Ömer Faruk Eryılmaz'ın kaleminden: Yüzüncü yıl...
Sözcü18 yazı ailesinin güçlü ve bir o kadar da özel kalemlerinden Ömer Faruk Eryılmaz, Cumhuriyet'in ilanının 100'üncü yılını kutladığımız şu günlerde, kendine has üslubuyla bugüne kadar pek gündeme gelmeyen 'yaşanmış gerçekler'i bizlere hatırlatıyor...
"YÜZÜNCÜ YIL
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’in On’uncu yıl kutlamalarının yapıldığı Ankara’da 'Yurttaşlarım! Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti’dir.' diyor ve 'Türk Milleti çalışkandır, Türk Milleti zekidir' diye sürdürüyordu konuşmasını.
Sözlerini Faruk Nafiz Çamlıbel ve Behçet Kemal Çağlar’ın yazdığı Onuncu Yıl Marşı'nı Cemal Reşit Rey besteliyor, tüm Türkiye tek ağızdan;
"Çıktık açık alınla on yılda her savaştan
On yılda 15 milyon genç yarattık her yaştan.
Başta bütün dünyanın saydığı Başkumandan
Demir ağlarla ördük Anayurdu dört baştan.
Türk’üz, Cumhuriyetin göğsümüz tunç siperi
Türk’e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri"
diye göğsünü kabarta kabarta okuyordu.
Cumhuriyetin On’uncu yılı kutlanıyor olur da, Cumhuriyeti gönülden benimsemiş ilçe bundan eksik kalır mıydı?
Hazırlıklar aylar öncesinden başlatıldı. Cumhuriyetin On’uncu yılına yakışır ve yıllar yıllar kalacak bir anıt yapmalıydılar.
Coğrafyanın adı 'Taş Yakası' olduğuna göre anıtta taştan yapılmalıydı.
Görev, ustalar ustası İkizhasangil’in Mevlüt’e (Benli) düştü.
Büyük usta ilçenin kanaat önderlerinin, bürokratlarının, çobanlarının, kadınlarının, çocuklarının, esnafının fikrini sordu soruşturdu.
Kafasında oluşturduğu fikrini yine beldenin okumuş-yazmış, Cumhuriyeti benimsemiş insanlarına açtı.
Son kararını verdiğinde, anıtın üzerine yazılacak olan yazı işini, Kastamonu Abdurrahman Paşa lisesinde eğitim görmüş, Molla Ali Oğullarından Ali Reis’in oğlu Aziz’e (Sertkaya) verdi.
Latin harflere geçeli daha bir yıl bile olmamıştı ama Aziz Sertkaya o güzelim diline benzer yazı uslübuyla; "Kurşunlu halkı Cumhuriyet’in Onuncu yılını burada kutladı." diye üzerinde tarihi olan o vecizeyi Mevlüt Ustanın eline tutuşturmuştu.
Bugün bile bir sanat eseri olarak yerini koruyan anıtın taşlarını başta ustanın kardeşi ve ilerleyen zamanlarda 'Minareciler Kralı' olarak anılacak Hasan (Benli) olmak üzere, Kabakların Arif (Ercoşkun) , Çendeklerin Arif (Çendek) gibi birçok taş ustası yontuyor, yerleştiriyor, tarihe de silinmez bir kanıt bırakıyorlardı.
* * *
Cumhuriyet’in 50. yılı kutlamalarının yapıldığı ilçenin futbol sahası insan kaynıyordu. 72 köyden gelen 72 köy okulunun öğretmen ve öğrencileri ile onlara eşlik eden anne babalara, bastonlarına dayanarak yürüyen Kurtuluş Savaşı gazisi dedeleriyle, yokluklardan umut var eden kamburu çıkmış nineleri eşlik ediyorlardı.
Belediyenin hoparlörü sabahın erken saatlerinden beri sözlerini Bekir Sıtkı Erdoğan’ın yazdığı, Necil Kazım Akses’in bestelediği ve;
"Müjdeler var, yurdumun toprağına taşına
Erdi Cumhuriyetim, elli şeref yaşına"
diye başlayan 50. Yıl Marşı'nı çalıyor, en küçüğünden en büyüğüne herkes pırıl pırıl bayramlık elbiselerini giymiş, marşa eşlik ediyorlardı.
Çarşıdaki tüm dükkanların bir gün öncesinden bayraklarla donatıldığını söylemeye gerek yok ama ilkokul öğrencilerinin her birinin ellerindeki kağıttan yapılmış bayraklarla yaptıkları geçit töreni aradan geçen 50 yıla rağmen unutulması mümkün olmayacak kadar muhteşemdi...
Kaymakam ve Belediye Başkanı'ndan sonra Kurtuluş Savaşı gazileri çıkmışlardı kürsüye.
Çatkeseli Halil hoca ceketinin yakasındaki Kurtuluş Savaşı Gazisi madalyonuyla çıktığı kürsüde Kurtuluş Savaşı anılarını coşkuyla anlatırken hem kendisi ağlamış hem de herkesi ağlatmıştı.
Kürsü boş kalmıyordu... Öğrenciler duygulu şiirler okuyorlar, öğretmenler günün anlam ve önemini belirten konuşmalar yapıyorlardı.
Etkinlikler bitmek bilmiyordu ki, Avcılar Kulübü üyelerinin bellerinde fişeklikleri, boyunlarında tüfekleri ve önlerinde yine ceketinin en görünür yerine taktığı madalyonuyla Kurtuluş Savaşı Gazisi Kadir’in Sadık’ın (Yıldırım) asker yürüyüşüne ayak uydurarak yapmakta oldukları resmi geçitlerini, İlçenin Gençlik kulübü futbol takımının geçişi izliyordu.
Biraz sonra karakucak güreşe tutuşacak yiğitler bir köşede kayıt yaptırıp, rakiplerini süzerlerken, tezgahında ayva satan bir üretici, yanında ilden gelmiş çatlak helva satıcısına laf yetiştiriyordu.
'Cumhuriyet' konulu şiir, resim ve kompozisyon yarışmalarında kazananların adları okunarak ödülleri veriliyor, şiir ve resim dallarında kimlerin kazandığını anımsamayan bu satırların yazarı, 1., 2. ve 3'üncüye değer eser bulunamayan kompozisyon yarışmasında mansiyon ödülüne layık görülüp, dolmakalemle ödüllendirildiğini unutmuyordu.
İlçenin futbol sahasındaki kutlamaları 'su deposu' denilen tepede genlikle lise ve Ortaokul öğrencileri tarafından dikilen ağaçlarla oluşturulan 'Ellinci Yıl Ormanı'nın açılışı ile devam ediyor, Belediye Başkanı Yusuf Kenan Alpay’ın yanında doğasever insan İhsan Çimen’in yaptığı konuşmaları 'Cumhuriyet ve Orman' konulu şiir, resim ve kompozisyon yarışmalarında kazanlara ödüllerinin verilmesi izliyordu.
Gece ise Çarşı'nın ortasında yakılan 'Sinsin Ateşi'nin etrafında oynanan halk oyunları ile ateş üzerinden atlama yarışmalarına 'Fener Alayı' geçişleri eşlik ediyordu.
* * *