Deniz Feneri e.V. davasında aralarında RTÜK eski Başkanı Zahid Akman’ın da bulunduğu 20 sanık hakkında verilen beraat ve düşme kararlarıyla ilgili gerekçeler açıklandı. Gerekçeli kararı iki buçuk ayda yazan İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi kararında, şaşkınlık yaratan açıklamalar yaptı.
Yaklaşık 500 sayfalık kararda, bağış paralarının usulsüz kullanıldığı, Akman’ın otel parasının dahi bu paralardan karşılandığı kabul edildi. Kararda, bazı sanıklar için delil kabul edilen gayrı resmi muhasebe kayıtlarındaki tarihler, zamanaşımına dayanak yapıldı. Ancak aynı kayıtlar, sanıkların lehine olacak şekilde, bağışların gemi alımında kullanılması konusunda ise delilden sayılmadı.
Mahkemenin, Bakanlık kararıyla Almanya’ya giderek aldığı delilleri kabul etmeyerek sanıklar hakkında beraat kararı verilmesiyle ilgili gerekçede açıklamalar yapıldı. “Mahkeme, savcıları yok saydı” yorumlarına neden olan olayla ilgili gerekçede, soruşturmayı yürütürken görevden alınan 3 savcının, Almanya’dan bir örneğini getirdiği derneğin gayrı resmi muhasebesinin bulunduğu hard diskle ilgili, şaşkınlık yaratan değerlendirmeler yapıldı. Gerekçede, Almanya’nın söz konusu belgelerin kopyasını da gönderdiği itiraf edildi. Kararda, “Bu nedenle belgelerin sahteliği konusunda da bir inceleme ve kanaat sahibi olmak mümkün olmamış, dolayısıyla bu konuda da sanıkların savunmalarının aksine cezalandırılmalarına yeter ölçüde kuşkudan uzak delil elde edilememiştir” denildi.
BU KEZ “İSPAT” OLDU
Mahkeme, Almanya’dan gelen aynı “alındı belgelerini” ise sanıkların beraatine gerekçe yaptı. Mahkeme, bu belgeleri derneğe yapılan yardımların ispatına “delil” sayarak, “Deniz Feneri e.V.’nin gerçek harcamalarını gösteren gayri resmi muhasebe kayıtları, bilirkişi raporu, banka kayıtları, Alındı Teyit Belgeleri, faturalar, teşekkür mektupları, fotoğraflar, yardımların teslim alındığına dair belgeler ve tanık beyanları ile savunmalar dikkate alındığında, yukarıda açıklanan yardımların Dernek tarafından yapıldığının kabulü gerekmiştir” dedi.
Gerekçede ayrıca, dernek paralarının bir kısmının sanıklar tarafından usulsüz kullandığı kabul edildi. Buna rağmen mahkeme, “İddianamede belirtilen sahte “alındı belgelerinin” Türkiye’de düzenlenip, valizlerle ve canlı TV Yayın aracı ile Almanya‘ya götürüldüğüne dair, aynı şekilde derneğin paralarının Türkiye’de amaç dışı kullanıldığına dair yeterli ve kesin delil bulunmadığı, bu nedenle CMK. 8/1. maddesi gereğince Türkiye’de işlenmiş suçtan söz edilemeyeceğini” değerlendirmesini yaptı. (TARAF-Aysun Yazıcı)