Afrikalı Ali: Radyo bitmez

Radyocu Afrikalı Ali olarak bilinen Ali Şentürk, verdiği bir röportajda dijitalin radyoculuk üzerindeki etkisine dair açıklamalarda bulundu.

Radyocu Afrikalı Ali olarak bilinen Ali Şentürk, Yeni Şafak'a verdiği röportajda radyoculuk ve yeni filmi hakkında açıklamalarda bulundu. 

İşte o röportajdan satır başları:

AFRİKALI ALİ İSMİ NEREDEN GELİYOR? AFRİKALI MISINIZ?

90’lı yılların başında özel radyolar yeni açıldığında birinci lig takımlarına Afrika’dan çok sporcu geliyordu. Haberlerde, magazinde her yerde Afrikalı futbolcular çıkıyordu. Benim de radyoda stajyer olduğum döneme denk geldi. Radyodaki arkadaşlar Afrika’dan futbolcu olarak geldiğimi ama futboldan anlamadığımı ve radyocu olduğumu izleyicilere şaka yollu söylediler. Üzerimde kaldı isim, alışamasam da değiştiremedim.

RADYOCULUK HİKÂYESİ NASIL BAŞLADI PEKİ?
BU İŞLERE İLGİNİZ VAR MIYDI?

Radyoların yeni açıldığı dönem oralarda çalışan arkadaşları merak edip takip ediyordum. Bir kısmının gazeteci bir kısmının oyuncu olduğunu öğrendim. Hayal kırıklığına uğradım çünkü o mesleklerle alakam yoktu. Ama iyi bir dinleyiciydim. DJ’leri takip ediyordum, bazen "Ben olsam şöyle anons ederdim" diyordum. Yolum bir şekilde bir radyoyla kesişti, öyle başladım.

PANDEMİ DÖNEMİNDE RADYO DİNLEDİK

- Artık müzik dinleme platformları çoğaldı, insanlar istediği müziği uygulamalara kaydedip dinliyor. Bu durum radyoları nasıl etkiledi?

Baştan korkmuştuk radyoları etkileyecek diye. Ama artık insanlar oraya da doydu. Araştırma raporlarına göre radyo dinleme oranları 3-5 yıl öncesine kıyasla biraz yükseldi. Özellikle pandemi döneminde radyo dinlenme oranlarında gözle görülür bir yükselme var. Dünyanın her yerinde radyolar bir şekilde kullanılıyor. Spor, şarkı, gündem takibi yapabiliyor insanlar. Bazen yeni çıkan şarkıyı ilk çalan oluyoruz. Canlı bir ses duyuluyor orada. Dijitalle pek sıkıntımız yok şu an.

RADYO MEKTUPLARI GÖRÜLMÜŞTÜR

- Radyocuların mektupları meşhurdur, size de gelir miydi mektup? Ne yapardınız o mektupları?

Çuvalla mektup gelirdi. Bir gün arabanın bagajına doldurdum. O zaman radyonun yeri İkitelli’deydi. Güvenlik beni durdurdu, bir misafiri Topkapı’ya bırakmamı istedi. Biraz ileride polis çevirdi, arabayı aradılar. Bagajı açınca mektupları gördüler. Radyoya benim için gelen mektuplar olduğunu söyleyince, yanımdaki arkadaş yayınevi sahibi olduğunu söyledi. İncelemek için birkaç tanesini istedi. Sonra beni aradı, çok ilginç mektuplar olduğunu, bunlardan bir kitap çıkartmayı düşünüp düşünmediğimi sordu. Ben de kabul ettim. 1997’de Radyo Mektupları Görülmüştür diye bir kitap çıkarttık. Hala evde açılmamış mektuplar var. Ayda 20-25 bin mektup geliyordu bana. Artık e-posta ya da sosyal medyadan mesajlar mektupların yerini aldı. En son geçen sene bir cezaevinden mektup almıştım.

HURDACININ KIZI GERÇEK BİR HİKÂYE

- Aynı zamanda oyunculuk da yapıyorsunuz. Şimdiyse bir filmin yapımcılığını üstlendiniz. Yakın zamanda vizyona girecek olan Hurdacının Kızı nasıl ortaya çıktı?

Hikâye bana ait, aynı zamanda yapımcısıyım. Küçük bir rolde de oynadım. Geçen sene bir öğretmenle tanışmıştım, hayat hikâyesi dikkatimi çekti. Kaleme aldım ve senaryoyu hikâyenin sahibi olan öğretmene gönderdim. Çok şaşırdı. Önce itiraz etti, isimlerin gerçek olmayacağını, kendisinin adının geçmeyeceğini söyledim. Eklemeler çıkarmalar yaptık. Çünkü gerçekten dram dolu bir hayat hikâyesi. Tacize uğramış bir çocuk, sonra büyümüş, öğretmen olmuş ama o aşamada ancak Türk filmlerinde olabilecek şeyler yaşamış. Senaryoyu da Erdal Babur ve Hülya Kılıç yazdı. Yönetmenliğini Hakan Gürtop yaptı. Konuk oyuncu olarak Erkan Petekkaya ve Ferhat Göçer oynadı. Metin Şentürk, Faruk Sofuoğlu, Sami Çelik, Betül Şahin, Selma Bebati var başrollerimizde.

FİLMİN SONU MUTLU MU BİTİYOR BARİ?

Filmin sonunu nasıl bağlayacağıma karar veremedim, hikâyenin sahibine sordum. Onun istediği şekilde, onun söylediği cezayı vererek bağladık filmi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.

Magazin Haberleri