Hukuksuz adalet olur, ama adaletsiz hukuk olur mu?
Olur, oluyor ne yazık ki…
Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı en büyük meselelerden biridir adaletsiz hukuk.
Tapu iptal davası, infaz yasası, af, tutukluluğun infaza dönüşmesi, tazminat davalarındaki sebepsiz zenginleşme ilkesi ve bunun gibi uygulamalar. Bunların hukuki olduğu ama adaletli olmadığı gün gibi açık…
Devletin tapu kayıtlarına güvenerek bir arazi satın alıyorsunuz ama yıllar sonra milli emlak “burası orman arazisi” diyerek tapunuzu iptal ettirebiliyor. Sıfır bedelle kamulaştırma yapılabiliyor. Bunlar mevzuattaki hukuka uygun olabilir ama adaletsiz olduğu açıktır, uygulamanın adı resmen “gasp”tır.
Adam sizin karınızı, kızınızı veya çocuğunuzu tecavüz edip öldürüyor. Yargılanıyor, hüküm giyiyor, bakıyorsunuz beş sene sonra çıkmış elini kolunu sallayıp dolaşıyor. Yarısı infaza gitmiş, kalanı affa…
Bu bir rezalettir.
Suçlusun diyorlar. “Suçum ne?” diyorsunuz, “hele bekle bakalım bulacağız” diyorlar.
Bekliyorsunuz, bir sene, iki sene, üç sene, dört sene, beş sene geçiyor la havle… Bunun neresi adalet? Uygulama hukuka uygun, ama adalete?
Hastanede size AIDS’li kan veriyorlar. AIDS oluyorsunuz, öleceksiniz. Yanlışlıkla kolunuz, bacağınız kesiliyor, sakat kalıyorsunuz. İhmal sonucu düştüğünüz durumu dava ediyorsunuz, tazminat davası açıyorsunuz “sebepsiz zenginleşmeye” yol açmaması için üçbin lira tazminata hak kazanıyorsunuz. İnsanın “ben sana üçbin lira vereyim de şu kolunu bir kes” diyesi geliyor.
Bunun neresi adalet?
Adam pırasa doğrar gibi çek dağıtmış. Önüne gelene koparıp koparıp vermiş. Tahsil etmek istediğinizde “benim hiç birşeyim yok” diyor. Mahkemeye veriyorsunuz kanunen ceza alıyor hapse giriyor. Devlet çek yasasını değiştiriyor, çekte hapis cezası kalkıyor. Eeee borcumuzu nasıl alacağız? Hapiste ödemeyen adam, sokakta dolaşırken borcunu öder mi? Ödemez. O zaman çek dediğin şeyin pırasa yaprağından ne farkı kalır? Nitekim artık yok…
Demokrasinin olmazsa olmazı adalet dağıtan bir hukuk sisteminin varlığıdır. Bunu tesis etmediğimiz, edemediğimiz sürece yeni Anayasa yapmak, kanunlara havalı, güzel cümleler yazmak boşuna bir uğraş değil mi?