AKP Afyonkarahisar Belediye Başkan Adayı Mehmet Zeybek, il başkanlığı döneminde FETÖ ile mücadelesini anlatırken, çarpıcı açıklamalar yaptı. Yerel Kanal 3 televizyonunda ‘Dobra Dobra' adlı programa katılan Mehmet Zeybek'in konuşmasından satır başları şöyle:
KUMPAS KURDU
Bir kuruma atama yapılacağı zaman, (Gülen cemaatini kast ediyor) ‘Yardımcı olurum, ama bana rağmen getirirseniz karşısında dururum' derdim. Bazı kurumlara bizim bilgimiz haricinde atama yapıldı. Dayatmalar oldu. Yaratılış gereği dayatmaya da hiç tahammül edemiyorum. Burada kurumun birine bir arkadaşı getirmiştik, gerçekten dört dörtlük çalışıyordu. Ama ne hikmetse, zamanın valisi ve emniyet müdürü tarafından bu arkadaşımıza kumpas kurularak görevden el çektirildi.
Kanal 3 televizyonunda Mehmet Emin Güzbey'in sorularını yanıtlayan Belediye Başkan Adayı Mehmet Zeybek, bir dönemi anlattı. Siyasete Milli Türk Talebe Birliği çatısında başlayan Zeybek, Refah ve Fazilet Partisi'nde de görev yaptı. 2009'da AKP'de Afyonkarahisar İl Başkanlığına seçilen Zeybek, bu görevi 2014 yılına kadar sürdürdü.
İMAM ARKADAŞ
Yerine hiç tasvip etmediğimiz birisi getirildi. O dönemdeki emniyet müdürü de tutuklu. Ben ‘Bu gidecek' dedim. Fatma Şahin, Aile Sosyal Politikalar Bakanı idi, beni aradı. ‘O kuruma Denizlili bir imam arkadaşı veriyorum' dedi. Ben imam deyince, cami imamı zannettim. Meğerse farklı bir imammış. Böyle imamların olduğundan da haberim yok. Neyse ‘Bu arkadaşa 6 aylığına geçici süre veriyorum, memnun kalmadığın takdirde değiştireceğim' dedi. Arkadaş geldi, öğrencileri farklı yerlere yönlendirmeye başladı. Yurtlarda kalan öğrencileri, kendi yerlerine götürmeye kalktı.
İDARECİ DEĞİL, SOYTARI
Zamanın valisi ‘Bu çok becerikli, sayın başkanım bunun asaletini getirelim' dedi. Kendisine ‘Bana soytarı değil, idareci lazım. Bu soytarı' dedim. Ondan sonra bana bakışları da değişti. Farklı bir kuruma başka bir arkadaşı getirmeye kalktılar. Ona da karşı çıktım. Afyon'da Sosyal Yardımlaşma Vakfı'na yine kendi içlerinden birini getirdiler. Ne duruma geldiğini o dönemde yaşayanlar, o kurumda çalışanların yakınları çok iyi biliyor. ‘Siyasi bedeli benden soruluyorsa, gelen arkadaştan bilgim olması lazım' dedim. ‘Bunlar yurtdışından gelip oy kullanıyor' dedi, ‘Buradakiler her halde harman dalı oynamıyor' dedim.
‘TEPEDEN YAPARIZ' DEDİLER
‘Biz bunu tepeden yaparız' dedi. ‘Sıkıyorsa yapın, ben de tepeden bozarım' dedim. Ondan sonra benim aleyhimde yazılar, şikayetler gitmeye başladı. Hatta ‘cemaate küfür ediyor' diye ismimi küfürbaza çıkardılar. Türkiye zor bir süreç atlattı.