Allahın emri...

İbrahim ZENCİRCİ
Vekil'in müsaadesiyle ve de Allah nasip ederse!
 
Gelenek ve göreneklerimizde kız isteme merasiminde, adet üzerine kahveler içilirken, damat tarafından ailenin büyüğü, genellikle dayı veya amca bey söz alarak; “gelelim sebebi ziyaretimize” diyerek esas konuya girizgâh yapar ve devam eder. 
 
“Efenim, Allah’ın emri, Peygamber’in kavliyle” der ve mutfakta büyük yengenin hazırladığı, boyu uzun göstersin diye topuklu terlik giymiş olan gelin adayının ikram ettiği telvesi bol kahvesinden bir hüp daha çeker.  Sözlerinin etkisini görmek için kız babasını kaş altından inceden bir süzer. 
 
Damat bey’in yakını ile kız babası arasındaki karşılıklı konuşma şöyle devam eder.
 
- Gelelim sebebi ziyaretimize.
- Buyurun gelin efem.
- Efendim, Allah’ın emri, Peygamber’in kavlince kızınız, Mahmure’yi oğlumuz Mahmut’a istiyoruz.
- Oğlumuz ne işle meşguller?
- Mebustur, üstüne vazife olamayan işlerle uğraşır, efem.
- Ne gibi efem?
- Okudu, büyüdü, seçildi mebus oldu. Memleketi için meclisde dur durak bilmeden harıl, harıl çalışıyor. Bildiğiniz gibi değil.
- Örneğin, mesela, farzı misal; bizim memlekete yeni bir hükümet konağı yapılması planlandı, bizim mebus oğlumuz, İlbay paşa ve şehirde yaşayanlarla birlikte bir yer tespit ettiler.
- Eee anlatın bakalım, dinleyelim.
- Yeni mebus olmasına rağmen oğlumuz, mebus hastalığına yakalanmış, haset ve kıskançlık hastalığına duçar olmuş. Üzerinize afiyet.
 
Önceki yer seçimi için, İlbay Paşa'ya, “tebrik ederim hükümet konağı için tespit etmiş olduğunuz yer çok uygundur” demiş. Aradan kısa bir süre geçmiş. Haset ve kıskançlıktan sağda solda dedikoduya başlamış. 
 
“Hükümet konağı için tespit edilen yerin karşısında filan, feşmekanın arazisi var. Ben caydım konak için orayı istemiyorum” demiş. 
 
Şehrin ahalisi, 
“Efendi ağa, sağda solda dedikodu edeceğine, adam gibi çık meclis kürsüsüne, açıkla bildiklerini bir bir, başbakan da, cümle alem de duysun. Senin kaprisin yüzünden memlekete yatırım yapılamıyor” demişler.   
 
İlbay Paşa ise; 
“Yeni Hükümet Konağı da Allah nasip ederse siyasilerin de müsaadesiyle bir an önce yapılması gereklidir” demiş.
 
Gelin adayının peder bey’i; 
 
- Hani Allah’ın emri, Peygamberin kavlinceydi? Nerede kaldı Allah’ın emri, Peygamberin kavli?” 
- Siyasiler müsaade edecek, Allah nasip edecek. Hiç olacak iş mi?
- Oğlumuz ne işle meşguldü?
- Mebus demiştim, efem.
- Hadi başka kapıya, efem…
 
"Zulümle abat olanın akibeti berbad olur"

Yorum Yap
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.