O kıyafetlere ben de imza atmazdım

'O kıyafetlere ben de imza atmazdım'

THY ekibi için hazırlanan kıyafet tasarımlarına imza atan modacı Dilek Hanif, eleştirilere yanıt verdi...

Türk Hava Yolları (THY) ekibi için hazırlanan yeni kıyafet tasarımlarına imza atan modacı Dilek Hanif, eleştirilerin odağı oldu. Özellikle sosyal medyada tartışmalara neden olan kıyafetler abartılı bulundu. Kıyafetler için “fasıl heyeti” benzetmesi de yapıldı.

Ünlü modacı Dilek Hanif, NTV muhabirinin sorularını yanıtladı.  Dilek Hanif, şunları söyledi:
 
'TEK KIYAFET ÜZERİNDEN ÇIKIŞI ANLAMIYORUM'
 
"Onun dışında onlarca örneğimiz vardı. Ben bir profesyonelim, THY de müşterim. Benden talepleri olur, ben tasarımlar hazırlarım. Çok geniş çaplı bir araştırmayla hazırladık. Bunun altına imzamı koyar, sonra yönetime sunarım. Onlar bunu kabul eder, bunu basın ya da halkla paylaşırız.
 
Bu aşamaların hiçbirini maalesef yaşayamadan çalışma basına yansıdı. Sanki o kıyafetler THY için tasarlanmış gibi bir sonuca vardılar. Ben baktığım zaman, bu resme hak veriyorum. Bir tek onu değil, birçok alternatif yapmışım. Dolayısıyla tek bir kıyafet üzerinden, görsel üzerinden böyle bir çıkışı anlayabilmiş değilim.
 
Bir fotoğraf üzerinden bir şeyler söylemek isteyenler, söylediler. Onun dışında kepli olan farklı varyasyonlar da var. O tasarım, bizim beğenip ‘THY için uygundur’ dediğimiz bir görsel değil. THY, marka kimliğine uygun, ciddi, sürekli ve kalıcı bir tasarı istiyor. Dolayısıyla ‘İki türlü çalışalım, bunların içinden uygun olanı seçelim’ gibi bir kanıyla çalışmaya başladık.
 
'ÇOK YÜKSELDİKÇE BÖYLE ŞEYLER OLUYOR'
 
Eleştiri, tek bir tasarım üzerine, bitmemiş bir çalışma üzerine yapıldı. Dilek Hanif olarak bugüne kadar yaptığım işler belli. Kimleri giydirmişim, tasarımlarım hangi yerlerde satılır, nerelerde, ne işler çıkartırım… Duruşum çok belli, ben bunu anlayamıyorum. Yaptıkları yorumlarla da bana bir eksi getirmiş değiller. Çok fazla yükseldikçe bu tür şeylerle karşılaşıyorsunuz.
 
'BEN DE ŞOK OLDUM'
 
Resmi görünce ben de şok oldum. Benim hayal ettiğim THY bu değil. Türk tasarımcı olarak, dünya markası olmuş bir havayoluna zaten uygun görmüş değilim. Sadece Temel Bey’le telefonda konuştuk. Düşürülmüş olduğum durumdan dolayı çok üzgün olduğunu söyledi. Ertesi gün bir toplantı yapıldı, onların onayı olmadan bir açıklama yapmak istemedim. Bu resimleri vermek onların arzusu değildi. ‘İşimizi bitirdikten sonra gerekli yerlerle paylaşırız, böyle bir şeye gerek yok’ diye düşünüyorlardı. Ben rica ettim. Halkın tepkisi çok olunca da geri çektiler.
 
'ART NİYET VAR'
 
Bizim 50 tasarımız var. Bu uzun tasarımın olmaması gerektiğini söyledim. Hosteslerin özellikle güvenlikleri açısından sağlıksız bir görsel olduğunu o günkü toplantıda söyledim. ‘Bir tane de öyle bir şey olsun, onu görelim’ dediler, onun üzerine yaptık. Eski resim üstünden iki toplantı geçti. Tamamen farklı versiyonlar çıktı. Bir daha bunun konusu bile olmadı. Zaten burada yüzde yüz bir artniyet var.
 
'ALTINA İMZAMI ATMAZDIM'
 
Bu kıyafetleri THY kabul etseydi altına imamı atmazdım. Bana talep geldiği gün söyledim; ‘Siz benim müşterimsiniz, ben bunu yaparım ama altına imzamı atmam’ dedim. Ama zaten THY’den de böyle bir talep gelmedi.
 
'ONLAR BİLİYOR, BİZ BİLMİYORUZ'
 
THY çok global ve büyük bir marka. Dışarıdan ciddi danışmanlıklar alarak çalışıyorlar. Bu bir ekip işidir. Biz kafamıza göre çizip bunları sunduk gibi bir durumum yok. Temanın içine çok fazla bir şeyler koyarsınız ama bu kadar fazla ve yoğun olmamalı. Biz başta kepleri de çalışmıştık, onu da yaptık. Kendi kültürümüzden çıkmış bir versiyonunu düşünürsek, başlarda da bir aksesuar düşünürsek bunun görseli ne olur görmek istedik. Bugün özel sipariş için müşteri gelse, üzerinde neyin doğru neyin yanlış olduğuna bakılır. Ben koleksiyon hazırlıyorum, mankenli-mankensiz defalarca prova yapıyoruz. Kumaşlarla ilgili eleştiri yapıldı.
 
Yani onlar biliyor biz bilmiyoruz. Dünden bugüne modacı olarak buraya gelmedim. Elimden çok kumaş ve buna benzer malzeme geçti. Gördüğüm anda, bir şeyin olup olmayacağını bilirim. Kumaş desenli çalışmaya karar verildiğinde belli özelliklere sahip olması gerekir. Teknik özelliklerin hepsi kumaşın üzerine yükleniyor.
 
Sekiz ayrı tasarımcının katıldığı ihaleyi biz aldık. Herkes tasarımını gösterdi, bizim tasarımımızı beğendiler. Dolayısıyla anında bize verildi. Bizim için olmazsa olmazlar bunlardır, kumaşlarınızı bu şekilde hazırlayacaksınız filan... Bunların üzerine kumaşçı firmayla bir çalışma yapıyorsunuz, hazır bir kumaş değil, bizim için dokutuldu. Kumaşa iplik örneği veriyorsunuz. İplik boyanıyor, aynı ton tutamayabiliyor. Bizim de belli bir süremiz var. Kumaş çıktı, bize 350 gram çok ağır geldi. Dedik ki ‘Bu kumaş ağır ama en azından prototipleri bunların üzerinde dikelim’. O sırada bunun diğer gramajları üretiliyor. Şu anda hâlâ üretiliyor, ikinci bir desen çalışması var.
 
'ÇAĞDAŞ TÜRK KADINI İÇİN'
 
Aslında THY ile beraber çalışmayı çok arzu etmiştim. Bir de ‘Bu işten çok ciddi para mı kazandı' gibi şeyler vardı. Tam tersine burada tek amacım çağdaş Türk kadının… Çünkü THY her gittiği yerde bizim hosteslerimiz bizimle bir mesaj veriyorlar. Dolayısıyla Türkiye'nin tanıtımı için bu kadar ciddi çalışmalar yapmış olan, buna baş koymuş olan Dilek Hanif nasıl olur da böyle bir kıyafet tasarlar? Dolayısıyla bana göre son derece çağdaş ama bir o kadar da küçük de olsa kendi kültürünün özelliklerini barındıran -özenti durumunda da kalmamak lazım- şeyleri içine koymanın çok doğru olacağını ve bizi farklılaştıracağını, THY’nin de zaten kanıtlanmış olan başarısını daha da yukarı taşıyacağını düşünüyorum.”

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
Önceki ve Sonraki Haberler