Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:
"Bir iki şeyi paylaşmak istiyorum sizinle. Sandık emniyeti bakımından dün AGİT seçimle ilgili raporunu yayınladı ve orada şu gerçekle karşı karşıya geldik. Biz bunu duyuyorduk ama emin değildik.
“18 MİLYON FAZLA SEÇİM PUSULASI VAR”
Şimdi uluslararası teşkilat YSK mensuplarıyla konuştuktan sonra raporuna aldığı bir gerçek var. 18 milyon seçim pusulası fazla basılmış. Yani 50 milyona karşılık 18 milyon. Elbette pusulalar bir kısmı zarar görebilir. Yağmur çamur sel olur. Ama 18 milyonu basmak ne manaya geliyor? Bu 18 milyon pusula kimin emrine, nasıl kullanılacak, nasıl yanlış ellere gitmeyecek?
BU KADAR PUSULA NEDEN BASILDI?
Biz bunu soruyoruz ve sorumluluk kime aittir? Bunun sayımı yapıldı mı? Nasıl yapılacak? AGİT’in sorduğu soruyu tekrarlamak istiyorum, bu miktardaki oy pusulaların basılması hangi kanuni gerekçelere göre yapılmıştır? Kimin talimatıyla yapılmıştır? Bu cevabı bekliyoruz. Bu cevabı vermeyenler kanuna ve millete muhatap olacaklar.
“ÜÇÜNCÜ DÜNYADA BİLE BU KADAR OLMAZ”
Böyle saçma kanun olur mu? Yedi yıl önce hazırlamış. Bu kadar haksızlık adaletsizlik ve kamu imkanlarını kullanmak ondan sonra da mağduriyetten.. Esas mağdur olan biziz. Millet mağdurdur. Milletin verdiği vergilerden aldığı paralarla kampanya yürütülüyor karşısındaki insana 9 bin lira toplama hakkı veriliyor. Üçüncü dünyada bile bu kadar olmaz. Belki Kuzey Kore’de varsa, gezmemiştim, görmemiştim bilmiyorum. Ben bu önemli notu Eskişehir’den bütün Türkiye ile paylaşmak istiyorum.
“BUNLAR DİNİMİZE DE AYKIRI”
Dün Ankara’nın çok farklı kesimleriyle konuştuk. Halk bu şiir falanla uğraşmak istemiyor. Ciddi meseleleri konuşmak istiyor. Halk lakap takmalarından bıkmış. Çok ayıp oluyor diyor. Böyle saçma, bunlar dinimize de aykırı yasak. Biz büyük bir devletiz. Böyle şey olur mu? Millet bunu istemiyor. Başka bir şey daha, bu nefret söylemini istemiyor. Bu zıtlaşmayı istemiyor.
“MİLLET KORKU İÇERİSİNDE”
Millet korku içerisinde. Birinci korku bölünme çatışma korkusu. Dışarıdan gelen kötü örnekler etrafımızdan sıçrayan alevler milleti daha da tedirgin ediyor. İkinci korku ise fikrini söyleyememe korkusu. Fikrini rahat söyleyemiyor. Geliyorlar, fırsatını kolluyorlar. Kimsenin görmeyeceği falan… Size vereceğiz şu şeyden kurtulmak istiyoruz falan. Bu bana hayatımda ilk defa Sovyetler Birliği’ne 1979’da gitmiştim. Orada bu hali gördüm. Yani demek ki biz o noktaya geldik. Fikirlerini söylemekten çekiniyorlar.
Uçakta geliyorum yanımda eşim var, eşim başka yere gitti falan. Birkaç kişi geldi yanıma, efendim biz sizi seviyoruz falan. Sonra hemen kalkıyorlar. Türkiye bu noktaya niye geldi? Türkiye hür ve demokrat bir devletti. Türkiye üçüncü dünya ülkesi değil.