Yalman, son olarak Hürriyet gazetesine verdiği röportajda, 5-7 Mart 2003 tarihinde 1. Ordu Komutanlığı’nda düzenlenen (Balyoz davasının açılmasına konu olan) plan semineriyle ilgili Başbuğ’u suçladı.
"GÖREVİNİ YAPMADI"
Başbuğ’un o plan seminerinde olanları kendisine bildirmediğini anlatan Yalman, “Siz görevinizi yapsaydınız Balyoz olarak isimlendirilen dava olmayacak, yüzlerce suçsuz insan cezaevinde olmayacaktı” dedi. “1. Ordu’daki seminerin çerçevesini İlker Başbuğ biliyormuş ama size bilgi vermemiş... Neden bildirmedi?” sorusu üzerine de Yalman şöyle dedi: “İşte ben bu sorunun cevabını veremiyorum. Ama bu bilgiyi bana vermedi, yani görevini yapmadı.”
"BÜYÜK EDEPSİZLİK"
Yalman, şunları da söyledi: “Tüm bunlara, bu kadar sıkılmama, yanlış yapmasına rağmen hapishaneden çıkıp eve geldiği vakit iki kere aradım. Telefona çıkmadı. İki kere aradım, iki... Yazın bunu. Böyle yanlış işler yaptı, seri yanlışlar yaptı... Bunlara rağmen acı çekmiştir, semboldür, şahıs olarak olmasa bile makamı itibarıyla, ‘Bir arayayım, geçmiş olsun dileyeyim’ dedim. Telefona çıkmadı. Başbuğ, ‘Suçlamalara Karşı Gerçekler’ diye bir kitap yazdı. O kitapta ‘Aytaç Paşa eğer kuvvet komutanı olmayıp da Edip Paşa olsaydı -tabii benim adım geçmiyor, zımnen söylüyor- ne Balyoz olurdu, ne Ergenekon olurdu...’ diyor. Böyle büyük bir edepsizlik olur mu! Ben bu Balyoz’u, hareketin başından beri engellemeye, durdurmaya çalışmış bir insanım. Hem birinci sene, hem ikinci sene...”
"SENİ KİM TERFİ ETTİRDİ DEDİM"
“Beni itham edecek şekilde konuşunca ‘Haddini aştın sen’ dedim. Bulunduğun makama seni kim getirdi? Seni kim terfi ettirdi? Seni terfi ettiren insana ‘Falanca gelseydi bunlar olmazdı’ diyorsun. Bu kadar büyük bir itham altında bırakıyor beni. Ki yanımda çalıştı, beni tanır. Eğitimini çok iyi bilirim, benden de istifade etmiştir.”
BAŞBUĞ: YAZIYA UYGUN YAPILDI
Balyoz iddialarının odak noktası olan plan semineri oynanmadan önce, Kara Kuvvetleri Komutanı Yalman, Genelkurmay Başkanı Başbuğ’a uyarıda bulunuyor. 3 Ocak 2003 tarihli uyarı, seminer içeriğindeki irtica tehditine dair ‘En Yüksek Tehlikeli Senaryo’ (EYTS) tatbikatının tadil edilmesi/değiştirilmesi yönünde. Bu uyarı, Başbuğ’un da imzasıyla, seminerin tatbik edileceği 1. Ordu Komutanlığı’na, yani Çetin Doğan’a iletiliyor. Bunun üzerine 1. Ordu da hazırladığı senaryoyu yeniden 31 Ocak 2003 tarihinde Kara Kuvvetleri ve Genelkurmay’a bildiriyor. Israr eden 1. Ordu’ya yeniden bir uyarıda bulunulup bulunulmadığına dair bir kayıt yok. Başbuğ, İnternet Andıcı davasında tutuklu bulunduğu sırada verdiği ifadede, 1. Ordu’ya yapılan uyarının EYTS’nin ‘oynanmaması’ yönünde emir içermediğini, sadece bunun modifiye edilmesinin istendiğini anlatmıştı. Başbuğ, 1. Ordu’nun da uyarıya uygun hareket ettiğini savunarak, “1. Ordu bizim mesaj emrimizden sonra çalışmalarına devam ediyor. Bir boyutuyla Kara Kuvvetleri’nin isteklerini büyük ölçüde karşıladığını değerlendirdik. 31 Ocak 2003 tarihli yazıya uygun olarak icra edildiğini değerlendirdik” diye konuşmuştu. Gözlemci heyetinin de seminerle ilgili herhangi bir olağandışılık rapor etmediğini söyleyen Başbuğ, sonuç raporlarının ise kendisine sunulup sunulmadığını hatırlamadığını ifade etmişti.
"AKIL DIŞI İFTİRALAR"
Başbuğ, Yalman’a şöyle yanıt verdi: “Çizgimiz düz, duruşumuz ise diktir. Türk ordusuna ve işgal etmiş olduğum makama saygımdan dolayı, mahkemede ‘iftiralara’ karşı savunma yapmayı reddettim. Bugün de kimse benden, bir röportajda hakkımda ortaya atılan ‘akıl dışı’ iddia ve iftiralara karşı cevap vermemi beklemesin. Yine de görüşlerimi öğrenmek isteyenler, 02.03.12’de Balyoz mahkemesindeki konuşmama ve ‘Suçlamalara Karşı Gerçekler’ kitabımın 56 ve 57. sayfalarına bakabilirler.“