Biz, WikiLeaks’le işbirliği yapan dünyadaki 28 gazeteyle birlikte Stratfor’un yazışmalarını yayımlamaya başladığımızdan beri Stratfor’la ilgili çok “ilginç” değerlendirmeler peyda oldu medyada.
Genellikle, bu kuruluşun “masum bir dedikodu şirketi” olduğu vurgusu dolaşıyor ortalıkta.
Öyle mi?
Yoksa Başbakan’ın başdanışmanını “çok değerli bir kaynak” haline çevirmekle övünen bu şirket sanıldığı gibi öyle “dedikodularla” uğraşan masum bir kuruluş değil mi?
Bunu anlamak kolay.
Bugün bu şirketin “müşterilerinin” listesinin bir bölümünü yayımlıyoruz.
TÜSİAD’ın bu kuruluşu, üç “bilgilendirme toplantısına” 75 bin dolar ödeyecek kadar ciddiye almasını bir kenara bırakalım.
Amerika’ya bakalım.
Kimler bu şirketin müşterileri?
“Masum ve saçma dedikodulara” para döken “ahmak” Amerikalılar kimler acaba?
Bir tanesi Amerikan Hava Kuvvetleri.
2010 yılında tek bir araştırmaya 120 bin dolar civarında para bastırmışlar.
Sizce Amerikan Hava Kuvvetleri “dedikodulara” para verir mi?
Başka kim var?
Amerikan Deniz Piyadeleri Komutanlığı.
Onlar da bir dosyaya yaklaşık 50 bin dolar ödemişler.
Daha başka kim var.
OSIS.
OSIS de ne?
Amerikan devletinin, aralarında CIA ve FBI’ın da bulunduğu 16 “istihbarat” örgütüne “açık istihbaratı” inceleyerek koordineli bilgi akışı sağlayan Amerikan istihbarat teşkilatı.
Kaça para vermiş “masum dedikodulara” bu teşkilat?
Tam 500 bin dolar.
Stratfor’un elinde nasıl bilgiler varsa, Amerikan devletinin en büyük istihbarat teşkilatlarından biri ona yarım milyon dolar dökmüş.
Başka kim var?
Amerikan devletinin en büyük istihbarat örgütlerinden biri, Savunma İstihbarat Ajansı (DIA), askerî istihbarat toplayan çok büyük bir örgüt bu.
O da Stratfor’un en önemli müşterilerinden biri.
Stratfor da bir yazışmasında “Türk ordusunu baştan aşağı inceleyelim” diyor.
Herhalde dedikodu yapmak içindir.
Stratfor’a yüz binlerce dolar akıtan petrol şirketlerini, bilgisayar şirketlerini, silah şirketlerini tek tek saymayacağım artık.
Ne diyorsunuz şimdi bu bilgilerin ışığında Stratfor hakkında?
Sizce nasıl bir kuruluş bu?
Uyduruk dedikodularla vakit geçiren insanlar topluluğu mu?
Amerikalıların iş ve para anlayışlarını çok iyi özetleyen bir deyişleri vardır, “bedavaya yemek yok” derler, bedavaya yemek vermeyen bir gelenek yüz binlerce doları Stratfor’a “boş laflar” için öylesine mi ödüyor sizce?
WikiLeaks, “boş işlerle uğraşan” bir şirketin yazışmalarını laf olsun diye mi dünyanın bütün ülkelerindeki gazetelerle paylaşıyor?
Yoksa, Stratfor, “gölge CIA” tanımını hak eden bir örgüt mü?
Bu soruların cevapları çok önemli.
Çünkü bu örgütün “en önemli kaynaklarından” biri Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın başdanışmanı.
Bu başdanışman için Stratfor’un başkanı, “yeryüzünde hiçbir kuruluşun elinde böyle bir erişim olanağı yok” diyor.
Bu başdanışmanın benzeri “yeryüzünde” yokmuş Stratfor’un değerlendirmelerine göre.
Ve, bu konuda Başbakanlık’tan da, Başbakan’dan da, hükümetten de, AKP’den de, AKP’ye yakın medyadan da bir ses çıkmadı.
Hiç ses çıkarmadıklarına göre, Amerikan Askerî İstihbaratı’na, Amerikan Hava Kuvvetleri’ne, Amerikan Deniz Piyadeleri’ne istihbarat sağlayan bu örgüte başdanışmanının “kaynak” olmasını doğal buluyorlar demek ki.
Ben kurban olurum böyle milliyetçiliğe.
“Kürtlere anadil hakkı” deyince sen coş, “olmaz öyle şey” diye bağır, Türk milliyetçiliğini vurgula, sonra da Amerikan istihbarat teşkilatlarına bilgi aktaran örgüte “kaynak” olmayı normal kabul et.
Böyle bir kuruluşla bazı Türk gazetelerinin işbirliğini sıradan bir işmiş gibi geçiştir.
Şimdi izninizle, açıkça ve tek bir soru sormak istiyorum.
Bu başdanışman Stratfor’la böyle bir ilişkiyi tek başına mı kurdu yoksa Başbakan bizzat kendisi ona bu şirketle ilişki kurması için emir mi verdi?
Bu soruya cevap verirler mi yoksa Uludere’de olduğu gibi susarlar mı bilmiyorum.
Ama ben bu soruyu buraya asıyorum.
Birileri buna gerçekçi ve inandırıcı bir cevap verene kadar bu soru burada cevabını bekleyerek asılı durur.
AHMET ALTAN - TARAF