Koza İpek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Akın İpek Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebiyle Bugün Gazetesi, Bugün TV, Kanaltürk TV ve Millet Gazetesi’nin de içinde olduğu Koza İpek Holding ve bünyesindeki şirketlere hukuksuz olarak kayyum atanmasına tepki gösterdi. Bugün TV’ye konuşan İpek, “Yalanın, iftiranın hâkim olduğu bir havuza gireceğime, varlıksız bir insan olarak yaşamayı tercih ederim.” dedi.
Eylül ayında yapılan operasyon sonucunda da şirketiyle ilgili hiçbir hukuksuzluk bulunamadığını vurgulayan İpek: “Bir tek kara para bulamadılar. 1 kuruş kara para bulursanız her şeyimi vereceğim dedim. Ama bütün belgeleri incelemelerine rağmen bulamadıkları için kayyum atadılar.” dedi. Yaklaşık 2 aydır hiçbir kara para bulunamadığını ve bundan sonra da bulunamayacağını söyleyen İpek, “Grubumuzdaki bütün arkadaşlara kefilim, rahat olsunlar, hiç yanlış iş yapmadılar. Her kışın bir baharı, her gecenin sabahı var bugünler de gelip geçecek.” ifadelerini kullandı.
“KOZA İPEK GRUBUNA AİT BİR KURUŞ
KARA PARA BULAMADILAR BULAMAZLAR DA “
Akın İpek şunları kaydetti; “Grubumdaki bütün arkadaşlarıma rahat olmaların gerektiklerini söylemek istiyorum. Grubumda çalışan herkesin yaptığı her şeye şahsen kefilim. Bugüne kadar hiç bir arkadaşımız hiçbir yanlış iş yapmadı. Ben bunun hesabını sonuna kadar çok rahat bir şekilde verebilirim. Her kışın bir baharı her gecenin bir sabahı vardır. Mutlaka bahar ve sabah gelecek. Sürekli kış ve gece olmaz. İnşallah bugünlerde geçecektir. Özellikle bugün bağlanmak istedim grubumuzla ilgili yeni yönetim kurulu ile ilgili yeni kararlar alınmış ve yönetim kurulu üyeleri atılıyor. Onlar bundan sonra söyleyeceklerimize yer verecekler mi bilmiyorum ama muhtemelen yer vermeyeceklerdir. Bundan sonra da hakkımızda söylenecek olan şeylere cevap verme imkânımız olmayacağı için de ben bizim grubumuza ne olduğuyla ilgili kısaca bir bilgi vermek istiyorum. Bizim grubumuzla ilgili bir kuruş kayıtsız kara para bulsunlar bir kuruş yurt dışına giden gayri meşru bir para bulsunlar on milyon dolar para vadedeceğim demiştim. Bir kuruş kara para bir kuruş gayri meşru para bir kuruş yurt dışına kayıtsız gitmiş para bulamadılar. Bunların hepsini incelediler. Maliye bakanlığı raporları yayınlandı. Son beş yılda iki defa inceleme yapmalarına rağmen orada izah edilmeyecek para bulamadılar. Eğer kara para veya gayri meşru para bulsalardı bunu gösterirlerdi paraya el koyarlardı o para kadar karşılığında el koyarlardı. Ama bunu bulamadılar. Çünkü grubumuzun içerisinde 5 kuruş nerden geldiği belli olmayan hiçbir para yok. Bizim hakkımızda deli saçması hayal dünyası bir iftiralar var. Biz bunları Cuma günü belgeleriyle iki klasör savcılığa teslim ettik. O dosyaların içeresinde bugüne kadar bütün hesaplarımızın uluslararası denetim kurullarından onaylanmış raporları ve onaylı sonuçları da var. Etmedi internette de yayımladım. Şu ana kadar bizim bilançolarımıza şüphe ile yaklaşılacak hiçbir durum yok. Ortada bırakın makul şüpheyi ortada şüphe bile yok.
“BİZ TÜRKİYE’NİN EN TEMİZ EN SAĞLAM GRUPLARINDAN BİR TANESİYİZ”
Ben beni tanıyan ya da tanımayan herkese şunu söylüyorum benim şirketlerimde eğer varsa bana gösterselerdi o zaman kayyum atamalarına da gerek yoktu. Holding’in anahtarlarını da kendilerine verecektim. Bulamadılar bulamayacaklar çünkü yok. Biz Türkiye’nin en temiz en sağlam gruplarından bir tanesiyiz. Bizim bilanço büyüklüğümüzdeki bir şirket ile istenilen kamu ihalelerine girilebilirdi ve istenilen kamu ihalesini alabilirdi fakat ben girmedim. Ben bu havuza girmek istemedim bundan sonra da girmeyeceğim. Bana sosyal medya dan mesajlar geliyor pişman mısın diye. Ben yalanın iftiranın olduğu bir sosyal medya içerisinden olmaktansa ben çok varlıklı bir insan olmama rağmen varlıksız bir insan olarak yaşamayı tercih ederim. Biz aile olarak varlığımızı sırtımızda taşımadık. Biz haysiyetli olarak inandığımız gibi doğru bildiğimiz gibi yaşamayı tercih ettik. Ben havuza girseydim daha mı zengin olacaktım olabilirdim. Kamu beni korur muydu korurdu. Yargı beni korur muydu korurdu. Ama bütün bunlara rağmen bu kadar varlık sahibi olmama rağmen 'kardeşim ben halimden memnunum ve ben gayri meşru işler içerisine girmem' dedim. Bu nedenle şirketimin başına kayyum atadılar. Bu kayyum bir el koymadır. Çünkü her hangi bir kara para göstermedikleri için bütün şirketlerin tamamına birden el koydular.
HAYIR HASENAT İÇİN CAMİ, OKUL YAPIYORUZ
Maliye raporu inceledi mi bilmiyorum ama inceleme ihtimali olan herşeyin cevapları ve belgeleri ile birlikte dosya halinde şu anda savcılıkta. Elini vicdanına koyup derlerse ki ‘Kardeşim ben bunu da yaparım’, bu bir cinnet halidir. Buna benim, sizlerin, kimsenin yapabileceği bir şey yok. Artık hakkımızda hayırlısını etsin. Dediğim gibi her kışın bir baharı var, her gecenin de bir sabahı var. Hiç bir zaman geci-tezi olmaz.
Havuz meselesine de değineyim. Benim saf ve temiz insanım da zannediyor ki, bu havuzun içerisinde toplanan paralar hayır ve hasenata harcanacak. Kardeşim hayır ve hasenata harcanacak para resmi olarak harcanıyor zaten. Deseler ki, şu cami, şu okul biz resmen yardımı yapıyoruz zaten. Bunun dışındaki problemler için zaten ben dediğim gibi inşaatına girmek istemiyorum. Dediğim gibi şu anda havuzun içerisinde olsaydım sizinde haliniz havuzdaki gibi olurdu.Eğer meslek hayatınıza bu şekilde devam etmek isteseydiniz farklı olurdu, bugün kayyum atanmazdı şirketinize. Ama bizde hayatımızın, hayat hikayemizin sonuna havuzdaki arkadaşlarla birlikte resmimizi çektirip koyardık. Bilmiyorum onu da hazmedebilir miydiniz.”