Seçim sadece Çankırı'da mı!

2011 yılı Haziranında yapılacak olan genel seçimlerin heyecanı öncelikli olarak TBMM çatısı altında görev yapan milletvekillerini ve beraberinde böylesi bir göreve seçilme arzusunda olanları bugünlerde fazlasıyla sardığına inanıyorum.

Yeni seçilecek ya da aday adayı olacakları bir kenara koyarak, 22 Temmuz 2007 tarihinde yapılan seçimlerden sonra parlamentoda Çankırı'yı temsil edenlerin aradan geçen yaklaşık 3.5 yıllık süre içerisindeki performansları konusunda farklı değerlendirmeler yapabiliriz.

Yapılacak olan her bir değerlendirmenin özellikle "değerlendirilen" isimler yönünden fazlaca önem arzettiği kadar, onların taraftarlarının da "değerlendirme" konusundaki serzenişleri ya da teşekkürleri bizleri bir yerlere götürecektir.

Ancak bu süreç, hiçbir şekilde yeni dönemde TBMM çatısı altında yeniden görev yapma telaşı içerisinde olanları etkilemeyecektir!

Neden derseniz; özellikle Ak Parti kadrolarının oluşumunda son sözü söyleyen Genel Başkan ve Başbakan R. Tayyip Erdoğan'ın "aday belirleme"deki etkisi tartışılmaz bir gerçek olarak önümüzde durmakta!

Diyebilirsiniz ki, diğer partilerde durum farklı mı?

Genel Başkanlarının söylemine bakarsak, önümüzdeki seçimlerde CHP'yi böylesi partilerin dışında tutmakta şimdilik fayda var! Ancak, bu uygulamanın dahi Çankırı'da "sıfır" noktasına yakın olan CHP için çok da önemli olduğunu söylemek abesle iştigal olur kanaatindeyim.

"FEDERASYON" TABELASI ALTINDA!
TBMM'deki temsilci sayısının 2'ye düşürüldüğü Çankırı seçmeninin, önümüzdeki genel seçimlerde, bugüne kadar göstermiş (daha doğrusu gösterememiş) olduğu refleksini "katlayarak" göstermesi, zannımca kaçınılmaz bir durumdur.

Ülkenin dört bir yanında yaşayanlarla yaklaşık 1 milyon Çankırılı'nın, TBMM çatısı altında sadece ve sadece 2 milletvekili ile temsil edilecek olması, başlı başına komedinin üzerinde traji-komik bir olay olarak adlandırılmalıdır!

170 binler civarındaki Çankırı nüfusunun çok çok üzerinde Ankara ve İstanbul'da yaşayan Çankırılılar'ın, halen yaşadıkları mega kentlerde bugüne kadar "bir tane" Çankırılı ismi TBMM'ye gönderememiş olmalarının değerlendirmesine hiç giriş yapmadan tek kelime ile "güçsüzlük" ya da daha da öteye giderek "çapsızlık" olarak değerlendirmekte hiç bir beis görmüyorum.

TEMSİL NOKTASINDAKİ KİFAYETSİZLİK!
Özellikle Başkent Ankara'da, yıllardır "Çankırı'lıyı ve Çankırı insanını temsil ediyoruz" çığırtkanlığı yaparak, "temsil" noktasında "köy derneği" ya da "gecekondu federasyon" modelinin ötesine geçemeyenlerin, tozlu ve devasa tabela altında yıllardır antrenmanlı olduklarından şüphe etmediğim "köylerarası okey turnuvaları" dahi düzenleyebileceklerine şüphe ile baktığımın bilinmesini isterim!

Başkent Ankara ve ülkenin en kalabalık kenti İstanbul'da toplamda çok rahat bir şekilde 500 bini bulabilecek bir sayıdaki Çankırı insanının, bu iki kentten asgari 5 ismi TBMM'ye seçtirmeleri ya da "seçilebilmelerini" sağlayacak olan, daha da ötesi "sağlaması gereken" şayet "çakma" değilse "federasyon(lar)" topluluklarının bugüne kadar sergilemiş oldukları sürecin "sorgulanma" zamanları çoktan gelmiş bulunmaktadır!

Hoş; bu "sorgulamayı" kim yapacaktır?

İşte bu sorunun yanıtı kolay kolay verilememekte! Bunun nedeni olarak kişisel deneyimlerim bana şöyle bir cümle kurduruyor:

-Çankırı'nın toprağından çömlek olmaz!

KİMSENİN OTURMADIĞI "MUHALEFET" KOLTUĞU!
"Muhalefet" sözcüğü, Çankırı insanının günlük yaşamında bol miktarda bulunmasına karşın, bu insanların toplandığı meclislerde hiç mi hiç yanına yaklaşılmayan, adeta "öcü" konumuna sokulan bir mertebe!

Bu koltuk, Çankırılı'nın toplu olarak bulunduğu mekan içerisinde mutlak surette "boş" tutuluyor! Hoş, oturmaya niyetli olan olmayınca, koltuk ne yapsın ki!

Böylesi boş bir koltuk karşısında yapılan "icraatler değerlendirmesi" ise her zamanki gibi "havanda su döğmekten" öteye geçmiyor!

Yıllardır "federasyon" naraları atan Ankara, Çankırılı isimleri, 31 milletvekilinin seçildiği iki bölgede bırakın yerleştirebilmeyi, bu konuda teşebbüsü dahi bulunmuyor, bulunamıyor!

91 SEÇİMLERİNDEN BU YANA ANKARA'DA İSİM YOK
Kişisel notlarım içerisinde 91 seçimlerinde ANAP'tan Keçiören Milletvekili aday sıralamasında rahmetli Osman Çaylak'ı hatırlarım... Sağlık Bakanlığı yapmış Halil Şıvgın 1. sırada, Osman Çaylak da o gün için partide oldukça etkili ve Tarım Bakanlığı yapmış olan İlker Tuncay'ın da büyük desteği ile 4 milletvekili çıkarılan Keçiören'de 2'nci sırayı alabilmişti. Seçimler sonucunda ANAP 1 (Halil Şıvgın), Refah 1 (İ. Melih Gökçek) ve SHP 1 (Seyfi Oktay) ve DYP 1 (Baki Tuğ) milletvekili olarak parlomentoya seçilmişlerdi.

Bugün için ortaya çıkan sonuç şunu gösteriyor ki; 2011 Haziranında yapılacak olan genel seçimlerde, yurdun çeşitli yerlerine dağılmış toplamda 700 bin sayısı kadar Çankırı insanının, ağırlıklı olarak yaşadığı Ankara ve İstanbul gibi mega kentlerden seçilecek toplamda (31+84) 115 milletvekili içerisine Başkent'ten 2, İstanbul'dan asgari 3 (4 bile olmalı) Çankırılı ismi seçilebilecek pozisyonlara taşınması gerektiği düşüncesinde olduğumun bilinmesini isterim!

Ancak, "temenni" ayrı bir olay, "gerçekleşme" ayrı!

Benim bu temennilerim yine "arşivlerde" kalır, geriye Ankara ve İstanbul'dan "milletvekili aday adaylarının" Çankırı'ya seferi başlar!

Sakın ola "bu sefer olmaz" (!) demeyin! Tavsiyem böylesi bir değerlendirme yapmaktan itina ile uzakta durmanızdır! Çok değil daha 2004 yerel seçimlerinde Ankara'daki Federasyon Başkanının Çankırı'dan Belediye Meclis Üyesi olarak seçildiğini ve 5 yıl süresince Ankara - Çankırı arasında mekik dokuduğunu unutmuş olamazsınız!

"Haber"siz ve de "muhalefetsiz" kalmamanız dileğiyle...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.