Latife Hanım'ın ailesi ilk kez konuştu
Olay kadın Latife Hanım'ın ailesi 86 yıllık suskunluğunu bozdu.
Hürriyet Gazetesi'nden Aysel Alp'in röportajına göre: Herkesin suçladığı Latife'nin öyküsünü ilk kez anlattı. Kanlı yelpaze, gelinliği, mektupları, zifaf gecesi yatak örtüsüne kadar hepsiyle ilgili gerçekler bu hikayede...
Mustafa Kemal ile 2 yıl 5 ay süren evliliğine dair çok şey söylendi, yazıldı, filmlere, belgesellere konu oldu. Kamuoyu onu, kiminle evlendiğini bilmeyen, genç, hırçın kadın olarak tanıdı. Ama O, Paşa'ya verdiği söz gereği, ayrıldığı 1925 yılından ölümüne kadar geçen 50 yıl boyunca bu evliliğe dair tek bir söz etmedi. Herkes konuştu, o sustu. Onunla birlikte ailesi de konuşmadı.
TEYZEM LATİFE
Aile bu suskunluğunu Gazeteci Yazar Fatih Bayhan aracılığıyla bozdu. Atatürk'ün yaşamındaki üç kadın, Zübeyde Hanım, Fikriye Hanım ve Latife Hanım ile ilgili üç ayrı kitap yazdı Bayhan. 2007 yılında yayımlanan Latife Hanım'ın Kağıtları kitabı aile tarafından öylesine beğenildi ki, bu yazarla tanışmak için Yayınevinden yardım istediler. Bayhan ile kurdukları dostluk, Teyzem Latife'nin yazılmasını sağladı. Bir gazeteci olarak Bayhan kamuoyu adına sordu, Öke ise Latife Hanım'ın ailesi adına yanıtladı bugüne kadar bilinmeyenleri. 2 yıl süren çalışmada, ailenin sandukası açıldı, belgeler, bilgiler döküldü ortaya. Bugüne kadar 'erkek tarafı' yaklaşımıyla yazılıp çizilenlerin aksine ilk kez kız tarafı gözüyle anlatıldı yaşananlar...
Zübeyde Hanım'ın Vasiyeti, Latife Hanım'ın Nikah elbisesi, zifaf gecesi yatak örtüsü, Paşa'nın attığı kartlar, Nutuk'un el yazması, Latife Hanım'ın babasının sabateist olduğu iddiaları, evliliğin son günü vuku bulan 'kanlı yelpaze' gibi hem görseller hem de belgeler ilk kez bu kitapta yer alıyor. Ailenin özenle sakladığı her şey, gün yüzüne çıkıyor.
500 sayfalık bu eser, 11 Nisan'da Pegasus Yayınevi'nden çıkarak okuyucuyla buluşacak. İlk basımında 50 bin gibi iddialı bir sayı basılan kitabın öyküsünü Latife Hanım'ın kız kardeşi Gülümser Hanımın oğlu Mehmet Sadık Öke ve Fatih Bayhan ile konuştuk.
SÖYLEYECEK SÖZÜ VARDI
Mehmet Sadık Öke, teyzesinin Atatürk'e verdiği söz gereği vefatına kadar konuşmadığını, ailenin de bu sözü onurlandırarak bir vasiyet bildiğini ve konuşmadığını vurguluyor. Ancak bu suskunluğun Paşa'yı korumakla birlikte teyzesiyle ilgili yanlış bilgiler ve yanlış imaj yarattığını belirterek, konuşmaya karar verdiklerini söylüyor.
Öke şöyle devam ediyor: "Kamuoyunda oluşan 'huysuz insan Latife Hanım' imajı doğru değil. O, huysuzluktan ziyade söyleyecek sözü olan bir insan. Paşaya çok katkısı oluyor. Paşanın hayallerindeki Türkiye ile benim hayallerimdeki Türkiye örtüştü, diyor teyzem."
BABA EVLİLİĞE KARŞI ÇIKIYOR
Latife Hanım'ın kiminle evlendiğini bilmediği tezlerini ise şu sözlerle çürütüyor Öke:
"Hem Latife Hanım hem de aile iddiaların aksine kiminle evlendiğinin o kadar farkında ki; dedem , Latife, evleneceğin normal bir Türk vatandaşı, normal bir asker değil. Türkiye Cumhuriyetinin Reis-i Cumhur'u. Bunun normal bir evlilik olacağını sanmıyorum, dolayısıyla evlenmene gönlüm razı değil. Bir gün ayrılık vuku bulursa, bana gelip serzenişte bulunma, diyor."
Latife Hanım'ın kıskanç olduğu iddialarına ise Öke, "Seven insan tabii ki kıskanır. Teyzem de diğer kadınlardan kıskanmıştır. Ama teyzem, 9 yabancı dil bilen Sorbonne'da Hukuk okumuş, müzik kültürü yüksek, Erzurum'un önde gelen Uşşaki Ailesinin kızı" diyor.
KANLI YELPAZE
Fatih Bayhan, evliliğin son gününü ve kanlı yelpaze olayını şöyle anlatıyor:
"Bir davet veriliyor ve Paşa Latife Hanım'dan piyano çalmasını istiyor. Latife Hanım, bu dayatmadan rahatsız oluyor ama çok da belli etmeden 'birazdan çalayım' diyor. Bunun üzerine Paşa'nın evi havaya kalkınca, o da elindeki yelpazeyi kaldırıyor. Yelpazenin ucu kırılıyor, paşanın da dudağı kanıyor. Kanı yelpazeye bulaşıyor. İşte aile bu yelpazeyi de özenle saklıyor. Tıpkı yatak örtüsünü, gelinliği, mektuplarını, Nutuk'un el yazmasını sakladıkları gibi."
Bayhan, bu kitapta sorduğu sorularla kamuoyunun sesi olmaya çalıştığını, Mehmet Sadık Öke'nin de ailenin sesi olduğunu belirtiyor. Latife Hanım'a bu evliliğin ardından yurtdışından evlenme teklifleri geldiğini ama onun, "Ben Türkiye Cumhuriyeti Reisi Cumhuru ile evlenmiş bir kadınım. Onun hatırası üzerine yeni bir hatıra eklemem, diye reddediyor. Kitapta bu öykülerin yanı sıra evliliğin bitmesinde etkili olan kişiler de anlatılıyor" diyerek kitaba dair ipuçları veriyor.