Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliği, 10 Ekim’de Ankara Garı’nda meydana gelen bombalı terör saldırısıyla ilgili soruşturma tamamlanıncaya kadar uygulanmak üzere, son dönemin en geniş kapsamlı yayın yasağı kararını aldı.
Karar, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından 14 Ekim’de medya kuruluşlarına “ivedi” ibaresiyle bildirildi.
Cumhuriyet Savcısı Tekin Küçük imzalı kararda, “soruşturma dosyası kapsamı hakkında yazılı, görsel, sosyal medya ile internet ortamında faaliyet gösteren her türlü medyada her türlü haber, röportaj, eleştiri ve benzeri yayınların yapılmasına yasaklanmasına karar verildiğinden, söz konusu kararın infaz edilmesi için gereği rica olunur” denildi.
İŞTE KARARIN TAM METNİ:
İLK TEPKİ CUMHURİYET'TEN GELDİ
Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay yayın yasağıyla ilgili Cumhuriyet'in tavrına şu açıklamayı yaptı:
"Misal, bir hakim çıkıp da bir sanık hakkında idam kararı verse buna uyulmasını mı bekleyeceğiz? Yayın yasağı diye bir kararın da hukuken bundan bir farkı yoktur. Bu ülkede, bir hakimin verdiği tahliye kararının bile savcı tarafından yok hükmünde sayılıp uygulanmadığını biliyoruz. O halde, kanunda ve hukukta yeri olmayan bir talimatı, sırf görünüşte hakim kararı var diyerek niye uygulayalım? Kusura bakmasınlar, biz bu yayın yasağı kararını çöpe atıyoruz. Yürütülen soruşturma elbette gizlidir, kanun da bunu düzenliyor ve hangi sınırlar içinde kalınması gerektiğini yazıyor, bunu biliyoruz ve elbette dikkate alırız. Yayın yasağı ise bizim için yok hükmündedir."
"BU YASAĞIN TCK'DA KARŞILIĞI YOK"
Prof. Dr. Ersan Şen: Basın Kanunu'nun 3'üncü maddesinin 2'inci fıkrası genel bir uygulamadır. Bu bir temenni maddesidir. Bir alt düzenlemesi olmalı ancak bunun bir alt düzenlemesi yok. Basın Kanunu'nun 3'üncü maddesinin 2'inci fıkrasını gerekçe göstererek haber verme ve haber alma hakkını tümden kaldırıyorsun, yasaklıyorsun. Böyle bir şey olmaz. Böyle bir yasak koymazsın. Bunun Anayasa'da karşılığı yok. Anayasa'da böyle bir sınırlama konulmamış. Anayasa'da, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda ve Basın Kanunu'nda yaptırımı olmayan bir yetkiyi kullanıyorsun. Türk Ceza Kanunu'nda bir karşılığı yok. Bu yasağı ihlal eden olursa neye göre cezalandıracaksın. Bu suçun karşılığında hangi cezayı vereceksin. Dayanağını Anayasa'dan, kanunlardan almayan hiçbir yetki kullanılamaz. Basın Kanunu'nun 3'üncü maddesi kararın dayanağı olamaz. Basın hürriyetini haber alma hakkını hiç kullanılmaz hale getiremezsin. Olağan hukuk düzeninde böyle bir şey olamaz. Soruşturmanın gizliliği var. Soruşturmalar zaten gizlidir. Savunmaya karşı da gizleyebilirsin. Sınırlandırabilirsin ancak tamamen yasaklayamazsın.