Taşgetiren, "Görüşmemiz bir rapor niteliğinde değildi, daha çok bir ayın, 36 günün izlenimi niteliğindeydi. Rapor, 2 aylık çalışmanın sonunda ortaya çıkacak" dedi.
Akil İnsanlar Heyeti İç Anadolu Bölgesi Grubu Başkanı Ahmet Taşgetiren, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Başbakan Erdoğan ile yaptıkları görüşmenin 6,5 saat sürdüğünü ve bu süre boyunca herkesin tespitlerini, izlenimlerini paylaştığını söyledi.
Toplantıya her heyetten başkan, başkan vekili ve sekreterlerin katıldığını belirten Taşgetiren, şöyle devam etti:
"Sadece başkanlar değil, başkan vekili ve sekreterler de izlenimlerini anlattı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile 19.00'da başlayan toplantımız 01.30'da sona erdi. Sayın Başbakan, 6,5 saat boyunca bizzat not tuttu. Başlangıçta heyet üyelerine alanda yaptıkları çalışmalardan dolayı teşekkür etti. Daha sonra kendisinin dinleyici olacağını ifade ederek, 6,5 saat boyunca bizleri çok dikkatli bir şekilde dinleyerek not aldı. Anlatılan bazı konuların biraz daha açılmasını isteyerek kısa sorular sordu."
Sahadan farklı izlenimler geldiğini, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki heyet üyelerinin çok geniş insan hikayeleri ile döndüğünü ifade eden Taşgetiren, şunları kaydetti:
"Çok farklı toplum kesimleriyle temaslar oluşmuş. Tüm heyetlerin gerçekten bir Anadolu tablosu ortaya koyduklarını söylemek mümkün. Ortaya çıkan genel izlenim, küçük organize grupların bazı protesto girişimleri olmasına rağmen İç Anadolu, Karadeniz, Ege ve Marmara'da toplumun geniş kesimlerinin barış sürecine destek verdikleri ifade edildi. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde bu destek çok daha fazla. Üstelik orada batıdakine benzer organize bir tepki de gözlenmiyor."
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde toplumun sürece ilişkin beklentilerinin de toplantıda ifade edildiğini belirten Taşgetiren, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İlginç bir şekilde Öcalan ismi, doğuda ve batıda üzerinde odaklanan bir isim oluyor. Arkadaşlarımız doğu ve güneydoğuda toplumun belli bir kesiminin, Öcalan'ın statüsü, ev hapsi gibi konularda durumunun iyileştirilmesi noktasında talep ifade ettiğini belirtti. Batıda, Orta Anadolu'da, İç Anadolu'da ise 'Öcalan'ın serbest kalacağı ihtimali' belli kaygı boyutuyla ifade ediliyor. Ama Türkiye'nin hemen tamamında ortaya çıkan duygu yoğunlaşması, kanın durması, genç ölümlerinin evlere gelmemesi, bu noktada çekilmenin de başlamış olması ümitleri arttırıyor. 4 aydan beri cenaze gelmemesi çok pozitif bir algı olarak tespit edilmiş ve bu durum Sayın Başbakan'la görüşme ortamında ifade edildi. Görüşmemiz bir rapor niteliğinde değildi, daha çok bir ayın, 36 günün izlenimi niteliğindeydi. Rapor 2 aylık çalışmanın sonunda ortaya çıkacak."
BAŞBAKAN TEPKİLERİ MERAK ETTİ
Taşgetiren, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın heyet üyelerini çok dikkatli bir şekilde dinlediğine dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Başbakan, tepkilerin ne kadar toplumsal nitelik taşıdığı konusunda gözlemlerimizi öğrenmek istedi. Daha çok bu alanda sorular sordu. Doğu ve Güneydoğu'daki algılar önemle not edildi. Tepkilerin yansıması, talepler gibi konuları not aldı. Sayın Başbakan'ın çok geniş bir sorusu olmadı. Gerçekten çok ilgiyle dinledi. Akil İnsanlar heyetlerinin izlenimlerini gerçekten 6,5 saat süreyle hem ilgiyle izleyip hem not alması, bu konuya gösterdiği hassasiyet açısından beni çok etkiledi. Büyük önem veriliyor. Bu barış sürecine verilen önemin ifadesi. Bunları söylemek lazım."
"Başbakan Öcalan ile Kürt sorunun konuşulmadığını söyledi"
Heyet üyelerinin yaptıkları temaslarda anayasa konusunun konuşulduğunu ve toplantıda bu konunun değerlendirildiğini belirten Taşgetiren, sözlerini şöyle tamamladı:
"Vatandaşlar 'Anayasal açıdan bir söz verildi mi verilmedi mi?' gibi sorular yöneltiyordu. Bu konu Başbakan'a arz edildi. Sayın Başbakan, terör örgütü ve Öcalan ile Kürt sorununun konuşulmadığını, sadece silahlı yapının ülke dışına çıkması ve terör örgütünün silahları bırakması konusunun konuşulduğunu ifade etti. Anayasa hazırlıkları konusunda da mevcut durumu anlattıktan sonra benim izlenimim, Sayın Başbakan'ın sadece AK Parti, BDP ortaklığı tarzında algılanacak bir anayasa yapımı ve referandumu düşünmediği tarzında. Bunu kendi tabanı açısından çok kabul edilebilir görmediğini düşünüyorum ve bu algıyı önemsiyorum."