Prof. Dr. Celal Şengör: İstanbul depremi bayağı yakınlaşmış!
Düzce Depremi'ni değerlendiren Prof. Dr. Celal Şengör, Fatih Altalı'ya verdiği demeçte, "İstanbul depremi bayağı yakınlaşmış. İstanbul’dan taşın, Fatih’siz bir hayat istemiyorum" dedi.
YERBİLİMCİ Prof. Dr. Celal Şengör’e göre Düzce’de 6 büyüklüğünde meydana gelen deprem ‘müthiş kötü bir haber.’ Jeoloji uzmanlarının bu depremin özelliklerini çok iyi anlayamadığını savunan Şengör, "Bunun anlamı şu; İstanbul depremi bayağı yakınlaşmış. Stres birikimi had safhaya yaklaştı" diye konuştu.
Saat 04:08’de Düzce’nin Gölyaka ilçesinde meydana gelen depremi Kandilli Rasathanesi 6, AFAD’sa 5,9 büyüklüğünde açıkladı.
Deprem, İstanbul, Ankara ve İzmir’in de aralarında olduğu çok sayıda ilde hissedildi. Artçı sayısı 100’ü aşarken, açıklanan yaralı sayısı da 60’ın üzerinde.
Habertürk yazarı Fatih Altaylı'ya konuşan Şengör, depremin Düzce’deki gerilimi boşalttığı görüşünü reddederken, İstanbul depreminin epey yaklaştığını düşünüyor.
Şengör’ün deprem hakkındaki görüşü şöyle:
"Bu deprem müthiş kötü bir haberdir. Bu deprem Kuzey Anadolu fayının hareketinin tüm jeologlar tarafından tam olarak anlaşılamadığının göstergesidir. 22 yıl içinde Düzce’de ikinci bir deprem bu. Oysa herkes Düzce’nin gerilimini boşalttığını ve uzunca bir süre ciddi bir deprem olmayacağını düşünüyordu. Öyle olmadığını gördük.
Bunun anlamı şu. İstanbul depremi bayağı yakınlaşmış. Stres birikimi had safhaya yaklaştı.
Naci Görür'ün dediği doğru. Bolu Dağı’na doğru da bir deprem bekleyebiliriz. Ama orada 1944’te bir deprem oldu. Stres var ama çok büyük bir depreme yol açacak kadar değil.
Asıl stres birikimi Batı’ya doğru oldu. Yani Adapazarı, Gölcük ve İstanbul.
İstanbul’u bir kez daha uyarıyorum. Ve belki bundan sonra bir kez uyarma fırsatımız dahi olmayabilir. Sana tavsiyem İstanbul’dan, şehir içindeki evinden taşın. O kadar hazırlıksızız ki, bir doğalgaz boru hattının kırılması bile yeter. Taşın çünkü Fatih’siz bir hayat istemiyorum."
NACİ GÖRÜR NE DEMİŞTİ?
Yerbilimci Prof. Dr. Naci Görür, ‘deprem gündemi’nin kısa sürede tüketilmesine çıkışarak, yapılması gerekenleri şöyle anlatmıştı:
"Bugünkü Düzce depremi 1999 Gölcük ve Düzce depremleri sırasında KAF’ın (kuzey anadolu fayı) kırılmamış bir kesimi üzerinde oldu. Böylece Düzce ve batısında KAF enerjisinin büyük bir kısmını boşalttı.
1999 depremlerinde KAF Bolu tüneline kadar kırılmıştı. Hala daha Bolu tüneli ile Bolu kenti ve ovası arasındaki fay kolunda kırılma olmadı. O nedenle Bolu ve güneyi riskli bir bölge olarak algılanmalı ve IRAP planı (İl Afet Risk Azaltma Planı) ciddiyetle uygulanmalıdır.
Düzce depremi bize bazı şeylerin önemini hatırlattı.
a) 1999 Düzce depremi yerbilimciler tarafından üç ay önceden ön görüldü ve alarm verildi. Yapılan hazırlıklar sayesinde 1999 kasım ayında olan depremde az hasar ve can kaybı oldu.
b) 1999’dan sonra Düzce’de yapılan binalar yönetmeliklere uygun yapıldı ve bu nedenle de bugünkü depremde fazla hasar alınmadı."