Recep Dumanlı: Çankırı'yı Şahin'e dar ederiz
MHP Genel Sekreter Yardımcısı Recep Dumanlı, düzenlediği basın toplantısında AK Parti milletvekili İdris Şahin'e yüklendi.
MHP Genel Sekreter Yardımcısı Recep Dumanlı, AKP Çankırı Milletvekili İdris Şahin 15 Ağustos 2013 tarihinde partisinin Kurşunlu İlçe Danışma Meclisi toplantısındaki sözlerini eleştirdi.
MHP'yi hedef alan, hakaret içeren ve töhmet altında bırakan mesnetsiz açıklamalar yapıldığını dile getiren Dumanlı, "Bu açıklamalarının tamamı asılsız ve gerçeklerden son derece uzak olup, bir siyasetçinin yapacağı konuşmalarda göstermesi gereken asgari özenden de yoksundur.
Bu çerçevede AKP Milletvekili İdris Şahin'in yapmış olduğu açıklamalar kapsamında gerekli gördüğümüz açıklamaları sizlerle paylaşacağım." dedi.
AKP'li Çankırı Milletvekili Şahin'in basına yansıyan açıklamalarında yer alan ve MHP'yi ilgilendiren hususları konuşmasında yer alış sırasına değerlendireceğini ifade eden Dumanlı, "Sayın Şahin "Çankırı'nın Milletvekili olarak hiçbir şekilde muhatabım olmayacak ve konuşmalarına cevap vermeyi bile hissetmediğim değerli MHP Genel Başkan Yardımcısına asla bu kürsüden cevap vermeyeceğim" ifadesini kullanarak kendisinin olması gerektiği yerini ve seviyesini zaten bu sözleri ile belirlemiştir. Bu manada, AKP Çankırı milletvekili İdris Şahin asla Sayın Genel Başkan Yardımcımızın mukabili ve muhatabı değildir. Kendisi, parti yöneticisi değil sadece bir milletvekilidir. Bu açıdan da siyasi hiyerarşi bakımından Sayın Genel Başkan yardımcımızın muhatabı olamayacaktır. Öncelikle bunun tespit edilmesi ve bu konunun kendisine basın yoluyla bildirilmesinde yarar görülmüştür." dedi.
Dumanlı, "Sayın Şahin 2011 yılı Milletvekili Genel Seçimlerinde AKP'yi kastederek 72.500 helal oy aldıklarını ifade ederken, başta Çankırılıların MHP'ye vermiş olduğu ana sütü gibi helal olan çok kıymetli oylarını da zımnen haram olarak nitelendirmiştir. Siyasi hayatının en büyük gaflarından birini bu yolla Çankırılılar'a karşı yapmıştır. Çankırılı bunu unutmayacaktır. Helali ve haramı yaklaşan seçimlerde İdris Şahin'e hiç şüphesiz gösterecektir" diye konuştu. Dumanlı sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sayın Şahin "seçilmiş olan milletvekillerine konuşma yapmayı bile çok gören bir zihniyet, kendisini sadece takdim etmek için Kurşunlu'nun 7'den 70'ine vatandaşının cebinden topladığı paralarla getirdiği sanatçının eşliğinde kendisinin reklamını yapıp, MHP'nin ismini duyuracak" diyerek belediye başkanımızın düzenlemiş olduğu festivali sözüm ona eleştirmektedir. Bu konuda devlet ve millet kaynaklarını kendi amaçları ve çıkarları uğruna gözünü kırpmadan harcayan AKP'li belediyelerle rekabet yapmamız işin doğası gereği mümkün değildir. Sayın Şahin'e öncelikle en yakınındaki Çankırı belediyesinin ve bu örnek gözünü açmaya yetmez ise Ankara Büyük Şehir Belediyesi'nin benzer konudaki faaliyetlerine daha yakından bakmasını şiddetle öneririz. Bu milletvekili, ne yazık ki MHP ismine ve bütün baskılara rağmen MHP'li belediyelerin göstermiş olduğu muazzam hizmetlere karşı bir kıskançlık duygusuna kapılma emaresi göstermektedir. MHP'nin belediye başkanını yeniden aday ilan edeceğimiz bir etkinliğe sizi baş konuşmacı olarak çağırıp alanda toplanan milletimize her tarafı yalan, dolan ve talan kokan AKP hikâyelerini mi dinlettirecektik. Elbette MHP ve adayımızın tanıtımını kendimiz yapacaktık. Bunun için ne sizden, ne de başka bir yerden icazet almaya ihtiyaç duymadık, duymayız da. Sayın Milletvekili bu festivalin "7'sinden 70'ine kadar vatandaşlardan toplanan paralarla" yapıldığını, bu paralarla da MHP ve adayımızın reklamının yapıldığını ifade ederken öncelikle utanmalı ve sıkılmalıdır. Bu bağlamda, vatandaş hakkı yenildiğini ifade ederken öncelikle kendisinin, bazı istisnalar olabilmekle beraber partisindeki bazı milletvekillerinin, parti yöneticilerinin ve belediye başkanları ile belediye yöneticilerinin öncelikle bir boy aynasına yakından bakmalarını şiddetle kendilerine öneriyorum. Zira bu aynaya baktıklarında görebilecekleri tek şey kendi suratlarıdır. Hiç kuşkusuz yetim hakkı yiyen, garip gurebayı hor gören, hortumcu, tuz tüccarı, ihale avcısı, özelleştirme vampiri, arsa spekülatörü, belediye rant komisyoncusu vs. gibi unvanları burada saymak hoş olmasa da, yediden yetmişe tüyü bitmemiş yetim hakkını gasp edenler kendilerini derhal tanıyacaklardır. Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki MHP olarak biz bunların hepsini biliyor ve çok yakından takip ediyoruz. Kamu malına yani Beytül-Mal'a kim elini uzatırsa onunda takipçisi olacağımızı ve onlara bunun hesabını soracağımızı burada bir kez daha ifade ediyorum.
Sayın Şahin, Kurşunlu halkından; yolsuzluklara, hırsızlıklara, rant kavgalarına, kamu mallarını yandaşlara peşkeş çekilmesine seyirci kalmamasını talep ediyor.
Biz de bu güzel talebe canı gönülden katılıyoruz.
MHP'nin yönetiminde olduğu hiçbir yerel idarede bunların asla olmayacağını ifade ederken, bu talebimizi Çankırı geneline yaygınlaştırarak ekliyoruz.
Ve diyoruz ki: Ey Çankırılı hemşerim, bugüne kadar yerel ve ulusal basına yansıyan ve TBMM'ne kadar intikal eden Çankırı'daki çıkar mücadelesine, rant kavgalarına, kamu mallarının yandaşlara peşkeş çekilmesine, Çankırı ve Çankırılı'dan çok daha fazla kendi ceplerini düşünen AKP'den seçmiş olduğunuz bu iki milletvekilinin yaptıklarına da seyirci kalmayınız, lütfen olanları yakından takip ediniz ve sandıkta gereken cezayı bunlara veriniz."
Zara konserine gelen kalabalıkların AKP'lileri korkuttuğunu dile getiren Dumanlı, korkunun ecele faydası olmayacağını ve AKP'nin ilk yerel seçimlerde büyük düşüş yaşayacağını savundu.
AKP Çankırı Milletvekili İdris Şahin'in siyaseten kabul edilemeyecek iftiralar içeren açıklamalarda bulunduğunu anlatan Dumanlı, "AKP'li Milletvekili İdris Şahin '1999'da Milliyetçiyiz, Mukaddesatçıyız diyerek Çankırı'nın yaklaşık % 50'sinin oyunu alarak iş başına gelip, bizim Meclise gönderdiklerimiz (MHP'yi kastediyor) Rahşan hanımın eteğinin altında siyaset yaptılar. Rahşan hanımın söylediklerinin arkasından yürümek zorunda kaldılar. Hiç kusura bakmasınlar.' diyerek aklınca belden aşağı siyaset yapmaya kalkışmaktadır. Yaptığı bu çirkin benzetmeden dolayı öncelikle kendisini siyasi terbiye ve etiğe davet ediyoruz. Kendisi MHP camiasından derhal özür dilemelidir. Aksi takdirde etek altında nasıl siyaset yapıldığını öğrenmesi yolunda siyaseten Çankırı'yı kendisine dar ederiz. Bunda da son derece kararlıyız. Bu sürecin takipçisiyiz. Sayın Şahin'in özür davetimize icabet şekli bu konunun seyrini belirleyeceğini de ifade etmek isteriz. MHP siyasi misyonu ve vizyonu belli olan, Türk siyasi hayatında 44 yıldır varlığını sürdüren, köklü bir geçmişe sahip olan siyasi bir partidir.
Bu güne kadar; Hiçbir kişinin, zümrenin, grubun, organizasyonun ve ülkenin etkisi ve yönlendirmesiyle siyaset yapmamıştır, bu gün de yapmamaktadır, yarın da yapmayacaktır. MHP inandığı davada eğilmez, bükülmez, esnetilemezdir. MHP, milliyetçi ve mukaddesatçıdır. MHP, Türklük ve İslam'ın bekçisidir. MHP, Hakkın ve hakikatin yanındadır. MHP, Türk milliyetçilerinin çelik iradesini temsil etmektedir. Bu kapsamda da siyaset yapmak için hiçbir konuda ve hiçbir şekilde "icazete" ihtiyacı yoktur. Olmayacaktır. Oysa, Sayın İdris Şahin partimize karşı seviyesiz iftiralarını sıralarken;
Gömlek değiştirenlerin partisine mensup olduğunu, 29 Ekim 2004'te İtalya'nın başkenti Roma'da, Papazın dizinin dibinde, Haçlı bayrağının üstünde, Türk düşmanı Papa X. Innocenizo'nun heykeli önünde imza atanların partisine mensup olduğunu, Heybeli Ada Ruhban Okulunu açmaya can atan partiye mensup olduğunu, Sümela'yı Rumlara, Akdamar'ı Ermenilere kilise olarak açan AKP'nin vekili olduğunu unutmaktadır. Cami yıkan, camiden çok kilise, manastır ve şapel açan partinin vekili olduğunu, İsrail ile en geniş ortaklıklar kapsamında iş yapan, PKK ile görüşme masasına oturan, Baro Başkanı iken Diyarbakır Barosunda PKK'ya destek açıklamaları yapan kişi olduğunu unutmaktadır.
"İmralı canisi ile görüşme yapmadık" diyerek önce reddeden sonra bu ispatlanınca "şerefsiz" yaftasını boynuna asmak zorunda kalan partinin milletvekili olduğunu, sözde barış sürecinin oluşmasında emeği geçen, ülkemizin toprakları üzerinde PKK bayraklarının asılmasına müsaade edenlerin partisinde safahatını sürdüren milletvekili olduğunu unutmaktadır. Durum bununla da bitmemiştir. İdris Şahin, milyonlarca metrekare vatan toprağını yabancılara peşkeş çekenlere TBMM'deki oylamalarda evet diyen vekildir. Vakıflar Yasasına evet diyerek Ceddimiz Fatih'in kemiklerini sızlatan vekildir. Irak'ta Müslüman halkı katledenlere seyirci kalan, binlerce masum Müslüman Iraklı kadının ırzına geçen Amerikan askerlerini hoş gören, Amerikan askerlerinin evlerine sağ salim dönmeleri için duacı olan bir başbakanın partisinin milletvekilidir. Suriye, kan gölüne dönmüşken, Sunni-Şii tartışmasını gündeme getirerek Türkiye'de Sunni-Alevi ayrımcılığını körükleyen anlayışın temsilcisidir. Bu memleketin insanını her ağzını açtıkça parçalara bölen, İşine geldiğinde de birlik ve kardeşlik konusunda bayram mesajı yayınlayan ikiyüzlülerin partisinden milletvekilidir. Sıkıştığında her defasında ben eski ülkücüyüm maskesi arkasına saklanan çok yüzlülerdendir.
Kısacası, milletvekili olmanın verdiği avantajlardan yararlanarak Çankırı'nın ekonomik ve sosyal imkanlarından faydalanmak uğrunda rant ve çıkar peşinde koştuğu çeşitli şekillerde basında da paylaşılan bir milletvekilidir." diye konuştu.
AKP iktidarında yoksulluğun arttığını ve ekonominin kötüye gittiğini iddia eden Dumanlı, "Özel sektörün dış borcu 49,0 milyar dolardan 240,0 milyar dolar fırlamış, toplam dış borcu 350 milyar dolara çıkmış, faiz lobisine 10 yılda 500 milyar TL aktarılmıştır. Sınırlarımız yolgeçen hanına dönmüş, patlayan bombalar milli güvenliğimizi tehdit eder hale gelmiş, PKK'nın tehditleri aşikar hale gelmiş, İmralı canisi baş müzakereci yapılmış ve böyle bir Türkiye manzarasına ulaşılmıştır. Millet aç, yorgun, yılgın ve umudunu kaybetmiştir. Milletin geleceği ise küresel sülüklere ve yerli işbirlikçilerine teslim edilmiştir. Sonuç olarak, bu ülkeyi seven ve bu topraklarda yaşamayı arzu eden 76 milyon vatandaşımızın özetle 'anası' ağlatılmıştır" dedi.
Dumanlı, "2001 yılında İmralı canisinin sesinin dahi duyulmadığı bir ortam söz konusu iken bugün; o bölücü başının nasıl hapisten çıkartılarak siyasallaştırılacağı ve Türkiye'nin nasıl bölünmesi gerektiği konuşulmaktadır. Bu da 10,5 yıllık AKP iktidarının bu ülkeyi nereden nereye getirdiğinin en güzel örneğidir." diye konuştu.
Dumanlı şöyle devam etti:
"Sayın Milletvekili Şahin yaptığı konuşmasında 'Amerika'nın şartlı olarak teslim ettiği Apo'ya güvenerek, onun idam cezasını kaldırmak suretiyle bugünkü sürece getirilirken hiçbir sözleri yoktu, bugün milletin kardeşliği adına, akan kanın durması adına, 76 milyonun huzur ve refahı adına hareket etmek için adım atan Sayın Başbakanımıza olmadık laflar söyleyecek kadar günahkâr, utanmaz insanlar. Bunları unutmayalım' ifadesini kullanmıştır.
Öncelikle, partimiz mensuplarını kapsayacak şekilde kullanmış oldukları "Günahkâr, utanmaz insanlar" ifadelerini kendisine aynen iade ediyorum.
Apo canisinin idamının MHP tarafından kaldırıldığını ifade eden cümleler Sayın İdris Şahin'in bebek katili Öcalan'ın Türkiye'ye teslim süreci ve MHP'nin ortak olduğu 57'nci Cumhuriyet Hükümeti arasındaki ilişkiler konusunda ne kadar cahil olduğunu, eğer bilerek bunu söylüyorsa da ne kadar art niyetli ve izandan yoksun olduğunu ortaya koymaktadır"
15 Şubat 1999'da Abdullah Öcalan'ın yakalandığını hatırlatan Dumanlı, " Bu tarihte MHP Meclis dışındaydı. Bu katil, DSP azınlık hükümetine teslim edilmişti. Yani Ecevit Başbakan'dı. Yerel ve Genel Seçimler 18 Nisan 1999'da yapıldı. Seçim sonunda MHP ikinci parti olarak TBMM'ne girdi. MHP'li 57'nci Hükümet ise 28 Mayıs 1999'da kuruldu. 29 Haziran 1999'da DGM idam kararını, 25 Kasım 1999'da da Yargıtay idam kararını onayladı. Temyiz süreci tamamlandı. Dosya TBMM'ne gönderilmek üzere Başbakanlığa gönderildi. Burada MHP var mı? Hayır yoktu. O halde bu yanıltma niye yapılıyor?
Bütün bu gri propaganda idamı kaldırarak bebek katilini idam sehpasından alanların kim olduğunu saklayabilmek için yapılıyor." dedi.
Dumanlı, "O halde bazı soruları sorarak taşları yerine oturtmamız gerekiyor.
1. ABD, Apo canisini kime teslim etmiştir?
2. Kim ne zaman yargılamıştır?
3. Kim ne zaman cezasını vermiştir?
4. Kimler bu cezanın infazının önüne geçmek için 1997 yılından itibaren gerekli altyapıyı hazırlamıştır?
5. Bu süreçte kimler rol almıştır?
İsterseniz olayları sıralayalım. Bebek katilini ipten kurtaranlar kimlermiş bir bir görelim. Yıl 1997.
• İktidarda Refahyol Hükümeti var. Yani Erbakan-Çiller hükümeti
• Bu hükümet "11 numaralı protokolü" kabul ediyor.
• Nedir bu 11 numaralı protokol?
• Türk yargılama sistemi tamamlandığında, yargılama süreci tamamlanmış sayılmıyor ve bu protokol ile dava dosyaları AİHM'ne götürülüyor. İşte bu protokol ile İmralı canisinin AİHM'ne gitmesinin yolu daha 1997 yılında, yani yakalanmadan tam 2 yıl önce açılıyor.
Yıl 1999
• Apo'nun dosyası iç hukuk tamamlandıktan sonra bu protokol gereği AİHM'ne gönderiliyor.
• AİHM ise mahkeme 'sonuçlanana kadar infazı erteleyin' kararı veriyor.
• İnfaz erteleniyor.
• MHP'nin şiddetle istemesine rağmen işte bu protokol sebebiyle bölücü başının idam dosyası yasal zorunluluk sebebiyle TBMM'ne sevk edilemiyor.
MHP'nin Hükümet ortağı olduğu dönemde;
• "Terör, Savaş ve Çok Yakın Savaş Suçlarına Ölüm Cezası Verileceği" hükmü Üçlü Protokole konulmuştur.
• Buna ilişkin Anayasa değişikliği 3 Ekim 2001 tarih ve 4709 Sayılı Kanunla gerçekleştirilmiştir.
Peki daha sonra ne yapılıyor?
• Sürecin tamamlanması bekleniyor.
• Bu beklemenin sonunda AİHM süreci tamamlanmış ve AİHM idamı onaylamıştır.
• Bu durumda bütün süreçler tamamlanmış olduğundan idam dosyasının TBMM'ye intikal ettirilmesi, yani infazın yapılması gerekmektedir.
• Üçlü koalisyonda ANAP ve DSP idamın kaldırılmasını istemiş, MHP buna karşı çıkmıştır.
• Dosya daha sonra başbakanlıktan TBMM'ne gönderilmiş ve o gün orada yapılan oylamada MHP dışındaki bütün partiler ve bağımsızların" idama hayır" oylarıyla bölücü başının idamı ertelenmiştir.
O halde yeniden olayları bir kez daha gözden geçirelim;
• 3 Ağustos 2002 tarihinde,
• AB Uyum Yasalarının kabulü kapsamında,
• Sadece MHP'nin 'Ret' oyuna karşılık,
• Diğer bütün partilerin 'Evet' oylarıyla,
• TBMM'de kabul edilen 4771 Sayılı Yasa ile İmralı canisinin idam cezası kaldırılmıştır.
• İdam cezasını kaldıranlar kimlerdir?
• İçlerinde bugün Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül, TBMM başkanı Cemil Çiçek, eski başbakanlardan Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve yüzlerce diğer milletvekilinin adı bu listede yer almaktadır." ifadelerini kullandı.
İdamın tamam olarak Recep Tayyip Erdoğan ve AKP hükümeti tarafından kaldırıldığını iddia eden Dumanlı, "AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, idam cezasının kaldırılması yönünde 6 no'lu protokolü imzalamıştır. Bununla kalmamış savaş zamanında bile idam cezasının verilmesini engelleyen 13 numaralı protokolü de imzalamıştır. AKP Böylece; Anayasa'ya MHP zamanında konulmuş olan "terör, savaş ve çok yakın savaş suçlarına idam cezası verilmesi" hükmünü de kaldırmış ve bölücü başını rahata çıkartmıştır. Buraya kadar ifade hususların belgeleri TBMM ve Devlet Arşivlerinde yer almaktadır. İsteyen kolayca ulaşabilmektedir. Bütün bunlara rağmen İmralı Canisi Bebek katilinin idamını MHP engelledi demek abesle iştigal olacaktır. Tarih bunları belgeleri ile ortaya koyarken, bu Allah'tan korkmaz kuldan utanmaz yüzsüzler hala bebek katilini MHP'nin asmadığını söylemeye devam etme cüretini göstermektedir. Bu katili asılmaktan kurtaranlar 1997-2013 döneminde siyaset sahnesinde olan, ilgili protokollere imza atan MHP dışındaki bütün partiler, onların genel başkanları ve bu kararlar altında imzası olan milletvekilleridir. Bu vebal onlarındır. Bu vebalin sorumluluğunun ve 40 bin vatan evladının hesabı da inşallah Divanı-Kübra'da bunlardan sorulacaktır. İşte Çankırı milletvekili İdris Şahin de AKP'nin bu ağır vebalini taşıyan bir milletvekili olarak bugün karşımızda siyaset yapmaktadır. Kendisine tavsiyemiz, 'altı aydır şehit cenazesi gelmiyor daha ne istiyorsunuz' diyerek ortalıkta gezineceğine, Tunceli'de, Hakkari'de, Şırnak'ta dağlara PKK paçavralarının asılmasının ve yolların güvenlik kontrollerinin KCK elemanları tarafından yapılmasının nasıl izale edileceğini düşünmesidir. Öncelikle PKK, terörle mücadele, Oslo görüşmeleri, sözde barış süreci, Habur rezaleti gibi konularda yabancıların çıkarlarına hizmet eden, Türkiye'nin bölünüp parçalanmasına yol açacak, kardeşkanı dökülmesine sebep olacak politikalardan elini çekmemekte ısrarcı olan partisine ve kendi siyaset geçmişine bir kez daha iyice bakmasıdır" diye konuştu.
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.