Yazdığım yazılar ile ortalık toz duman... Hoşuma da gitmiyor değil... Neden derseniz; Çankırı Merkez'de yaşanan siyasetin "düşük tansiyonu" 150 km öteden bu köşe ile az da olsa hareketlenmiyor dersem mütevazilik yapmış olurum!
Hoş, Ak Parti milletvekili adayları da sağ olsun öylesine malzemeler veriyorlar ki (Allah'tan basına yansıyanlar bülten olarak önümüze geliyor) şeşkaza bir çarşı pazar gezilerine katılmış olsam, herhalde üç aylık malzeme çıkaracaklar!
Ak Parti 1. sıra adayı Av. İdris Şahin Kurşunlu köylerinden Sumucak'ta yaptığı konuşmada "... Bu tesis burada varsa Ak Parti sayesinde var. Biz buraya girecek kardeşlerimize her türlü yardımı yapabilecek güçteyiz. Hiçbir çocuğunuzun iş noktasında problem çekmeyeceğine ben söz veriyorum” diyebiliyor. (Ak Parti basın bülteninden)
Şahin böylesine cüretkar bir şekilde vatandaş karşısında bu cümleleri kurabiliyor ve MHP'den tık yok!
Yine Ak Parti 2. sıra adayı işadamı Hüseyin Filiz, Regaib Kandili nedeniyle bayanlar için düzenlenen mevlit öncesi konuşuyor: "... Peygamber Efendimiz, ‘O zaman yaş tarafı üstüne getir, milleti aldatmayalım’ diyor. Arkasından şu öğüdü veriyor ‘Aldatan bizden değildir.’ Şimdi bugün ülkesini, işini, eşini aldatan bazı siyasetçiler görüyorsunuz. Sizden bunların hesabını sandıkta vermenizi istiyorum” diye konuşuyor. (Ak Parti basın bülteninden)
Aday Hüseyin Filiz bunu söyleyebiliyor!
"Aldatan bizden değildir" (!)
MHP adaylarından böylesi bir açıklamaya bakalım nasıl bir yanıt gelecek doğrusu merak ediyorum! Ancak, "gelmeyeceğinden" de fazlasıyla eminim...
Bitmedi... Yine Ak Parti 2. sıra adayı Filiz'in açıklamasıyla devam edelim: "Esentepe’de on beş gündür su sıkıntısı olduğuna değinen Filiz, “Başkanımız orayı bir buçuk trilyon yatırımla bir su deposu yaptırdı. Bu su deposu oradaki halkımızın ihtiyacı için yapıldı. Ama her ne sebeple olursa olsun Esentepe’de 15 gündür su sıkıntısı çekiliyor. Tabi bu konunun çeşitli şüphelere yer verecek bir konu olduğuna dikkat çekmek istiyorum. Bugüne kadar akan su on beş gündür niye akmıyor? diye sordu." (!)
Allah allah... Galiba bu işte bir terslik var!
Adama sormazlar mı be aday! İktidar sensin, yerel yönetimin başı sensin! Esentepe'de 15 gündür su akmıyorsa bunun sebebini de sen bulacaksın ve de akmayan suyu akıtacaksın!
Sen iktidarken, o suyu kim hangi güçle orada akıt(a)maz ki?
Hükümet senin, yerel iktidar senin ve sen partinin adayı olarak "Bugüne kadar akan su on beş gündür niye akmıyor?" diye soruyorsun!
Komik değil komik ötesi bir durum... Daha da ötesi, "aday saçmalamanın ötesine geçmiş" değerlendirmesine tabi olacak vesikalık bir örnek!
* * *
Ak Parti kuruluşundan bu yana 3'üncü genel seçime giriyor... İlk seçimde Çankırı'yı Hikmet Özdemir, İsmail Ericekli ve Tevfik Akbak temsil etti. Her üç milletvekili de nedendir bilinmez bir türlü bir araya gelemedi... Dönemlerini tamamladılar ve gittiler lakin 3'ünü birarada görmek (istisna kareler haricinde) mümkün olmadı!
Geldik 2007'ye! Dr. Nurettin Akman ve Suat Kınıklıoğlu Ak Parti milletvekili olarak Çankırı'yı temsil ettiler. Kader midir nedir, onlar da istisna kareler haricinde kan uyuşmazlığı yaşadılar! 12 Haziran geliyor hala uyuşmazlık tam gaz devam ediyor...
Ve şimdi 12 Haziran... Av. İdris Şahin ve işadamı Hüseyin Filiz... Velev ki Ak Parti Çankırı'da 2-0 yaptı ve bu isimler 24. dönem TBMM'de Çankırı'yı temsil edecekler!
Yandı gülüm keten helva!
Bakmayın siz bugünlerde ikisinin yan yana objektiflere gülümser hallerine...
Seçildiklerinin ertesi günü "ayrılık" Baykuş Boğazından önce başlamazsa ben yıllardır uzattığım saçlarımı sıfıra vuracağım!
Kurban olsun bu saçlar sergilenecek birlikteliğe! Ama ne mümkün... Çankırı yine geçmişte yaşanılanları daha sert ve çok daha gürültülü yaşayacak!
Diyelim ki skor 1-1 oldu! Her iki partinin 1. sıra adayları TBMM'ye gitti!
Belediye Başkanı Dinç'in siyasi hayatı "süresiz" kepenk indirir! Çankırı'da Ak Parti teşkilatı sil baştan yeniden tanzim edilir... Ve sonuçta TBMM'ye giden Av. İdris Şahin Çankırı'nın "tartışılmaz" lideri olur!
Neden mi; Kurşunlu'nun köyü Sumucak'ta yaptığı konuşma bunun sinyalini vermiyor mu!
Bütün bu olaylara bakınca, ülkeye başbakan seçmenin Çankırı'ya milletvekili seçmekten daha kolay olduğunu düşünmeden kendimi alamıyorum!
Hani derler ya "Nerede çokluk orada bo.luk" (!) Halt etmiş bunu söyleyen...
Galiba işin en berbat tarafı bir avuç içerisinde bulunan 5 çürük fındıktan yenilebilecek fındığı bulmak galiba...
Zor dostum zor... Çankırı'da taşın içerisinden pirinç ayıklamak gerçekten zor...
* * *
Değinmeyecektim ama duramıyorum... Çankırıspor'un hocalığına getirilen Hakan Yılmaz, nam-ı diğer "çakma imparator", sorularımıza hala yanıt vermiş değil...
Vermeye de gönüllü olduğunu düşünmüyorum... Ama Sözcü18'in soruları bitmeyecek... Önümüzdeki günlerde farklı isimlerle yapılan ropörtajlar yayımlanırken Kulüp Başkanı Sevda Karaali'ye de sorularımız olacak...
Başkan Karaali dedim ya, aklıma ilk soru geldi bile: Sayın Başkan demiştiniz ya "Bir kulübün soyunma odası onun namahremidir! Soyunma odası hikayelerinin yayımlanmasına hiçbir kulüp izin vermez" (!)
Peki sayın başkan; Siz, takımın başında bir hoca varken, Hakan Yılmaz ile Haymana'da panel düzenlediniz! Türkiye'de ya da dünyada, bir kulüp başkanının kendi hocası dururken, ikinci bir hoca ile böylesi bir organizasyon gerçekleştirdiğini duydunuz mu, gördünüz mü? Bir kulüp başkanı böylesi bir olay yaşar ya da yaşatır mı?
Yoğun bir haftasonu yaşayacağımızı hissediyor ve kendinizi koruyarak ve de kollayarak güzelliklerle beraber olmanızı dilerim...