatın da belirttiği üzere, ‘Terbiye kavramının cinsiyeti yoktur.’
Türk Milliyetçileri’nin bağına destursuz çöktüklerinden, edilen her sözü, ‘destursuz bağa girmek’ olarak değerlendirmesi normaldir. Fıtratlarındaki ‘gel-git’ler kendi sorunlarıdır. Ancak, terbiyesine kefil olmadığımız gibi, terbiyesizliğinden de mesul olmadığımız bu zatın, İYİ Parti’nin Sayın Genel Başkanı için, ‘FETÖ’nün ipine sarıldı’ demek, haddi değildir. İYİ Parti’nin ipi, kendisini kuran Türk Milleti’nin elindedir. Kendileri ise iplerini, ‘Türk Milleti’ diyemeyenlere teslim etmişlerdir.
Bu beylerin, ellerini ovuşturarak ‘hayalini kurdukları bazı ittifak senaryoları’, İYİ Parti’nin düşeceği bir tuzak değildir. Kendilerinin olmayabilir ama İYİ Parti’nin Cumhurbaşkanı adayı vardır, ‘Adı da Meral Akşener’dir.
Dolayısıyla, ‘Cümbüş’ diye bir ittifak da yoktur. Ortada tek bir ittifak vardır, o da ‘Cumhur değil, CUKKA İttifakıdır.’
Bu gerçeğe rağmen, fıtratı gereği ‘Cümbüşü’ makul gören bu zat, en azından İYİ Parti ve onun sayın Genel Başkanı hanımefendiden söz ederken, düştüğü çukurdan çıkmayı denemelidir.”
“FETÖ MENSUPLARINA, ‘MÜŞAHİD KARTLARI’ DAĞITANLARIN HADDİ DEĞİLDİR”
Semih Yalçın’ın, FETÖ suçlamalarına da yanıt veren Dervişoğlu çok tartışılacak bir açıklamada bulundu. Dervişoğlu “Ancak, sayın Genel Başkanımıza; ‘fetö muhipleri ittifakı’ önermek, ‘Darbe ittifakı’nı işaret etmek, ‘Pensilvanya kardinalinin sözcüsü’ demek, 7 Haziran 2015 seçimleri öncesinde, ‘FETÖ’nün haber ajansı üzerinden’ FETÖ mensuplarına, ‘Müşahid Kartları’ dağıtanların haddi değildir” dedi.
“MÜŞAHİD KARTI DAĞITILMASINA SESSİZ KALAN BU ZATIN…”
İYİ Parti’li Dervişoğlu açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Daha bir ay önce, Papa’nın huzurunda el pençe poz verdiği Vatikan ziyaretinden dolayı, aklına imam değil, kardinal gelmesi de normaldir…
Anormal olan, sandık başlarına dikilebilsinler diye, bahsi geçen kardinalin militanlarına müşahid kartı dağıtılmasına sessiz kalan bu zatın, iktidar eteğinin altına saklanarak efelenmesidir...
Sonuç olarak hakkı da teslim edelim; Doğrudur, ‘Cahil sohbetini kelam, densiz gıybetini selam bilir."