10 Mart 1971'de dönemin Genelkurmay başkanı Memduh Tağmaç’ın başkanlık ettiği Yüksek Komuta Konseyi toplantısında Başbakan Süleyman Demirel’in istifası istenir. İki gün sonra da (12 Mart) Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç, Kara Kuvvetleri Komutanı Faruk Gürler, Deniz Kuvvetleri komutanı Celal Eyiceoğlu ve Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur'un imzasıyla Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'a verilen muhtıra ile Başbakan Demirel istifa eder. Hükümetin istifası Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay tarafından memnuniyetle karşılanır ve partiler üstü bir hükümetin kurulması için Nihat Erim’e görev verilir. 26 Mart 1971’de 1. Nihat Erim Hükümeti kurulur. 12 Mart muhtırası, bir bakıma 1961 Anayasası ile oluşturulan siyaseti yeniden tanzim etme projesinin adıdır. Devletçi seçkinler düşündükleri ve tasavvur ettikleri rejimin devam etmediğini görünce müdahale etme gereğini duyarak hatalarını, eksiklerini gidermeye çalışmışlar, vesayetçi anlayışı güçlendirmeye çalışmışlardır...
Malazgirt Meydan Muharebesi 26 Ağustos 1071’de, Büyük Selçuklu Hükümdarı Sultan Alparslan ile Bizans İmparatoru IV. Romen Diyojen arasında gerçekleşen; bir tarihi kırılma savaşıdır. Cennetmekân ecdadımız Sultan Alparslan'ın zaferi ile sonuçlanan Malazgirt Muharebesi, Türklere Anadolu'nun kapılarını sonuna kadar açarak, kesin zafer sağlayan son temsili savaştır. 1971 yılında Malazgirt Zaferinin, bir başka ifadeyle Türklerin Anadolu’ya girişinin 900. Yılı kutlamaları için, ülke çapında olduğu gibi Çankırı’da da hummalı bir çalışma başlatılır. Geleneksel Karatekin Fetih Şenlikleriyle birleştirilerek, 900.Yıl için büyük bir kutlama programı hazırlanır. Organizasyonu Necati Asım Uslu, Kemal Parıltı’nın öncülüğünde Şevket Barutçu ve Hamdi Uslu üstlenir. Günümüzde para saçılan cıvık ve ruhsuz festivallerin aksine kısıtlı imkânlarla yakın zamanda göremediğimiz müthiş bir program hazırlanır.
Programa; Mehter Takımı, Çankırı Yaran Meclisi, Milli Türk Talebe Birliği Folklor Ekipleri (Bitlis, Elazığ, Erzurum, Kars, Trabzon, Van), Silifke Halk Oyunları Ekibi, Türk Folklor Enstitüsü Folklor Ekipleri (İdil, Kafkas, Kırım, Doğu Rumeli, Ural, Özbek), Kastamonu Folklor Ekibi, Çankırı Folklor Ekipleri (Eskipazar, Eldivan, Kurşunlu, Şabanözü) ekiplerinin yanında, Bursa Kılıç Kalkan Ekibi de katılacaktır.
12 Mart muhtırasının ardından asker yine kışladan sahaya inerek, hemen her işe karışmaktadır. Çankırı’daki kutlama törenlerine, o zamanki Bölge Komutanı Reşat Bir de (Çevik Bir’in amcası) katılacaktır.
Bursa Kılıç Kalkan Ekibi Çankırı’ya gelerek dönemin valisi Cevat Çapanoğlu’nu makamında ziyaret eder. Bu ziyarette, vali gösteriyle ilgili bilgi ister. Bursa Kılıç Kalkan Ekibinin içerisinde okuyanlar gurubundan Bursa Emir Sultan Camiinin bülbül sesli imamı da vardır ve valiye şu bilgiyi verir: "Sayın Valim Kur’an-ı Kerim okunarak başlanır. Dua sonrası, Kılıç Kalkan Ekibimiz 1329 senesinde Bursa’da doğan Osmanlı geleneğini yaşatmak için 'Yiğitliğin ve mertliğin sembolü kılıç ve kalkanlarını ahenk içinde birbirine vurmak suretiyle...' müziksiz oyunlarını sergileyecekler."
Çankırı'da "Bay Pipo" olarak bilinen Vali Cevat Çapanoğlu (1907 – 1983), programa Kur'an-ı Kerim okunarak başlanacağını öğrenince rahatsız olur ve dönemin Çankırı Müftüsü Seyfullah Kotanoğlu’nu acil makamına çağırır. "12 Mart Muhtırası’nın mürekkebi kurumadı. Programa Bölge Komutanı da katılacak. Bu adamlar 'Kur'an okuyacağız' diyor. Bunu, nasıl önleriz?" der.
Rahmetli Kotanoğlu valiye: "Bu okunan Kur'an ibadet için değil, kılıç kalkanın usulü, töresi gereği. Eğer okutmazsanız, size karşı büyük bir antipati doğar ve kılıç kalkan ekibi programa çıkmadan Çankırı’yı terk eder. Sonuçta bu bir gösteridir ve ortada endişe edilecek bir durum da söz konusu değildir.” diye cevap verir.
900 Yıl. Kutlamaları için Çankırı Kalesi'ne çıkılır. İlgi çok büyüktür. Çankırı Kalesi tarihi günlerinden birini yaşar, müthiş bir kalabalık toplanır. Misafir komutan ve Çankırı'daki askeri personel de tam kadro oradadır. Törende Nurettin Ok ve diğer vekiller de hazırdır. Fiskoslar başlar ama program başlamaz. Fetih Suresi okunacak, ardından Kılıç Kalkan ekibi beklenen gösterisine çıkacaktır fakat Vali Çapanoğlu gergin ve tedirgindir. Çankırı Müftüsü Seyfullah Kotanoğlu tekrar Vali Çapanoğlu'nun yanına giderek: "Sayım Valim, yarım sayfa Kur'an okunacak. Eğer bu ısrar sürerse buradaki farklı anlayış için yüzyıllardır süren bu gelenek, bu töre bozulmaz ve bu ekip de daha önce söylediğim gibi çekip gider..." der.
Vali Çapanoğlu suratını asar, cevap vermez. Kısa ve derin bir sessizlik olur...
Seyfullah Kotanoğlu Kılıç Kalkan ekibinin hocasına okuması için başıyla işaret verir ve Bursa Emir Sultan Camii imamı da Fetih Suresi'ni okumaya başlar. Sanki bu yaşanılan gerilimi biliyormuşçasına öyle bir aşkla okur ki; herkesin tüyleri diken diken olur. Herkes ağlamaklıdır, dönemin ünlü solcusu Eldivanlı ilköğretim Müfettişi Bayram Akkoç Hoca'nın da gözleri dolar. Seyfullah Kotanoğlu’na dönerek "Hocam ben alkışlamak istiyorum, çok etkilendim…” der. Kotanoğlu’da Bayram Hoca'nın kulağına: “Kuran alkışlanmaz, etkilendiysen sen önce al bir abdest, ezan okunduğunda namaz davetine icabet et...” diye gülümseyerek fısıldar.
Meraklısına: Bu yazı, Seyfullah Kotanoğlu Hocamla yaptığım mülakattan aldığım notlarla; kelimesine dokunmadan kaleme alınmıştır.