Oda TV'de karar!
Mahkeme, Yalçın Küçük ve Hanefi Avcı'nın tutukluluğuna devam kararı verdi. Duruşma 13 Haziran tarihine ertelendi.
İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen, ikisi tutuklu 13 sanıklı Odatv davasının 16. duruşması bugün görüldü.
Çağlayan Adliyesi önünde başta gazeteciler ve destek verenler olmak üzere kalabalık toplandı. Ancak tutuklu sanık Prof. Dr. Yalçın Küçük'ün de yazarları arasında olduğu Aydınlık gazetesinden sadece editör Recep Elçin'in gelmesi tepki çekti. Uğur Dündar Odatv davasını izlemek üzere Çağlayan Adliyesi'ndeydi.
93 meslek örgütünün oluşturduğu ve dönem başkanlığını Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin (TGC) yaptığı Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP), bugünkü duruşmaya katılanlar arasında. Adliye önüne "Özgür basın varsa özgür toplum vardır" yazılı bir afiş serildi.
Gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık ve Soner Yalçın’ın sanık olarak yargılandığı Odatv davasında tutuklu sanıklar Yalçın Küçük ve Hanefi Avcı tahliye talebinde bulundu.
YALÇIN KÜÇÜK: BENİM SAYEMDE ŞÖHRET OLDUNUZ
Dava kapsamında örgüt yöneticisi olmakla suçlanan Küçük, 'Ben niye tutsağım diye düşünüyorum. Güya Barış Pehlivan diye bir çocuk benim evime gelmiş. Direktifler almış. Onları götürmüş. Ama ben bu Barış Pehlivan'ı tanımam. Ömrümde bir kez gördüm (Oradaydım belgeseli çekilirken). Ben bunu söylüyorum. Benim saniyemi izliyorsunuz. Her şeyimi takip ediyorsunuz. Ama bir kez bile benimle görüştüğünü bulamıyorsunuz. Hala dijital diyorsunuz, devletin TÜBİTAK'ını alet ediyorsunuz. Vicdan, vicdan, vicdan...' diye konuştu.
Küçük, davanın tutuksuz sanıklarına dönerek, "Hepsi dışarıda, ben nasıl yöneteceğim bunları. Hepsini gönderdiniz beni tutuyorsunuz. Hangi hukukla" diye bağırdı. Bunun üzerine mahkeme başkanı Mehmet Ekinci, "Acele edin" diyerek Küçük’ü uyardı. Savunmasının henüz başında olduğunu belirten Küçük ise "Hayır efendim daha başındayım. İsterseniz kesersiniz" dedi. Dava kapsamında herkesin tahliye olduğunu kendisinin neden tutuklu olduğunu anlayamadığını dile getiren Küçük, "Barış Pehlivan sen o belgeleri benden almadığını kanıtlayacaksın. Benim evime gelmediğini kanıtlayacaksın. Benimle konuşmadığını kanıtlayacaksın. Yoksa girersin tekrar içeri. Benim sayemde şöhret oldunuz. Şöhretin bedeli işte burada benimle konuşmadığınızı ispatlayarak borcunuzu ödeyin" diye konuştu.
Zaman zaman sinirlendiği gözlenen Küçük, "Sizin yüzünden beni tutuyorlar. Gelip burada ispat edeceksiniz" dedi. Daha sonra mahkeme heyetine dönen Küçük, "Siz beni burada boşuna tutuyorsunuz. Yapamazsınız gücünüz yok. Siz iddianamelerinizi artık değiştirin. PKK ile Genelkurmay arasında kıl kadar ilişki yoktur" ifadesini kullandı.
AVCI: TUTUKLU KALMAM DOĞRU DEĞİL
Diğer tutuklu sanık Hanefi Avcı da tahliye talebinde bulundu. Bilgisayarlara yönelik organize bir saldırı olduğunu belirten Avcı, "Bu virüs tüm bilgisayarı ele geçiriyor. Virüsler bilgisayarda çalıştırılmış. Bu ödül alacak bir saldırı. Benim belirttiğiniz gerekçelerle tutuklu kalmam doğru değil. Yazamadığınız gerekçelerle tutukluyorsanız bunu da açıkça söyleyin" dedi.
Avcı, 'Burada hiçbir yazar arkadaşlarla görüşmüşlüğüm yok. Bir tek Doğan Yurdakul ve Soner Yalçın'ı bir kere ayaküstü gördüm. 3. Yargı paketi çıktı. Benimle aynı durumda olup ta içeride olan kimse yok. Ne DHKP-c ne de başka bir yerde' açıklamasıyla sözlerini bitirdi.
SAVCI, ERGENEKON MÜTALAASINI İSTEDİ
Sanıkların ardından avukatları da tahliye talebinde bulundu. Avukatların sözlerinin ardından duruşma savcısına görüşü soruldu. Savcı Ufuk Ermertcan, geçtiğimiz hafta Ergenekon davasında verilen mütalaanın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nden istenilmesini talep etti. Savcı Ermertcan, Oda TV davasında da mütalaa hazırlamak için dosyanın kendisine verilmesini istedi. Savcı Ermertcan, tutuklu sanıklar Küçük ve Avcı’nın ise tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.
Duruşma 13 Haziran tarihine ertelendi.
ODA TV DAVASI
27 Aralık 2012'de Soner Yalçın'ın da tahliye edilmesiyle birlikte Odatv davasında tutuklu sanık sanık olarak yalnızca Prof. Dr. Yalçın Küçük ve Hanefi Avcı kaldı. 14 sanıkla başlanan davada MİT mensubu Kaşif Kozinoğlu'nun cezaevinde hayatını kaybetmesiyle birlikte sanık sayısı 13'e düşmüştü.
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.