Çocuklara “Satılmış” isminin verilmesinin hikâyesi şudur: Satı, Satılmış, Dursun, Durmuş gibi isimler çocuk ölümlerine karşı tedbir olacağı inancı ile verilir. Bebekleri ölen aileler, bu isimlerle “ad büyüsü” yaptıklarına inanırlar. 'Satmak' kelimesinden türetilen isimlerle, bebeğin o aileye ait olmadığına, başkasına satıldığına, bunu yaparak, bebeğe musallat olan kötü ruhları kandırdıklarına inanırlar.

 

Satılmış kelimesi çocuklara isim olarak konulurken Allah'a bahşedilmiş, sunulmuş, satılmış anlamına geldiği de diğer bir yaygın görüştür.

 

Buraya kadar yaptığım açıklamada “Sade Satılmışlar"ı anlatmaya çalıştım. Gahamında, hısımında "Satılmış" olanlar ve hatta adı "Satılmış" olanlar sakın alınmasın, konumuz onlar değil.   

 

Benim esas üzerinde durmak istediğim ise, “Su katılmamış Satılmışlar” 

 

“Su katılmamış Satılmış nasıl oluyor?” diyenleri duyar gibiyim.

 

Merak buyurmayın hele bi yol, anlatacağım.

 

Ramazan nedeniyle, toplu iftarlar düzenleniyor ya, malumunuzdur bu mükellef iftar sofralarının baş konukları her zaman şehrin ileri gelenleri olmakta. Belediye başkanları, valiler, vekiller, amirler, memurlar, yağdanlıkların ve yalamaların “Sayın Bakanım” diye hitap ettikleri bakan yardımcıları ve bu zevatın, sürüsüne bereket hempaları.

 

Başbakanın deyimiyle, “fakir, fukaranın, garip, gurebanın” bu iftar sofrasında yeri yok mu, diyenleri de duyar gibiyim.  

 

Onlar, tarhana, bulgur, ayran aşı ile yılın üç yüz altmış beş günü iftar yapıyorlar zaten ve de “tarhana tartar, garnımı yırtar, aman bulgur aşı gel beni kurtar” diye türkü çığırıyorlar. 

 

“Sadede gel efendi ağa, su katılmamış satılmışlara gel” diyenleri de duyuyorum. 

 

Siz de amma sabırsızsınız, hele az biraz soluklanalım.

 

Yukarıda saydığımız zevat var ya! 

 

Hani vekil dedik, belediye başkanı dedik, yardımcı bakan dedik, yardımcı olmayan vali dedik ya! 

 

İşte mükellef sofralarda bu zevata el pençe divan duran, tek ayaküstünde, “ha un ele hah ha da, ha dönele hah ha da” türküsü eşliğinde, gerdan kıvırarak döneleyenler var ya!

 

Benim bahsini ettiğim işte o “satılmışlar”

 

Daha dün hükümete, başbakana ağza alınmadık laflar edenler, küfredenler, bu günlerde, iktidar partisinden birisini görünce arzı endam ediyorlar.  

 

Seçimler de yaklaşıyor. 

 

Siyasi düşüncelerini kiraya verenler, iktidara yaranmak için, yalakalık yapanlar.

 

Menfaat, makam, mevki uğruna kendilerini pazara çıkaranlardan bahsediyorum.

 

Aşağı Buğday Pazarında kurulan, at pazarı, hayvan pazarı değil bu…

 

Su katılmamış satılmışların pazarı.

 

“Belgesi var mı, belgesi?”

 

Merak buyurmayın, gerdan kıvıran, arzı endam edenlerin belgesi Facebook'da.

 

Bu günleri de gördük çok şükür…