Dünya corona virüs kabusu ile biz ise corona, sel, yangın ve daha başka bilumum melanet ile uğraşırken gündemimize bir de Afganistan oturdu.
Sovyetler Birliği, Afganistan’ı işgal ettiğinde günümüzün strateji uzmanları henüz daha doğmamışlardı. Ben o tarihte Yeni Forum Dergisi yazı işleri müdürüydüm. Sovyet işgaline karşı canla, başla Afganistan’ı savunuyor ve destekliyorduk. Yayınlar, paneller, uluslararası toplantılar vs. düzenliyorduk. Komünizm karşıtı olduğumuz için doğal olarak ABD ile birlikte Sovyetlerin Afganistan’dan çekilmesi için el birliği ile mücadele ediyorduk.
Bu büyük mücadele en sonunda başarıya ulaştı ve Sovyetler Birliği Afganistan’dan çekildi.
Afganistan’a demokrasi geldi; hay gelmez olaydı…
Bir kez daha görüldü ki demokrasi, eğitimli insanların yönetim biçimidir.
Afganistan’da demokrasi yürür mü? Türkiye’de bile yürümüyor, nitekim Afganistan’da demokrasinin "d"si bile yürümedi ve ülke tam bir kaosa saplandı kaldı.
Bugün geldiğimiz noktada yıllarca Sovyetler Birliği’ne karşı mücadele etmiş bir insan olarak “Ruslar keşke Afganistan’da kalsa daha iyiydi” diyorum.
Afganistan’ın kısa bir zamanda düzelebileceğini sanmıyorum; fakat ABD’nin “yenildiğini” düşünerek oradan çekildiğini varsayanların yanlış bir kanaat taşıdıklarını düşünüyorum.
Taliban’ın kazanması demek “İslam düşmanlığının” dünyada tavan yapması demektir. Yüzlerce insan elinde otomatik tüfek, sağa sola ateş ederek bir şehri veya ülkeyi kısa süreliğine ele geçirebilir; peki, yandaşları tahliye edildikten sonra kalanların “karşı taraf” için ne kadar açık bir hedef haline geldiği ortada değil mi?
Hatırlayınız, Japonlar Pearl Harbor’a saldırdıklarında büyük bir üstünlük sağladıklarını düşünüyorlardı; oysa en büyük üstünlük düşmanı yok ettiğinizde dünya kamuoyunun yaptığınız harekâtı destekliyor olmasıdır.
ABD’nin Taliban güçlerine karşı “çaresiz” kaldığını ve “kaybettiğini” düşünmek yanlıştır. Taliban güçleri kendilerinden umulan şekilde davranmaları için şimdilik serbest bırakılmıştır. Onların yaptığı her şey İslam’a zarar verecek ve Dünya kamuoyunun Müslümanlardan nefret etmesine yol açacaktır.
Bu, uzun soluklu bir stratejidir ve ne yazık ki Müslümanlar bu oyunun içinde piyon olmaktan öteye geçmemektedir.
Bütün Dünya kamuoyunun Müslümanlardan nefret ettiği bir dünyanın ise nereye doğru evrileceği tam bir uzmanlık alanı olup "görerek öğrenilebilecek" bir husus asla değildir...