Bahçeli takipçileriyle paylaştığı mesajlarında şu ifadeleri kullandı:
Değerli takipçilerim hepinize iyi günler.
Siyasi çalışmalardan fırsat buldukça sizlerle dertleşiyor, gönül sohbeti yapıyor, düşüncelerimi duru ve samimi bir şekilde paylaşıyorum.
Bugünlerde aklı selime, teenniye, temiz bir duruşa, kavuşturan, buluşturan ve barıştıran dürüst yaklaşımlara çok ihtiyacımız var.
Bugünlerde sıcak gülüşlere, dostane sözlere, çıkar hesabı yapmayan fedakar tutumlara hayati ölçüde gereklilik var.
Ayırmayan, dışlamayan, yabancılaştırmayan, karıştırmayan, bölmeyen, bozmayan insani hasletlere muhtacız.
Önyargıları kıracak, duygusal ve düşünsel uçurumları kapatacak yürekli, sorumlu, milli ve vicdanlı tavırlara herkes özlem duyuyor.
Gün ışığında karanlığa mahkum edilmekten yorulduk.
Her sabah yeni bir kabusla uyanmaktan, her akşam yeni bir çalkantı ve çarpıklıkla karşılaşmaktan bunaldık.
Suyu bulandırıp suçlu arayanlardan, hayallerimizi karartıp önüne gelene çamur atanlardan sıkıldık, artık yeter noktasına geldik.
Eminim ki, yaşananları film şeridi gibi gözünüzün önüne getirdiğinizde makul ve masum hiçbir şey göremeyeceksiniz.
Kefen edebiyatı yapıp mezar siyasetinden nemalananlar gencecik bedenleri, taptaze filizleri hem istismar ediyor hem de karalıyor.
Gençliği bölen, 15 yaşında hayatını kaybeden bir vatan evladına terörist diyen, meydanlarda savaş naraları atan vicdansızlar artık çok oldu.
Berkin ile Burakcan’ın cansız bedenleri üzerinden polemik yapacak kadar küçülenler, çukurlaşanlar Türkiye’nin önündeki yegane engeldir.
Bu iki çocuğumuza ve yakın tarihte şehit düşen beş polisimize bir kez daha Allah’tan rahmet niyaz ediyorum.
Evlatlarına vatan topraklarının tapusunu verecek kadar gözü dönenlerin nasıl bir insanlık anlayışları olduğunu çok merak ediyorum.
Bunlar ki tıpkı kurumuş çarık gibi oldular.
Bunlar ki aynen koskoca bedene dar gelen elbiseye döndüler.
Bunlar açısından rüşvetin adı bağış, kanun kaçağının tanımı hayırsever, hırsızın ismi ise yeni istiklal savaşçısıdır.
Yalan, riya, fitne, dedikodu, gıybet, kötü söz, asılsız suçlama, maneviyat kaçakçılığı rekor kırıyor, zirve yapıyor ve de hiç doymuyor.
Unutmayalım ki; iman doğruluk, yalan küfürdür.
Küfür ehlinin, batıla bekçilik yapanların, yalana esir düşenlerin sureti haktan görünme çabaları suyun üzerine destan yazmaya benzer.
Kumdan hasat almak ne kadar anlamsızsa kinden kaskatı kesilenlerden merhamet ummak, iyilik beklemek o kadar boş ve nafile çabadır.